İbn-i Akkaşe isminde bir şahıs, İmam Bakır (a.s)’ın huzuruna gelerek şöyle arzetti:
“Neden İmam Sadık (a.s)’ın evlenmesine zemin hazırlamıyorsunuz? Oysa onun evlilik zamanı gelmiştir.”
İmam Bakır (a.s), önünde mühürlenmiş bir kese olduğu halde şöyle buyurdu:
“Yakın bir zamanda Berber halkından köle satan bir şahıs gelecek ve Meymun sarayında konaklayacaktır; bu kese altınla Ebu Abdullah (İmam Sadık) için cariye alacağız.”
Bir müddet böyle geçti. Bir gün İmam Bakır (a.s)’ın huzuruna gittiğimizde şöyle buyurdular:
“O köle satan dediğim şahıs gelmiştir; şimdi bu para kesesini alarak gidin ondan bir cariye alın.”
İbn-i Akkaşa şöyle diyor:
Biz köle satanın yanına giderek; “Ceriyelerden birini bize sat” dedik.
Köle satan; “Bütün cariyeleri sattım; sadece iki hasta cariye vardır; onlardan birinin durumu iyiye gidiyor”dedi.
Dedik ki: “Onları getir de görelim.”
Köle satan o iki cariyeyi getirdi. Onları gördükten sonra; “Durumu iyi olan cariyeyi kaça satıyorsun?” dedik.
Köle satan; “Yetmiş dinara satıyorum” dedi.
Biz; “Biraz ucuza sat” dedik.
Köle satan; “Yetmiş dinardan ucuza satmam” dedi.
Biz de cevaben; “Biz onu bu kesedeki paraya alıyoruz” dedik. Kesenin içerisinde ne kadar para olduğunu da bilmiyorduk. Köle satanın yanındaki sakalı beyaz yaşlı bir adam; “Keseyi açın, içerisindeki parayı sayın” dedi.
Köle satan ise: “Hayır, açmayın; eğer 70 dinardan bir dinar az olsa dahi satmayacağım” dedi.
Yaşlı adam; “Keseyi yakına getirin” dedi. Biz de yanına giderek keseyi açıp içerisindeki paraları saydık; paranın tam yetmiş dinar olduğunu gördük. Parayı o adama verdik, cariyeyi alarak İmam Bakır (a.s)’ın yanına getirdik. İmam Sadık (a.s) da o Hazretin yanında durmuştu. Cariye alma olayını İmam Bakır (a.s)’a anlattık. İmam (a.s) da Allah’a şükür etti.
Daha sonra İmam Bakır (a.s) cariyeye;
“İsmin nedir?” diye sordu.
Cariye; “İsmim Hamide’dir” dedi.
İmam (a.s); “Dünya ve ahirette hamide (övülmüş ve beğenilmiş) olasın” buyurdular.
Daha sonra İmam Bakır (a.s) ondan bir takım sorular sordu, o da cevap verdi. Sonra İmam (a.s) oğlu İmam Sadık’a dönerek; “Bu cariyeyi al götür” buyurdu.
İşte böylece “Hamide” İmam Sadık (a.s)’ın eşi oldu ve insanların en iyisi İmam Musa Kazım (a.s) ondan dünyaya geldi.[1]
[1] - Bihar, c. 48, s. 5.