Evlilik ve ortak aile hayatının kurulması, fıtrattan kendine özgü yaratılıştan kaynaklanan en güzel ve en önemli toplumsal adetlerden biridir. Tarih boyunca insanların kabul ettiği çok kutsal ve faydalı geleneklerden biridir. Evlilik insan hayatının zorunluluklarından sayılmaktadır. Bunun terk edilmesi, toplumsal geleneğin dışına çıkmak olarak görülmekte ve kabul edilemez bir iş olarak değerlendirilmektedir. Evlilik düşünceye ve sağlıklı ölçülere göre gerçekleştirilirse, aşağıda işaret edilecek olan faydaları da beraberinde getirir.
1-Bağımsızlığın Kazanılması
Kız ve erkek evlilikten önce anne babanın aile parçaları ve onlara tâbidirler. Doğal olarak bağımsızlık istemelerine rağmen bu meşru haktan mahrumdurlar. Çoğunlukla işleri ve kazandıkları ailelerinindir ve kendileri de oradan geçinirler. Kararlarında bağımsızlıkları yoktur. Anne baba hakimiyetindeki aile kurallarına ve disiplinine uymak zorundadırlar. Fakat evlilikle kızın ve erkeğin hayatı değişmektedir. Hayatları yeni bir şekil almakta ve bağımsızlık kazanmaktadır. Bu yeni hayatta kız ve erkek, karı ve koca olmakta ve küçük bir toplumsal birimi oluşturmaktadır. Sorumluluk kabul etmekte ve bağımsızlık kazanmaktadırlar. Hayatları hedef kazanmaktadır; işleri, geçimleri ve kazançları yeni aile birimine aittir. Bu yeni kurumun idaresi, sorumluluğu onların üzerindedir. Artık kendi kararlarını kendileri vermekte ve böylece de yeni toplumsal hayat başlamaktadır.
2-Ünsiyet ve Huzur
İnsanın doğal özelliklerinden ve ihtiyaçlarından biri de ünsiyet, sevgi ve ülfettir. Yalnız yaşamak zor ve elem vericidir. İnsanın, güvenilir, dürüst, dertlerini paylaşacağı, müşfik ve sırdaşı olabilecek bir başka insana ihtiyacı vardır. İnsan bu şekilde onunla ünsiyet kurar, dertleşir ve sırlarını paylaşır. Onun tesellilerinden, gönül almasından, sıkıntılarını paylaşmasından yararlanır, böylelikle mutlu olur ve huzur bulur. Kendisine içten sevgisini sunacağı, onun da sevgisini ve fedakarlığını esirgemeyeceği güvenilir ve samimi bir dosta ihtiyacı vardır.
İster kadın tarafından olsun, isterse de koca tarafından olsun, bu doğal ihtiyacı en iyi şekilde temin edeceği yer, insanın kendi eşidir. Karı-koca arasındaki sevgi ve dostluğun dışındaki bütün sevgiler, dostluklar geçici ve sınırlıdır. Bir birim oluşturdukları ve ortak bir hedefe sahip oldukları için herkesten çok daha fazla birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Evlilik sonucu oluşan huzur ve mutluluk o kadar önemlidir ki, Allah Teala bunu büyük bir ayeti olarak görmekte ve şöyle buyurmaktadır:
“İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve ünsiyet var etmesi, Allah’ın ayetlerindendir.” [1]Görüldüğü gibi, nefsin huzuru ve mutluluğu, evliliğin en önemli sonucu olarak zikredilmektedir. Gerçekten de böyledir. Evlilikte cinsel içgüdülerin tatmini gibi başka bir takım yararların olduğu doğrudur; fakat kadın ve erkek için evlilikten hasıl olan en önemli ve en değerli fayda gönül huzuru ve mutluluktur. Bu açıdan denilebilir ki, insana nasip olan en iyi nimet, kişinin kendine yaraşır bir eştir.
İmam Rıza (as) şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın kulu, baktığında kendisini mutlu edecek, gıyabında canını ve malını koruyacak liyakatli bir eşten daha iyi bir fayda elde edemez.” [2]
3-İffetin Korunması ve Günahtan Sakınma
Evlilik sayesinde insanın en güçlü içgüdülerinden biri olan cinsel içgüdüleri, tabii seyrine ulaşır, sapkınlıktan ve günahtan korunur. Cinsel içgüdü, her insanın varlığında mevcut olan çok güçlü bir içgüdüdür. Eğer bu içgüdü doğru yönlendirilir ve kendi tabii mecrasına yerleştirilirse, zarar vermek bir yana, tersine birçok yararlara da sebep olur. Eğer onun için meşru vesileler sağlanmazsa, insanı tabii mecrasından çıkarır ve günaha ve sapkınlığa sürükler. Bu içgüdünün tek meşru ve tabii vesilesi, evlenmek ve aile kurmaktır. İnsan, evlenmesi ve cinsel içgüdüsünü bu meşru yolla tatmin etmesi durumunda iffetini koruyup zinaya, livata, istimnaya (mastürbasyon) ve namahreme bakmak gibi günahlara bulaşmamış olur. Fakat evlenmemiş biri için nefsine hakim olup cinsel içgüdülerini kontrol etmek çok daha zordur. Bundan dolayı evlilik dinin korunmasının en büyük etkenlerinden biri olarak zikredilebilir. Hadislerde de bu konuya işaret edilmiştir.
Allah’ın Resulü (saa) şöyle buyurmaktadır:
“Kim evlenirse dinin yarısını korumuş olur.” [3]
Yüce Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmaktadır:
“Allah’la pak bir şekilde buluşmak isteyen kişi evlenmelidir.” [4]
Allah’ın Resulü (saa) şöyle buyurmaktadır:
“Ey gençler, evlenebilir, bu çerçevede girişimde bulunabilirsiniz; zira evlilik sayesinde kendinizi ve gözünüzü günahtan sakındırabilirsiniz. Kim evlenmeye güç yetiremezse, oruç tutsun; çünkü oruç şehveti azaltır.” [5]Allah’ın Resulü (saa) şöyle buyurmaktadır:
“Kim gençliğinin başında evlenirse ona yönelen şeytan şöyle feryat eder: “Eyvahlar olsun, dininin üçte ikisini benden korudu!” Geri kalan kısmı için de takvaya riayet etsin.” [6]
4-Sinirlerin Dengelenmesi ve Huzur
Bilim adamları, cinsel içgüdülerin doğru bir şekilde tatmin edilmesinin ve husyelerin dengeli bir şekilde boşalmasının, insan sağlığı açısından zaruri olduğunu söylemektedirler. Bunun terk edilmesi bazen psikolojik, bazen de bedensel rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Cinsel içgüdüler, doğru ve doğal şekliyle tatmin edilmezse, kimi zaman sinir bozukluğu, ıstırap, bitkinlik, yeis, karamsarlık, solgunluk, sinirlilik ve sert mizaçlılık, inzivaya çekilme gibi psikolojik; kimi zaman da ülser, hazım bozukluğu ve baş ağrısı gibi bedensel rahatsızlıklara sebep olur. Cinsel içgüdünün doğru, doğal ve meşru tatmin yolu evliliktir. Diğer yollar doğal olmayan yollardır, sapkınlıktır ve günahtır. Bunlar tehlikeli sonuçları beraberinde getirir. Öyleyse kim bedensel ve ruhsal sağlığına önem veriyor ise ilk fırsatta evlenmelidir.
5-Doğum ve Neslin Çoğalması
Evliliğin en önemli semerelerinden biri de çocukların doğması ve insan neslinin devam ettirilmesidir. Doğumu ve neslin çoğalmasını önemsiz ve ehemmiyetsiz görmemek gerekmektedir. Zira dünyanın yaratılış hedefi, insanın var olması, yetişmesi ve tekâmülüdür. Muvahhid ve salih insanlar yetiştirilmesi, dünyayı yaratan Allah’ın isteğidir. İslam açısından salih evladın varlığı, ana-baba için onlara dünya ve ahiret mutluluğunda etkili olacak bir salih amel sayılmaktadır. Çocukların varlığı, anne babayı mutlu edip oyalar ve onlara hedef kazandırır, hayatlarına mutluluk ve canlılık kazandırır. Çocukların varlığı, evliliğin meyvelerinden biridir. Bu açıdan neslin çoğalması, hadislerde evliliğin hedeflerinden biri olarak zikredikmiştir.
Allah’ın Resulü (saa) şöyle buyurmaktadır:
“Evleniniz, çocuk sahibi olunuz, sayılarınız artsın; zira ben kıyamette diğer ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim. Hatta düşük doğmuş çocukla bile.” [7]Yüce Peygamberimiz (saa) şöyle buyurmaktadır:
“Müminin kendisi için eş bulmasının önünde ne engel vardır, belki Allah ona, “La ilahe illallah” demesiyle yeryüzüne değer katacak bir evlat verecektir.” [8]
6-İtaatte Yardımlaşma ve Sevaba Ulaşma
Evlilik, İslam açısından kutsal ve değerli bir iştir. Allah rızası için yapılması durumunda ibadet sayılmaktadır ve uhrevî mükafatı vardır. Ayrıca mümin bir insan, mümin bir eşle uyumlu olması durumunda işlerini yaparken, eşinin teşviklerinden, cesaretlendirmelerinden ve yol gösterciliğinden yararlanır ve ibadet, salih amel işleme ve Allah’a doğru yönelme konusunda onun yardımından destek alır. Bundan dolayı mümin ve liyakatli bir eş, insanın dünyasında ve ahiretinde yararlanabileceği Allah’ın en büyük nimetlerinden biridir.
Ebuzer-i Gifarî, Allah’ın Resulü’ne şunu arz ett: “Bizim eşimizle ilişkiden lezzet aldığımız halde uhrevî bir mükafat da kazanmamız mümkün müdür?” Buna karşılık Hz. Peygamber (saa) şöyle buyurdu: “Eğer aynı şeyi gayri meşru bir şekilde yapmış olsaydın günahkar olmaz mıydın?” Ebuzer: “Evet olurdum” dedi. Bunun üzerine Peygamber (saa): “Öyleyse meşru olması durumunda ecir ve mükafat alacaksın.” buyurdu. [9]
Allah’ın Resulü (saa) şöyle buyurmaktadır:
“İnsanın saadetine sebep olan etkenlerden biri kendisine layık bir eştir.” [10]
7-Toplumsal Sağlık ve Güvenlik
Evlilik ve aile kurulması, toplumsal sağlık, güvenlik ve mutluluk için de faydalı ve zaruridir. Ailenin temeli sağlam olur; gençler, zamanında evlenir, sıcak aile yuvasına bağlanırsa, fesatlar, bozgunculuklar, karışıklıklar, azgınlıklar, cinayetler, hırsızlıklar, saldırılar, sapkınlıklar, uyuşturucu bağımlılıkları, intiharlar ve asayişsizlikler hissedilir oranda azalır. Zira istatistiklerin de gösterdiği gibi, bu tür şeylere çoğunlukla aile yuvasının sıcaklığından mahrum kişiler başvurmaktadır.
-------------------------------------------------------------------------------------
1-Rum Suresi, 21. ayet
2-Vesail, c.14, s.22
3- Vesail, c.14, s.5
4- Vesail, c.14, s.6
6- Müstedrek, c.2, s.530
5- Müstedrek, c.2, s.531
7-Bihar, c.103, s.220
8- Vesail, c.14, s.3
9-Müstedrek, c.2, s.531
10-Vesail, c.14, s.23