Ebuzer Helvacı |
|
Hz. Zehra'nın (s.a) tesbih zikrinden sonra şöyle de:
اِنَّ اللهَ وَمَلائِكَتَهُ يُصَلُّون عَلَى النَّبِيِّ يا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْليماً اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ النَّبِيِّ وَعَلى ذُرِّيَّتِهِ وَعَلى اَهـْلِ بَـيْتِـهِ
"Allâh ve melekleri, Peygambere salât etmekteler. Ey inananlar, siz de ona salavât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. Allah'ım! Peygamberin Muhammed'e, onun soyuna ve Ehl-i Beyt'ine (a.s) rahmet eyle."
Sonra yedi defa şöyle de:
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحيمِ وَلا حَوْلَ وَلا قُوَّةَ اِلاّ بِاللهِ الْعَلِيِّ الْعَظيمِ
''Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Güç ve kudret ancak yüce ve ulu olan Allah'tandır."
Sonra üç defa şöyle de:
اَلْحَمْدُ للهِِ الَّذي يَفْعَلُ ما يَشاءُ وَلا يَفْعَلُ ما يَشاءُ غَيْرُهُ
"Bütün övgüler Allah'a hastır; o Allah ki dilediğini yapar ve O'ndan başkası dilediğini yapamaz."
Peşinden de şöyle devam et:
سُبْحانَكَ لا اِلـٰهَ اِلاّ اَنْتَ اغْفِرْ لي ذُنُوبي كُلَّها جَميعاً فَاِنَّهُ لا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ كُلَّها جَميعاً اِلاّ اَنْتَ .
"Münezzehsin; senden başka ilâh yoktur; benim bütün günahlarımı, tümünü bağışla. Gerçekten bütün günahları senden başka kimse bağışlayamaz."
Sonra da akşam namazının nafilesini yerine getir. Akşam namazı-nın nafilesi dört rekâttır. İki selamla (ikişer rekâtlar halinde) kılınır. Kıldığın bu ikişer rekâtlik namazların arasında konuşma.
Şeyh şöyle diyor: Birinci rekâtta Kafirun Suresi, ikinci rekâtta İh-las Suresinin okunması ve sonraki iki rekâtta da kişinin istediği herhangi bir sureyi okuyabileceği rivayet edilmiştir.
İmam Ali Naki'nin (a.s), üçüncü rekâtte Fatiha Suresini ve Hadid Suresinin başından itibaren "هُوَ عَليمٌ بِذاتِ الصُّدُور" ayetine kadar okuduğu ve dördüncü rekâtta ise Fatiha Suresini ve Haşr Suresinin son kısmını, yani "لَوْ اَنْزَلْنا هذا الْقُرْانَ" ayetinden surenin sonuna kadar okuduğu rivayet edilmiştir. Her gece ve özellikle Cuma gecesinde nafile namazların son secdesinde yedi defa şu duayı okumak müstehaptır:
اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِوَجْهِكَ الْكَريمِ وَاسْمِكَ الْعَظيمِ وَمُلْكِكَ الْقَديمِ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِهِ وَاَنْ تَغْفِرَ لي ذَنْبِيَ الْعَظيمَ اِنَّهُ لا يَغْفِرُ الْعَظيمَ اِلاَّ الْعَظيمُ
"Allah'ım! Senin kerim vechin (zatın), yüce ismin ve ezeli saltanatın hürmetine senden Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine rahmet etmeni ve benim büyük günahlarımı bağışlamanı diliyorum; doğrusu büyüğü büyükten başkası bağışlamaz."
Akşamın nafilesini bitirdikten sonra istediğin zikir ve duaları et ve on defa şu zikri söyle:
ما شاءَ اللهُ لا قُوَّةَ اِلاّ بِاللهِ اَسْتَغْفِرُ اللهَ
"Allah'ın dilediği olur; güç ancak Allah'tandır; Allah'tan bağışlanma diliyorum."
Sonra şöyle devam et:
«اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ مُوجِباتِ رَحْمَتِكَ وَعَزائِمِ مَغْفِرَتِكَ وَالنَّجاةَ مِنَ النّارِ وَمِنْ كُلِّ بِلِيَّة وَالْفَوْزَ بِالْجَنَّةِ وَالرِّضْوانِ في دارِ السَّلامِ وَجَوارِ نَبِيِّكَ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ وَآلِهِ اَلسَّلامُ اَللّـهُمَّ ما بِنا مِنْ نِعْمَةٍ فَمِنْكَ لا اِلـٰهَ اِلاّ اَنْتَ اَسْتَغْفِرُكَ وَاَتُوبُ اِلَيْكَ».
"Allah'ım; senden rahmetine sebep ve mağfiretine azimet (takvi-ye) olan şeyleri, ateşten ve her türlü beladan kurtuluşu, cennetine ulaş-mayı, selam yurdunda ve peygamberin Muhammed'in (ona ve Ehl-i Beyt'ine selam olsun) civarında hoşnutluğu diliyorum. Allah'ım; bizde olan nimet sendendir; Senden başka ilâh yoktur; Senden mağfiret diliyor ve sana yöneliyorum."
Sonra akşam namazıyla yatsı namazı arasında Gufeyle namazını kıl. Gufeyle namazı iki rekâttır. Birinci rekâtta Fatiha Suresinden sonra şu ayet okunur:
«و ذَا النُّونِ اِذْ ذَهَبَ مُغاضِباً فَظَنَّ اَنْ لَنْ نَقْدِرَ عَلَيْهِ فَنادى فِي الظُّلَماتِ اَنْ لا اِلـٰهَ اِلاّ اَنْتَ سُبْحانَكَ اِنّي كُنْتُ مِنَ الظّالِمينَ فَاسْتَجَبْنا لَهُ وَنَجّيْناهُ مِنَ الْغَمِّ وَكَذلِكَ نُنْجِي الْمُؤْمِنينَ».
"Zünnun'u (balık karnına girmiş olan Yûnus b. Matta'yı) da an; zi-ra (o kavmine) öfkeli bir halde geçip gitmişti, bizim kendisini sıkıştırma-yacağımızı sanmıştı. Nihayet karanlıklar içinde: "Senden başka ilâh yok-tur. Sen her türlü eksiklikten münezzehsin. Gerçekten ben zalimlerden oldum" diye yalvardı. Biz de onun duasını kabul ettik ve onu kederden kurtardık. İşte biz inananları böyle kurtarırız." (Enbiyâ, 87 ve 88.)
İkinci rekâtta Fatiha Suresinden sonra şu ayet okunur:
«وَعِنْدَهُ مِفاتِحُ الْغَيْبِ لا يَعْلَمُها اِلاّ هُوَ وَيَعْلَمُ ما فِي الْبَّرِ وَالْبَحْرِ وَما تَسْقُطُ مِنْ وَرَقَةٍ اِلاّ يَعْلَمُها وَلا حَبَّةٍ في ظُلِماتِ الاَْرْضِ وَلا رَطْبٍ وَلا يابِسٍ اِلاّ فِي كِتاب مُبين»
"Gaybın anahtarları O'nun yanındadır, onları O'ndan başkası bil-mez. (O) karada ve denizde olan her şeyi bilir. O'nun ilmi dışında bir yap-rak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi bile bilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir Kitap'tadır." (En'am, 59)
Sonra kunut tutularak şu dua okunur:
«اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِمَفاتِحِ الْغَْيِبِ الَّتي لا يَعْلَمُها اِلاّ اَنْتَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِهِ وَاَنْ تَفْعَلَ بي كَذا وَكَذا»
"Allah'ım! Senden başka kimsenin bilmediği gaybın anahtarları (gizli sırların) hakkına senden Muhammed'e ve Ehl-i Beyti'ne rahmet et-meni ve benim şu ve şu… hacetlerimi yerine getirmeni diliyorum. "
«كَذا وَكَذا»kelimelerinin yerine hacetler istenir ve sonra şu dua okunur:
«اَللّـهُمَّ اَنْتَ وَلِيُّ نِعْمَتي وَالْقادِرُ عَلى طَلِبَتي تَعْلَمُ حاجَتي فَاَسْأَلُكَ بِحَقِّ مُحَمَّدٍ وَآلِهِ عَلَيْهِ وَ عَلَيْهِمُ السَّلامُ لَمّا قَضَيْتَها لي»
"Allah'ım! Sen veli nimetimsin, isteklerimi yerine getirmeye kâdirsin ve hacetimi bilirsin. O hâlde, Muhammed ve Ehl-i Beyti (hepsine Al-lah'ın selamı olsun) hürmetine senden hacetlerimi reva etmeni dilerim."
Peşinden de hacetler istenir. Bu konuda şöyle rivayet edilmektedir: "Kim bu namazı kılar da hacetlerini istere Allah Teala onun ha-cetlerini revâ eder."