Tarihin başlangıcından itibaren bütün çağlar ve yüzyıllar boyunca peygamberler ile onların vâsileri, ilâhî hidayet meşalesini elden ele taşımışlardır. Yüce Allah kullarını hiçbir yerde, hiçbir zaman hidayete ileten bir hüccetsiz, doğru yolu gösteren bir mürşitsiz ve aydınlatıcı ışıksız bırakmamıştır.
Ehl-i Beyt, Peygamberimizin (s.a.a) Allah’ın emri ile kendinden sonra ümmetin önderliğini üstlenmek üzere tanıttığı en hayırlı kimselerdir.
“Ben size iki değerli emanet bırakıyorum. Bunlara sarıldığınız takdirde kesinlikle sapıtmazsınız. Bunlar Allah’ın kitabı ile benim Ehl-i Beyt’imdir. Bunlar Havuz’da yanıma gelinceye kadar birbirlerinden asla ayrılmayacaklardır.”
Ehl-i Beyt’in hayat çizgisi, Hz Peygamber (s.a.a) döneminden sonraki İslâm’ın gerçek çizgisini yansıtır. Onların hayatlarını kapsamlı biçimde incelemek, köklü İslâm hareketinin kapsamlı bir portresini gözler önüne serer.
Bu hususta Dünya Ehl-i Beyt Kurultayı’nın, Şia’nın düşünürlerinden oluşturduğu bir komisyon aracılığıyla hazırlattığı “Hidayet Önderleri” unvanıyla 14 ciltten oluşan ve konusunda kaynak olan dev çalışması şayan-ı teveccühtür.
Ehl-i Beyt hareketi hakkında bu inceleme, elçilerin sonuncusu Abdullah oğlu Muhammed Mustafa (s.a.a) ile başlayıp, vâsilerin sonuncusu ve beklenen Mehdi Muhammed b. Hasan Askerî (a.s) ile son buluyor.
Elinizdeki bu kitapta, Resulullah'tan (s.a.a) sonra Ehl-i Beyt İmamları'nın üçüncüsü ve hidayet önderlerinin beşincisi olan İmam Hüseyin b.Ali'nin hayatı incelenmiştir. O,Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.a) bildirdiği gibi zalimlerin oluşturdukları tufanlara karşı ümmet için "Hidayet çırağı ve kurtuluş gemisi" idi.