İmam Ali (a.s)

İmam Ali’nin Sevgisi

Çarşamba, 27 Kasım 2013 07:09

Sınırsız bir acizlik ve hayret fikirlerimizi ve aklımızı alıveriyor Bismillahın B’sinin noktasını (1) anlamakta. Nasıl anlayabiliriz ki? Bizimle o hakikatın arasında binlerce perde var.

“...Kim imamını tanıyabilir veya onu seçme hakkına sahiptir? Asla,asla. Akıllar sapar,hayrete düşer,fikirler şaşırır,gözler zayıf düşer,yüce insanlar alçalır,hikmet sahipleri hayran olur,hilim sahipleri geri kalır,

hatipler duraksar,akıllılar cahil olur,şairler dilini yutar,edipler aciz olur,beliğ insanların dili tutulur,imamın birtek sıfatını veya faziletini anlayamazlar.

Hepside aciz ve kusurlu olduklarını itiraf ederler.İmamın birtek sıfatını anlayamayanlar onun bütün sıfatlarını nasıl kavrayabilirler ki?Hakikatı anlaşılmaz,onun işinden birşeye akıl sır ermez,onun yerine geçebilecek biri bulunmaz,onun yerini kimse veremez.Hayır,asla,mümkün değil.Nasıl olabilir ki?Tıpkı ellerinizle yıldızlara ulaşmaya çalışmaya benzer.Onu nasıl seçebilirsiniz,aklınız nereye kadar çalışır,onun gibi birini bulabilir misiniz?”(2)

Bunca akıl ve yetenekler çeşitli derece ve uzmanlıklarına rağmen imamların bir tek şanını veya faziletini anlayamıyorsa bizim aciz aklımız ve kalemimiz İmamımız ve velimiz Aliyy ür Rıza aleyhisselam’ın da buyurduğu gibi “ O öyle yüce bir güneştir ki bütün aleme yüce ve parlak nuru ile doğar ,öyle ki hiçbir el veya göz ona ulaşamaz.”(3)

Ama kalbe sığmayan ,kalpte yanıp tutuşan bu aşk kandili aklımızı alıp o hidayet sahiline alıp götürüyor...Orada selam var,orada rahmet var,orada konuşan Kur’anın muhkem ayetleri var,ebediyet nuru ile nurlanan şahsiyet var.Orada kalpler Ali ve Ali evlatlarının etrafında tavaf ediyorlar-Allah’ın salât ve selamı onlara olsun-.

İnsanlar Kâbede ve Safâda tavaf ederken

Senin kabrin etrafında tavaf eder dönerim.

İnsanlar ibadetlerini zahire ederlerken

Senin sevgin en iyi zahire ve ameldir...

İbni Ebil Hadid.

Yalnız şunu da bilmek gerekir ki gözlerimizle o sevdiğimize ulaşamasak da bazı yüce kelimeler sevdiğimizi bize anlatır ve bize hayat verir.Hani derler ya; “Kulaklar bazen gözden önce aşık olur.”Onun için yüce imamımız Caferi Sâdık aleyhisselam şöyle buyurmaktadır:

“Muhammed sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem ümmetinden olan her kim imamının vacip hakkını tanırsa işte o zaman imânının tadına varır ve islamın asıl güzelliğinin farkına varır.

Çünkü Allah azze ve celle, imâmı bütün varlıklara bir bayrak ve onu bütün insanlara bir hüccet olarak karar kılmıştır. Allah;imama vakar tacını takmış,cebbarın nuru ile donatmış ve onu bir vesile ile gök alemine bağlamıştır.

Ona olan lütfunu asla kesmemiştir.Allah’ın yanındakilere sadece onunla ulaşılır ve sadece onu tanıyan kulların amelleri kabul olur.”(4)

Niçin böyle olmasın ki? İmamlarımızı ziyaret ederken onlara şöyle hitap etmiyor muyuz:

“...Selam olsun sana ey yüce görüş ve duyuşun sahibi! Sen misakını Allah’ın gözü ile gözetirsin ,senin ahdin Allah’ın eli iledir, saltanatın ise Allah’ın kudreti iledir...

Selam olsun sana ey Allah tarafından korunan.Allah senin önünün ve arkanın,üstünün ve altının nurudur.Selam olsun sana ki sen Allahın kudretinde hazine olmuşsun.Allah senin kulağının ve gözünün nurudur.”(5)

Gel biraz da kalbi akıldan öne geçirelim de Ebu Turâb aleyhisselamın muhabbetinin tadına varalım.İşte o zaman kalpte dolaşan kan şahit olacak ki kalbimiz Ali’yi tanıyor ve ondan gayrısını reddediyor.Muhammedi nur aleminde ruhumuz anlayacak ki Ali nurdur ve gayrısı zulmettir...

Ey dost! Bu kutsal türbe var ya,

Göz onu görünce ışıklanır ve ruhum canlanır.

İşte Necef-i Eşref göründü bize,

Nefis türbesi ve ahde vefa yeri ile.

Altın kubbeye bak nasıl parlıyor,

Öyle mukaddes bir mekan ki burası

Aksa ve Kudüs dahi buna ulaşamaz.

Burda yatanın öyle yüce bir makamı var ki

Atlas mavisi gökler dahi ona ulaşamaz.

Dur burada ve toprağını başına serp

Çünkü artık pâk ve mukaddes mekandasın.(6)

O Ali’dir.-Allahın salâtı ona olsun-,o da onun türbesi ve nuru ve feyzi ve onun izzeti kalplerde ve ruhlarda meleklerle birlikte o kutsal ağacın etrafında tavaf ediyor.O kutsal ağaç ki Mustafa ve kardeşi –Allahın selamı o ikisine ve evlatlarına olsun-o ağaçtandır.Halk ise başka bir ağaçtan.

O ağacın kutsallığı Allah azze ve cellenin kutsallığından geliyor.O ağaçtan varlığın özü yaratıldı.Allahın nuru o ağaçtan aleme yansıdı.O ağaç doğuya ve batıya ait olmayan mübarek zeytin ağacıdır.

Allah onu mübarek “Nur” suresinde anlatmıştır: “Allah göklerin ve yerin nurudur.Onun nuru tıpkı bir kandile benzer.Kandil bir sırça içinde o da bir camın içinde.

O sanki parlak bir yıldız gibidir.Mübarek bir ağaçtandır o.Zeytin ağacından.Ne doğuya aittir o ağaç ne de batıya.Yağı neredeyse kendiliğinden yanacak ateş ona deymese dahi.Nûr üzerine nûrdur.Allah o nura istediğini hidayet eder.Allah bu örnekleri halka gösterir. Allah herşeyi bilendir.”(7)

Bu ayeti şerife ilgili şu rivayete bakalım:

“Cabir bin Abdullah diyor ki:Kûfe mescidine gittiğimde Emirülmüminin aleyhisselamı gördüm.Parmaklarıyla yere birşeyler yazıp tebessüm ediyordu.

Dedim ki ;Ey Emirülmüminin!Seni güldüren şey nedir?

Buyurdu ki:Şu ayeti okuyupta manasını bilmeyenlere şaşırıyorum?

Hangi ayet ey Emirülmüminin diye sordum.Şöyle buyurdu:

“Allah göklerin ve yerin nurudur.Onun nuru tıpkı bir kandile benzerKandil Muhammed sallallahu aleyhi ve alihi dir.Kandil bir sırça içinde işte o sırça benim o da bir camın içinde,cam Hasan ve Hüseyndir.

O sanki parlak bir yıldız gibidirAli bin Hüseyndir.Mübarek bir ağaçtandır oMuhammed bin Ali.Zeytin ağacından Cafer bin Muhammed.Ne doğuya aittir o Musa bin Cafer ne de batıya aittir Ali bin Musa.Yağı neredeyse kendiliğinden yanacak Muhammed bin Ali ateş ona deymese dahi Ali Bin Muhammed el Nâki .

Nûr üzerine nûrdur Hasan bin Ali el Askeri .Allah o nura istediğini hidayet eder İşte o nûr Kâim el Mehdidir,Allahın salât ve selamı onlara olsun.Allah bu örnekleri halka gösterir.Allah herşeyi bilendir.”(8)

Ey Ali’ye aşık olan muhip!Gel bu mübarek zeytin ağacının gölgesinde oturalım ve kutsal meyvelerinden faydalanalım.Hadislerimizde zaten biz şiilere bu ağacın yaprakları denmiyor mu?

Allahım bizi bu ağacın yapraklarından et ve onu korumaya muvaffak et.Bizi o ağaca hizmet edenlerin hizmetçisi et.

“Ben onun kulu kölesiyim ve hâdiminin hizmetçisi

Hâşâ ki yarın o bu özgür kulunu unutmuş olsun.”(9)

 


(1) Hz.Alinin şu meşhur hadisine işarettir”Ben noktayım”

(2) İmamımız Rıza aleyhisselam’dan Usul ü Kafi .c1 sf 201 ,1.hadisi şerif.

(3) A.g.e.

(4) Usul ü Kafi c1 sf 203 2.hadisi şerif.

(5) Bihar ul Envar c 102 sf 93

(6) S.Sadrüddin Ali Han Medeni’nin Necefe girerken söylediği kaside

(7) Mübarek “Nur”suresi 35.ayeti şerife.

(8) Ravzat ul Emsal (Ahmet el Kenani)Buna benzer bir rivayet de Usûlü Kâfi c1 sf 195 ,5.hadiste mevcuttur.

(9)Hürr el Âmulinin Hz.Ali hakkında söylediği bir beyit.

Yeni Makale ve Video öğeleri

Yeni Kitaplar

  • El Mizan Tefsiri c.4

    el-Mîzan gibi çok yönlü bir tefsiri okumanın Kur'ân-ı Kerim'in anlaşılması ve ta ...
  • İslam Sosyolojisi

    Asrımızın büyük müfessir, fakih ve filozofu merhum Ayetullah Allâme Tabatabaî, Kur’& ...