Tarih boyunca gelen peygamberler ile arkalarından gelen seçkin vasiler, önderler özveriyi gerektiren hidayet yolunu izlediler, meşakkatli eğitim yolunda yürüdüler. İlahî elçilik ve önderlik görevini yerine getirme yolunda her türlü zorluğa katlandılar. İlâhî hedeflerinin gerçekleşmesi yolunda kendini ilkelerine ve inançlarına adamış bir insanın feda edebileceği her şeylerini feda ettiler.
Hidayet önderlerinden biri de hiç kuşkusuz nübüvvet evinde gözlerini dünyaya açan, risalet sahibinin öğretilerinden fazlasıyla nasibini alan ve tüm Müslüman kadınlara örnek olan Resul-i Ekrem’in (s.a.a) yegâne kızı Hz. Fatımatü’z Zehra’dır. O Fatıma ki, İslâm tüm boyutları ile O’nun yaşamında somutlaşmıştı. O kadın ki, Hz. Resulullah’ın (s.a.a) “Âlemlerin kadınlarının efendisi” olarak nitelediği şahsiyettir. O ki, iman ve temizlik saçan parlak nur, aşılmaz kale ve tüm insanlığa üstün bir örnek idi. Allah’ın selâmı ona, babasına, eşine ve çocuklarına olsun.