Çocuğun "insanî vasıflara" sahip olarak yetişmesinde, ahlâkî değerlerin önemli bir rolü vardır. Ahlâkî değerler, çocuğun olumlu davranışlar kazanmasına öncülük ettiği gibi, kişilik gelişimine de büyük bir katkı sağlamaktadır.
Ebeveynler, kişilik yapısının oluşmaya başladığı 3/4 yaşından itibaren çocuğun davranış gelişimini yakından takip etmeli ve çocuğun ahlâkî kavramları anlamaya başladığı 7/8 yaşından itibaren de ahlâki değerleri ona kazandırmaya başlamalıdır. Ebeveynin çocuğuna zamanında vermediği veya eksik bıraktığı ahlâkî terbiyenin ne okulda ne de toplumda hakkıyla tamamlanamayacağı unutulmamalıdır.
Bu süreçte ebeveynler nelere dikkat etmelidir?
1. Ebeveyn çocuğa iyi bir örnek olmalı.
Sürekli yalan söyleyen, küfür eden, çocuklarının yanında insanların zaaflarını deşifre eden ebeveynlerin çocuklarının da bu davranışları sergilemeleri doğal bir durumdur.
2. Sevgiye dayalı bir eğitim metodunuz olmalı.
Çocuğunuza değer verip sevginizi hissettirmeniz onun size karşı "pencerelerini açmasını" sağlayacağı gibi, ahlâkî değerleri benimsemesini de kolaylaştıracaktır. Çocuğa karşı kırıcı davranmanız ise çocuğun size olan tepkisini ona kazandırmaya çalıştığınız ahlâki değerlere yöneltmesine sebep olabilir. Diğer bir ifade ile çocuk, ahlâki değerlere "sırtını dönerek" sizden intikam almaya çalışabilir.
3. Ahlâkî değerler "yasaklar zinciri" olarak sunulmamalı.
Çünkü bu tarz bir yaklaşım, çocuğun ahlâkî değerlere karşı tepki göstermesine sebep olacaktır. Ebeveynler, makul ve mantıklı izahlarla ahlâkî değerlerin gerekliliğini ve bu değerlerle donatılmış olmanın günlük hayattaki önemini çocuğa açıklamalıdır.
4. Anne ve baba birlikte hareket etmelidir.
Babanın hatalı gördüğü bir davranış, anne tarafından teşvik edilirse veya annenin çok önemsediği bir davranışı baba pek ciddiye almazsa çocuk neye görekime göre hareket edeceğini şaşıracaktır.
5.Çocukların iyi arkadaşlar edinmeleri sağlanmalıdır.
Kötü arkadaş grubu, çocuğun ahlâkî gelişiminin önündeki en büyük engellerden birisidir. Çünkü ailenin çocuğa kazandırmaya çalıştığı olumlu davranışlar kötü arkadaşlarının tesiriyle kalıcı olamamaktadır. Bu durum bir inşaat ustasının gün boyunca binbir zahmetle yaptığı duvarın aynı günün sonunda birileri tarafından yıkılmasına benzemektedir.
6. Çocuğu kendi haline bırakmamalısınız.
Çocukların uygunsuz davranışlarını büyütüp telaşlanmak ne kadar yanlışsa, yanlışlarını ciddiye almamak da o kadar yanlıştır. Çocuğun yaptığı yanlışlar düzeltilmez ve ikaz edilmezse çocuk bunun normal bir davranış olduğunu düşünebilir.
7. Çocuğunuzu kitle iletişim araçlarının bilhassa internetin zararlarına karşı korumalısınız.
Günümüzde bir hastalık haline gelen "internet bağımlılığının" yanı sıra "televizyon esareti" de gençleri ahlâkî bir çöküşe sürüklemektedir. Özellikle "okul dizilerinde" çocuklara model olarak sunulan kişilerin seviyesiz hal ve hareketleri, dağınık giyim ve kuşamları çocukların karakter gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.