Ziyaret Nedir?Ziyaretçi Kimdir?

Salı, 28 Ocak 2014 17:10

 

 

Mübarek Ehl-i Beyt mezarlarını ziyaret şevkten kaynaklanan görüşme ve görüşme şevkidir; ziyaretçi Ehl-i Beyt ile görüşmeye sabırsızlanan kimsedir.

Ziyaret, Ehl-i Beyt'in muhabbet çeşmesinde gönlü yıkamak ve onların dostluk rüzgarının kalbte esmesidir; ziyaret bilincin nişanesidir ve daha fazla bilinç kazanmak için atılan adımdır.

Ziyaret nefsi temizlemek ve ruhu arındırmada bir vesiledir. Nefsi muhasebe etmek için uygun ortamdır.

Ehl-i Beyt imamlarının mezarını ziyaret etmek sağlam tevhid kalesinde yer almak ve ilahi azaptan kurtulmaktır. İmam Rıza(a.s) Resulullah'dan naklen buyurmuştur ki: "Lailahe illellah kelimesi benim kalemdir; kim kaleme girerse azabımdan kurtulur; elbette şartlarıyla ben de o şartlardanım."[1]

Ziyaret, risalet ücretini ödemektir; çünkü ziyaret Ehl-i Beyt'e olan sevginin ifadesidir. "De ki:ben buna (risaletime) karşı Ehl-i Beyte sevgi dışında sizden hiç bir ücret istemiyorum."[2]

Ziyaret, masum imamla yeniden bi'at etmek, ona bağlı olduğunu bildirmek, batıl olan her şeyden uzak durmayı açığa vurmak, hak cephesinde yer almak ve safını belirlemektir. Çünkü ziyaretçi, ziyaret ettiği imama dost olanla dost ve ona düşman olanla, babası, kardeşi ve evladı dahi olsa düşman olcağına dair ahdetmedir: "Ben, siz (Ehl-i Beyt)le barış halinde olanla barış halindeyim ve sizinle savaşanla savaşmaktayım."[3]

Ziyaret, ahdine vefa etmektir. Çünkü imamın, kendi dost ve takipçilerinin üzerinde ahdi (ve hakkı) vardır.  Sekizinci İmam (İmam Rıza) şöyle buyurmuştur: "Her imamın, dostlar ve şîalarının üzerinde bir ahdi (hakkı) vardır; onların kabirlerini ziyaret etmek, o ahde tamamen sadık kalmak ve haklarını iyi bir şekilde yerine getirmektir."[4]

Ziyaret, nur kaynağından daima nur almak ve ilahi feyzin vasıtası olandan feyz taleb etmektir, "Eğer Allah'ın hücceti olmasaydı yer kendi ehlini içine alırdı."

Ziyaret, fakir ve aciz insanın, gaybî hazineyle ilişkisi olan kerim ve cömert bir kimsenin türbesinde feyiz ve marifet kazanmasıdır.Günahkâr ve pişman olan insanın, Allah katında haysiyet ve değeri olan kutlu zata tevessül edip, onu Allah katında şefaatcı kılmasıdır.

Ziyaret, zahiri ve batini bir hicrettir; kalbi aşk ateşiyle tutuşup yanan başını koltuğa alarak toprak yolları kat edip bütün kötülük ve günahlardan iyilik ve itaata doğru hicret eden bir kimsenin bütün ilahi değerlerin simgesi olan sevgilisinin mezarına doğru gelmesidir. Ziyaret, Ehl-i Beyt'in yüce makamlarının bilincini taşımak ve Ehl-i Beyt'le beraber, onların yanında ve safında yer almaktır;zira: "Onlardan (Ehl-i Beyt'ten) öne geçmek isteyen dinden çıkar, onlardan geri kalan helak olur, onlarla beraber olan ise onlara kavuşur."[5]

Ziyaret, çalkantı halinde olan okyanusundan kurtuluş gemisine binmek ve karanlıklarda hidayet ışığına sarılmaktır: "Ehl-i Beytim Nuh'un gemisine benzer; ona binen kurtulur, onu terkeden ise gark olur."[6]

Ziyaret, sırat-ı müstakimi kat etmek için güç almak ve upuzun bir yolculuk için azık toplamaktır.

Ziyaret, gafleti yokedici zikirdir cehaleti giderici tezekkürdür ve yine ilahi emanetin yükünü yüklenmedeki ağır sorumluluğu hatırlamaktır ve Ehl-i Beyt'in onca yiğitlik ve mücadelelerini, mazlumiyet ve şehadetlerini hatırlayarak onlardan ders ve ibret almaktır.

Ziyaret, yolculuk zorluğunu ve cismin zahmete düşmesini gerektirmesine rağmen ruhu ferahlandırmak, ilahi şiarları yüceltmek ve gönüllerin takvasının nişanesidir:"Kim Allah'ın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalplerin takvasındandır."[7]

Ziyaret, Allah'ın salih kullarının kadrini bilmek ve onların varlıklarının nimetlerinden dolayı Allah'a şükretmektir.

Ziyaret, ilahi bir örneği sürekli kalpta yaşatmak ve o örneğe uymaktır.

Ziyaret, sultanların zalimane siyasetlerine bir nevi itiraz etmek, zulme karşı çıkmak ve zulme karşı ayaklanmadır; tağutu nefyetmek ve hak öndere ve hablullaha (Allah'ın ipine) sımsıkı sarılmaktır.

Bunların hepsi ziyarettir ve ziyaret sadece bunlarla sınırlanmamaktadır; ziyaretçi de ârif bir mü'min, tövbe eden bir Ehl-i Beyt dostu, sahnede hazır olan bir müslüman, zakir olan bir fedakâr, savaş eri olan bir mücahid, takvalı bir muvahhid, ve tağutlara başkaldıran bir kıyamcıdır. Velayet ve imamet aşığı olan, canını ve malını tehlikeye atarak evini - barkını, şehir ve diyarını terkedip yolculuk zahmetine katlanarak, iştiyaklı bir kalp ve ümitli bir halle gelip imamının huzurunda hazır olmaktır, O'ndan basiret ve marifet alarak tevhidin doğru yolunda hareket etmek, Kitap ve İtret'e sarılarak insani kemal ve Allah'a yakınlık olan nihaî amaç ve hedefe ulaşmak için yol kateden kimsedir.

Eğer tarih boyunca daima zalim hükümdarların ziyaret ve ziyaretçiden korktuklarını, Mutevekkil ve diğer zalim tağutların defalarca Hz. Hüseyin'in kutsal mezarını sular altında kaybetmeye çalıştığını ve ziyaretçilerinin el ve ayaklarının kesilip katledildiklerini duyuyorsak, eğer tarihte Tuğrul'un veziri olan Mensur b. Muhammed-i Kondorî'nin halkın İmam Rıza'nın (a.s) mutahhar mezarının ziyaret etmesine engel olduğunu ve İmam'ın ziyaretçilerine zülum ettiğini görüyorsak, eğer sömürgeci İngiltere bakanlığı kendi casuslarına, bir çok hilelerle müminlerin imamların mezarlarını ziyaret etmesine engel olmalarını ve gerçeği olmayan temelsiz şayialar yayarak din büyüklerinin mezar ve ziyaretgâhlarının tarihi senetlerinde şüphe yaratmayı tavsiye ediyorsa, eğer Hz. Rıza'nın (a.s) türbesinde büyük şeytan Amerika'nın emriyle yüzlerce muvahhid ve pâk insanların kanlarına boyanarak çoğunun şehid edildiğini görüyorsak bunların hepsi tağut ve küfür önderlerinin ziyaret ve ziyaretçilerden korktukları içindir: "Kafirler, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile."[8]

ziyaret Adabı

1- Gusüllü veya abdestli olmak.

2- Temiz elbise giyme ve güzel koku sürmek.

3- Türbeye giderken kısa adımlar atarak vakarla hareket etmek, alçak gönüllü ve huzurlu kalp ile gitmek.

4- Saçma ve boş sözleri terketmek ve uygun olmayan işleri yapmaktan kaçınmak.

5- "Subhanellah", "Allah-u Ekber", "La ilahe illellah" ve "Elhemdulillah" zikirleriyle Allah Teala'yı tesbih ve takdis etmek; Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine salavat göndermek.

6- Türbenin eşiğinde durarak Allah Teala'nın buyurduğu üzere içeri girmek için izin istemek. Allah Teala buyuruyor ki: "Ey iman edenler (rast gele) izinsiz Peygamber'in evlerine girmeyin."[9]

7- Mutahhar kabri gördüğünde ziyaret okumadan önce tekbir demek.

8- Diğerlerini rahatsız etmeden yaklaşarak mutahhar mezarın önünde durup ziyaret duasını okumak.

9- İmamlardan nakledilen ziyaretleri okumak, diğer uyduruk ziyaretlerden kaçınmak.

10- Ziyareti yavaş okumak ve sesi yükseltmekten kaçınmak.

11- Ziyaret okurken aynı zamanda cemaat namazı da kılınırsa cemaat namazını ziyarete tercih etmek.

12- Ziyaret okunduktan sonra Allah Teala'ya yakın olma amacıyla (hadislerde yazıldığı şekilde) iki rek'at ziyaret namazı kılmak.

13- Ziyaret namazı bittikten sonra huzu ve huşuyla tövbe etmek, Allah Teala'dan mağfiret dilemek, başkaları için dua etmek ve kabri ziyaret etmek.

14- Mümkün olduğu kadar Kur'an okumak ve sevabını İmam'a hediye etmek. Anne, baba ve üzerinde hakkı olanlar için onların yerine ziyaret etmek.

15- Ziyaret sona erdikten sonra imamla vedalaşmak; vedalaşırken imamlardan rivayet edilen duaları okumak daha iyidir.

Kısacası şu ki, eğer insan Ehl-i Beyt imamlarının mezarını ziyaret ederken Allah Teala karşısında huzu ve huşu içerisinde olduğunu hissederse yapmış olduğu günahlardan dolayı pişman olup tövbe etmeli kazandığı maneviyetin kadrini bilmeli ve hayatı boyunca kurtuluşu için ondan istifade etmelidir.

 
[1]- Uyun-u Ahbar-ir Rýza, c.2, s.134.

 

[2]- Þura/23.

 

[3]- Âþura ziyareti.

 

[4]- Bihar-ul Envar, c.100, s.116.

 

[5]- Þaban Ayý dualarýndan.

 

[6]- Þaban Ayý dualarýndan.

 

[7]- Hac/32.

 

[8]- Sâf/8.

 

[9]- Ahzab/53.

Yeni Makale ve Video öğeleri

Yeni Kitaplar