İslam’ın en büyük şahsiyetinin yegane kızı Hz. Fatıma (a.s) ev işlerini yapmaktan çekinmiyordu. Aksine ev işlerinde o kadar zahmet çekiyordu ki, Hz. Ali (a.s) onun bu kadar zahmet çekmesine üzülüyor, kendisine acıyor ve hizmetlerini takdir ediyordu. Hz. Ali′nın kendisiyle Hz. Fatıma′nın yaşamını anlatan aşağıdaki sözleri, Hz. Fatıma′nın bu açıdan katlandığı zorlukları açıkça gözler önüne sermektedir: Hz. Ali (a.s) ashaptan birine şöyle buyurmuştur:
Bunun üzerine Fatıma Resulullah’ın huzuruna gitti; Hazret′in bir grup sahabeyle sohbet ettiğini görünce ihtiyacını izhar etmekten utanıp bir şey söylemeden geri döndü. Resulullah (s.a.a) Fatıma’nın bir hacetten dolayı geldiğini anlamıştı. İşte bundan dolayı o günün sabahı evimize teşrif buyurdular, selam verdiler, biz de cevap verdik. Eve girip yanımızda oturarak şöyle buyurdular:
′Fatıma′cığım, dün gece ne maksatla bizim eve geldin?′ Fatıma hacetini arz etmekten utandı. Bu sırada ben şöyle dedim: ′Ya Resulallah! Fatıma o kadar su taşımış ki, kırbanın başı göğsünde iz bırakmış, o kadar el değirmeni çevirmiş ki, elleri nasır bağlamış... Ben bu durumu görünce ona; ′Eğer babanın yanına gidip bir hizmetçi istemiş olursan, seni bu durumdan kurtarır′ dedim.
Bunun üzerine, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular: ′Fatıma′cığım, hizmetçiden daha hayırlı olan bir şeyi sana öğreteyim mi? Her gün otuz üç defa ′subhanallah′, otuz üç defa ′el-hamdu lillah′ ve otuz dört defa da ′Allahu ekber′[1] zikrini söyle; bu zikir yüz defadan fazla değildir; fakat bunun amel defterinde bin sevabı vardır.
Bu arada Fatıma (a.s), babasının cevabında üç defa: “Allah ve Resulünden razı oldum”diyerek rizayetini izhar etti.[2]
Evet, Hz. Fatıma (a.s), Peygamber (s.a.a) gibi yüce bir şahsiyetin kızı ve Arap kahramanlarının burnunu yere süren Hz. Ali gibi bir kahramanın eşi olmasına rağmen, evde bir hizmetçi gibi çalışmaktan arlanmıyordu. O da pekala lüks bir hayat sürdürebilirdi. Ama Ehl-i Beyt ailesinden bunu beklemek yanlıştır. Çünkü onlar Allah’ın rızasını hiçbir şeyle değişmezlerdi, onlar çalışmayı ibadet bilirlerdi.
[1] - Bihar-ül Envar c. 43, s. 16, 19; Keşf’ul- Ğumme, c.2,s.93.
[2] - Bazı rivayetlerde de 34 defa “Allahu Ekber” 33 defa “Elhamdulillah” ve 33 defa “Subhanallah”diye geçmiştir. Şehid-i Sani, “Dünya ahiretin tarlasıdır” hadisini şerh ettiği makalesinde; “Bu hadis iki çeşit nakledilmiştir, biz Subhanallah’ı öne geçirmiş olan rivayeti zikrediyoruz”diyor.