Toplumdaki değerler, toplumların sosyal hayatlarına dönük zaman içerisinde şekillenen “olması gerekenler” ve “olmaması gerekenler”dir.
Bu değerler toplumların siyasi, kültürel ve sosyal farklılıklarıyla farklılık kazanabilir.
Örneğin siyasi bir istikrara sahip bir toplumda şekillenen toplumsal değerler bu yönden eksiklikler yaşan bir topluma oranla çok farklı olabilir. Belirli bir dini benimsemek veya hatta farklı coğrafyalarda olmak bile bu değerlerin çok farklılık kazanmasına yol açabilir.
Hz Fatıma neredeyse hiçbir toplumsal değere sahip olmayan bir ortamda gözlerini dünyaya açtı. İnsani değerlerden yoksun, birtakım hurafe ve yanlış bilgiler üzere kurulu bir sosyal hayat süren dönemin Arapları, ancak birbirlerini öldürerek hayatta kalabiliyorlardı. Yeni doğan kız çocuklarını canlı canlı gömen bu topluluk, birçok insani değere de uzak durulması gereken yanlışlıklar olarak bakıyordu.
Bu değer karşıtı yanlışlıkları, değer haline getirip onlara sımsıkı sarılan topluma yüce Allah en sevdiği insanı, elçi olarak gönderdi ve böylelikle bu toplum için en iyi toplum olma yolu açıldı. Ancak ne var ki yıllarca yanlış yöne giden bir toplumu bir anda doğruya yöneltmek o kadar da kolay olmayacaktı.
Böyle bir ortamda Hz Fatıma babasından aldığı erdemler ışığında yanlışları bertaraf eden bir simge olarak karşımıza çıkıyor. Cahiliye döneminde kadınlara yönelik yapılan yanlışlıklardan ve bu yöndeki yanlış sosyal anti değerlerden bahsetmişken günümüz kadınına farklı kılıflarla yapılan muamelenin o gün yapılan muameleden çok da farklı olmadığını söylemeden geçemeyeceğim.
Her ne kadar günümüzde artık kimse yeni doğan kızını canlı canlı mezara gömmüyorsa da farklı şekilde kadınlar ve kızlara yapılan değer karşıtı eylemler, o gün yapılan yanlışlıklardan daha tehlikeli ve çok daha yıkıcıdır.
Hz Fatıma’nın hayatı, baştanbaşa yenilikler yaratmakla doludur, eski yanlışlıkları kaldırıp yerine gerçek değerleri yerleştirmek ve bu uğurda yılmadan çalışmak Hz Fatıma’nın hayatının her köşesinde gözden kaçmayan bir gerçektir.
Kadınların hiçbir değer taşımadığı bir dönemde Hz Fatıma’nın eli, Resulullah’ın öpücüklerinin en çok uğradığı yerdi. Erkek evladı olmayanların soysuz adlandırıldığı bir dönemde Hz Fatıma, babasının kevseriydi.
Hz Fatıma’nın gözden kaçmayan dünyaya karşı isteksizliği ve dünya güzelliklerine gösterdiği itinasızlık, belki de günümüz kadınlarının en çok ihtiyaç duyduğu şeydir.
Ha Fatıma’nın evliliği ve aile yaşamı toplumdaki eski yanlışlıkların kırıldığı bir diğer dönüm noktasıdır. Bu evlilik tarzı aslında yeni bir harekatın başlangıcı ve bir sosyal değerin temel taşlarıdır.
Aslında bu ailedeki fertlerin birçok davranışı aynı niteliği taşıyor ve sadece kendi asırlarının insanlarına hitap etmediği gibi birçok toplumsal değerin ana kaynağıdır da. Hz Fatıma, Babası, Eşi ve çocukları, her biri bir erdem kaynağı, adeta insanları ateşin içinden alıp cennete yerleştiren kişiler ve belki de bütün insanların hayatlarını bile borçlu oldukları bu insanlar hiçbir zaman dünya ve geçici güzelliklerine dönüp bakmadılar, sade bir hayat ve en fakir insanların hayat tarzı.
İşte ancak bu insanlar diğer insanlara doğruyu gösterebilir onları yanlışlıkların derinliklerinden ve öldürücü zevklerin sarhoşluğundan kurtarıp yeniden hayata döndürebilirler.
Hz Fatıma, Cebrail’in uğrak yeri olan evde doğdu ve onun getirdiği öğretileri ilk ağızdan aldı. Bu öğretileri eksiksizce hayatına yansıtan bu yüce kadın bütün zamanlar kadınlarının efendiliği unvanıyla uyulması gereken en güzel örnektir. Sadece kadınlar değil, insanlık namına sahip olduğu büyük erdemler, erkeklerin de kılavuzudur.
Günümüz kadınlarının değerleri bu eksen üzerine şekillenmelidir, bu yüce kadının öğretilerinden esinlenerek ve kusursuz kişiliğinin yansıttığı mükemmel hayat tarzını örnek alarak kendi hayatımıza çeki düzen vermeliyiz.
Hz Fatıma’nın ilim ve bilgiye gösterdiği önem, büyük şehirlerde bile parmakla sayılacak sayıda kişinin okuma yazma bildiği bir dönemde ilmin zirvesine varması, günümüz kadınlarının ilim ve bilgiye ne denli önem vermeleri gerektiğini açıkça gözler önüne seriyor.
Dönemin en büyük bilgi paylaşım merkezi ve aracı olan cami ve minberi kullanarak insanları aydınlatmaya çalışan Hz Fatıma bu davranışıyla diğer adıyla iletişim devri olan günümüzdeki kadınlara çok şeyler anlatıyor.
Kadını bir ticari araç haline getiren günümüzün doymak nedir bilmeyen insan suratlı şeytanları, bu amaçlarına ulaşabilmek için bu araçları sonuna kadar kullandıkları gibi bu amaçlarını devam ettirmek için de bu araçları gece gündüz demeden kullanıyorlar.
Kadınları bilinçlendirmek ve onları bu tuzaklardan kurtarmak elbette ki herkesten çok bilinçli kadınların görevidir zira her işin inceliklerini o işin içinde olan kişi daha iyi bilir. Bilinçli erkekler her ne kadar da genel olarak kadınların köleleştirilmesine karşı olsalar yine de bir kadının nasıl bu tuzaklara yakalandığını ve nasıl bu tuzaklardan uzak durması gerektiğini bir kadın kadar anlayamaz bu konuda bir kadın gibi fikir yürütemezler. Kuşkusuz kadınlar kadınların dilinden daha iyi anlar.
Hz Fatıma’nın toplumdaki etkinliğini ve temelini attığı değerleri elbette ki sadece sosyal değerlerle sınırlandırmak doğru değildir zira Hz Fatıma’nın siyasi ve ekonomik değerlerdeki rolü da çok büyüktür.
Özellikle siyasi konulardaki etkinliği, tarih sayfalarını kısaca aralayan hiç kimsenin gözünden kaçmayacak niteliktedir ama burada konuyu daha fazla uzatmıyor toplumlardaki bütün kadınların bir gün bilinçlenmesi umuduyla yazıyı noktalıyorum.
Zehranet.