Zilhicce güneşinin ışınları Mekke"yi muazzama dağının ardından saçılmaya başladığında, Vahy, Kur"an ve İslam beldesi olan Mekke"ye doğru hacı adaylarının akını başlar. Hacı adaylarının lebbeyk lebbeyk zikirleri Mekke"nin manevi atmosferinde yankı bulur. Şimdi Kabe"yle buluşma aşkı, Allah"ın evini ziyarete gelen hacı adaylarını coşturur. Hayret verici bir nida ve zikir dalgası yükselir. Şevk ve yakarış göz yaşlarıyla bütünleşip, yanakları ıslatır. Hacıların yüzlerinde Allah"a kulluk sevinci ve neşesi okunur.
Sanki herkes kaybettiğini bulup, çevresine toplanarak aşkını beyan ediyor. Bunca gelişmeler, işte haccın azamet ve büyüklük sırrını ortaya koyuyor. Hz. İbrahim (as) oğlu İsmail"le birlikte Beytullah"ul haram Kâbe evinin temellerini attığında şöyle haykırdı:
Allah"ım, ben evlatlarımı namaz ikame etmek için, senin haremin olan bir evin kenarında ve kurak bir çölde konuşlandırdım. Allah"ım, halkın kalp ve gönüllerini onlara yönelt, kendi nimetlerinden onlara bereketler yağdır ki sana şükretsinler. Rivayetlere göre Hz. İbrahim Kâbe evinin inşaatını bitirdiğinde, Allah indirdiği vahyle İbrahim"e Ey İbrahim, halkı bu evi ziyarete çağır buyurduğunda İbrahim dedi ki; Ya Rabbi, bu çölde benim sesimi kim duyabilecek ki.
Yüce Allah bunun üzerine buyurdu ki; senin görevin bu mesajı duyurmaktır. Bense bu mesajı halka ileteceğim. Bunun üzerine Hz. İbrahim Allah Teala"nın emri üzerine bir kayalığın üzerine çıkıp haykırdı:
Ey halk, burası Allah"ın evidir. Onun ziyaretine koşun. Allah İbrahim"in bu tevhid nidasını kıyamete kadar insan kuşaklarına ilettiğinde onlar da icabet edip, lebbeyk Allahumme lebbeyk, nidasını yükselttiler. Bu olaydan sonra birçok manevi, insani, siyasi, toplumsal ve kültürel özellikler taşıyan hac, muvahhid ve müslüman insanların odak noktası ve kıblesine dönüştü.
Lebbeyk Allahumme lebbeyk.
Hac, Allah"ın evini ziyaret edip, onun özel merasimi ve menasıkini yerine getirmek anlamındadır. Resulullah Hz. Muhammed (saa)"in Medine"ye hicretinden sonra, müslümanlara hac yapma farz kılındı. Mali imkana sahip olan her bir müslüman kadın ve erkek hayatı boyunca en az bir kez Beytullah"ı ziyaret etmelidir. Kur"an-ı Kerim, Allah"ın evini halk için inşa edilen ilk ev olarak nitelendirip, Ali İmran sûresinin 96. ayetinde şöyle buyuruyor:
Şüphe yok ki ilk kurulan ev, Mekke"deki evdir. Kutludur ve alemlere doğru yolu gösterir. Kâbe uluslararası barış ve güvenliği tesis faktörü ve garantörüdür. Bu yüzden dünya mazlum insanları, zulme karşı kıyam ve adaleti inşa için bu güvenli mekanda haklarını arayabilirler. Beytullahul Haram"ın güvenlik şartları ve ağı öylesine geniştir ki, hiçbir hacı adayı ve hacı hatta hayvanlara, bitkilere ve haşerelere bile zarar veremez. Başka bir deyişle haccın terbiyevi ve kültürel derslerinden biri insanın başka insanı azarlamaması ve insanların birbirinden emin olmasıdır.
mekke
Hac merasimi, amel ve menasıki islam dininin güzel tablosunu ve onun dünyevi ve uhrevi hayata bakış tarzını gösterir. Ali İmran suresinin 97. ayetinde yüce Allah şöyle buyuruyor:
Oradadır apaçık deliller ve İbrahim"in durağı ve kim oraya girerse emin olur. İnsanlardan, oraya gitmeye gücü yetene, Allah rızası için o evi ziyaret ederek haccetmesi farzdır. İnkar eden eder, Allah şüphe yok ki bütün alemlerden müstağnidir. Bu ayeti şerife göre, hac, Allah"ın insan üzerindeki hakkıdır. İnsan ise Allah"ın rızası için bu manevi ziyareti gerçekleştirip, halis niyet ve huzulu bir kalple tevhidin marifetine ulaşmalıdır. Hac, tıpkı namaz, oruç, zekat ve cihad gibi islami ibadetlerden sayılır. İbadet, insanın yaradılış hedefidir. Eğer hac ihlas ve sadaka üzerine yapılırsa, insanın rabbiyle ilişkileri sağlamlaşır. Hac, insanın varlık alemiyle uyumlu hareket edip, yücelmesine ve düzenli hareket etmesine sebep olur. İnsanın ruhu, yükseklerde uçan bir kuş gibi, muteal ufuklara açılma düşüncesini taşır. Hac ibadeti, en büyük ziyafetullah olarak bu manevi ve ruhi yükselişe zemin hazırlar.
Hacc"ın diğer ibadetlerden üstün tarafı, sayısı dünyevi ve manevi faydaları içermesidir. Kur"an-ı Kerim"in Hac suresinin 27. ve 28. ayetlerinde, Allah"ı zikretme olayıyla birlikte bu özelliklerde söz konusu edilmiştir; ve insanları hacca davet et, uzak-yakın bütün yerlerden yaya olarak, yahut hayvanlara binerek gelsinler sana. gelsinler de kendilerine ait olan menfaatleri elde etsinler. Kendilerine rızık olarak verilen dört ayaklı hayvanları, muayyen günlerde Allah"ın adını anarak kessinler. Yiyin artık onlardan ve yoksul ve fakirleri doyurun.
Görkemli hac merasiminde hacılar tek bir tevhid evinin etrafında tavaf yapar, tek bir Kur"an-ın etrafında birleşir ve tek bir kıbleye doğru yönelir. Bu tevhidi anlayış ve tevhidi eylem, müslümanların vahdetini sağlayarak düşmanlar karşısında gücünü artırır. İslam birliği ve müslümanlararası dayanışma, islam dünyasının atıl bırakılan maddi ve manevi birikim ve sermayesini harekete geçirip, müslümanların tekrar yükselişe geçmesine sebep olabilir. Haccın diğer yapıcı etkilerinden biri de, Allah"ı tanıma içsel gelişme ve dönüşümdür. Nitekim bu değişim ve dönüşüm hacıların söz ve fiillerinde müşahede edilir. Örneğin, deruni arınma paklık ve Allah"a yaklaşma, ilmi ve kültürel programlara katılma istişare etme, fikir birliğine varma, güç birliğini sağlayıp, yetiştirme, islam ümmetini zulüm ve fesattan kurtarma ve koruma, adalet ve hürriyet için kıyam etmek haccın eşsiz semerelerindendir.
Kur"an-ı Kerim"in vurguladığı gibi İbrahimi haccın en önemli etkilerinden biri şirki tespit etme ve toplumu şirkin izlerinden arındırmaktır. Günümüzde cahillik dönemindeki putlardan iz kalmamaktadır. Fakat daha tehlikeli şirk olan şey, müstekbir süper güçlerin ilahlık taslayıp, insanlara ve dünya milletlerine sultalarını dayatmaları ve sömürü mekanizmasını geliştirmeleri, milletleri teslim almaya çalışmalarıdır. Tevhidi inanç ve islam kültüründe müslümanlara yapılan çağrı, hac merasiminde şirk simgeleri ve yönelişlerini red ve nefy etmeleri, çağın müşrik ve zalimlerinden beraat etmeleri ve onları lanetlemeleridir.
İslami rivayetler, haccın fazilet ve önemini daha iyi aydınlatır. Hac sıradan bir ibadet değildir. Bazı hadisi şeriflerde haccın hedef ve etkileri, cihad seviyesindedir. Suneni İbni Mace Mesned-i Ahmet bin Hanbel"de kaydedilen hadisi şerifte şöyle buyruluyor:
Allah yolunda savaşanlarla hac ve umre yapan halkın davet edicisi Allah"tır.
Emir"ül Müminin Hz. Ali (as) da Kâbe"yi dünyanın en faziletli noktası ve haccı da en görkemli ibadet, islam sancağının dalgalandırılması olayı ve din temellerinin sağlamlaştırıcısı olarak niteliyor.
İmam Ali (as) ayrıca, haccı, beşeri toplumdaki yoksulluk ve günahı arındıran bir eylem olarak nitelendirip, şöyle buyuruyor. Hac ve umre, yoksulluğu izole eder ve günahları siler. İslami kültür ve tevhidi dünya görüşündeki haccın yüksek faziletleri ve yapıcı eserlerinden dolayı dünya müslümanları, bu azametli manevi sefere çıkmaya özen gösteriyorlar. Hac, yoksulla zengini, siyah deriliyle beyaz insanı birleştirip bütünleştirir. İnsanlar hangi ırk ve kavimden olursa olsunlar, Allah"ın lütuf ve rahmeti sayesinde, engin ve derin haccın manevi okyanusunda kendine bir yer bulur.