Hicabı düzgün olamayan kadın ve kızlara bakmak insanın gelecekteki yaşamına ne gibi etkisi olabilir?

2014/02/14
Soru
Her gün Üniversitenin kapısından girdikten ta oradan çıkıncaya kadar kendimi yercesine rahatsız oluyorum. Zira hicabın durumu, oradaki davranışlar, üniversitedeki kızların konuşmaları çok bozuk. Bazı zamanlarda tesettürü düzgün olmayan kızlar beni etkiliyor. Üniversiteden çıktığımda çok rahatsız olur ve perişan bir durumumla kendi kendime; neden İslami bir Üniversite böyleli bir duruma düşmüş olsun diye soruyorum?

Genel anlamda uygunsuz tesettür ve diğer günahlara karşı kalben rahatsız olmak ve ruhen onlardan nefret etmek kendi başına beğenilen çok iyi bir ruhiyedir.

 

Buluğ ve erginlik çağına ermiş ve özgür iradeye sahip olan her kes kendi amellerinden sorumlu ve onlara karşı hesap verecektir. Uygunsuz tesettüre sahip olan bazı kadınların bu durumu fertlerin onlara şehvet içerikli ve bulanıklı bakışlarla bakabilir ve bu yolla günah işleyebilir anlamına gelmiyor. Bilakis hem hicabı uygunsuz kızlar ve kadınlar hem bulanık ve şehvet içerikli bakışlarla bunlara bakanlar günah işlemiş durumdalar.   

 

Her günahın kendine has bazı olumsuz eserleri var olduğuna dikkat edilmelidir. Namahrem olan kadınlara şehvet kastıyla bakmak da kendine has bazı ferdi ve içtimai olumsuz eserleri vardır.

Ayrıntılı Cevap

 Sorulan sorunun detaylı cevabı şöyledir:

1-   Genel anlamda uygunsuz tesettür ve diğer günahlara karşı kalben rahatsız olmak ve bu tür günahlardan kalben nefret etme ruhiye’sine sahip olama çok iyi bir ruhiyedir. Bu ruhiye’ye sahip olmak kendi başına çok iyidir. Kadınlar ve kızların düzgün veya hiç örtünmemeleri kendi başına günah olmasının yanı sıra başkalarının günah işlemeleri için de bir ortam hazırlıyor. Ama bu durum namahrem kimselerin şehvet kastıyla onlara bakmayı caiz kılmıyor. Zira buluğ ve erginlik çağına ermiş ve akıl sahibi olan her insan yapacağı kendi amelinden sorumludur. Çünkü insan özgür iradeye sahiptir. Ortamın günaha müsait olmasına rağmen kendini günahı işlemekten koruyup günah işlemeyebilir. Birçok mümin özellikle genç mümin her gün böyleli sahnelerle karşılaşıyor ve bunlardan göz yumup günah işlememeleri bu özgürlüğün bir örneğidir.

2-   Her günahın kendisine has olumsuz eserleri vardır. Namahrem kadına şehvet kastıyla bakma türünden olan günahın da kedine has hem toplumda hem bireyin kendi yaşamında olumsuz eserler bırakır. Örnek babından da olsa burada birkaç rivayet perspektifinden bazılarına işaret edeceğiz:

İmam Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: “Her kim kendi gözlerini özgür bırakırsa her zaman psikolojik olarak rahatsızdır”. [1]

İmam Sadık (a.s.) bu bağlamda şöyle buyuruyor: “Namahrem kimseye bakmak şeytanın zehirli oklarından bir oktur. İnsanın (bakan kimsenin) günlünde uzun bir hasret bırakabilir”. [2]

Yine İmam Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor: “(Namahrem bir kimseye) ardı ardına bakmak günülerde şehvet tohumunu eker. Bu durumun kendisi bu işi yapan kişiyi helak etmek için kâfidir”. [3]  

3-   Eğer bir kimse evlenmeden önce şehvet ve lezzet alma kastıyla namahrem kadınlara bakar ve bu işten tövbe etmez veya hata tövbe etse bile evlendikten sonra bu haram bakışlarını kontrol edemeyip devam etme belki daha fazlalaşma ihtimali var olmaktadır. Hal böyle olunca onunla hanımı arasında var olan sevginin olumsuz bir şekilde etkileneceği inkâr edilmeyecekle kalmayıp bu durum aralarında ihtilaflara ve nihayet boşamaya kadar varma ihtimali bile var olmaktadır.

Konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat ediniz:

Günah ve asar an; sual 1799 (sayt: 2407).

İslam ve irtibat-i salım beyne duhter ve peser; sual 1044 (sayt: 1110).

İhtilat der danışgahha; sual 4969 (saytŞ 5225).

Kanun hicap ve delail icbar der icrayı an; sual 1174 (sayt: 1177).

“Namahreme bakmanın getireceği neticeler” öğrenmek için “paygah havza net” sitesine bakabilirsiniz.

------------
[1] Sıkkatül-islam KULEYNİ, “ el-kafi ”, Tahran: Darul-kütübil-arabiye, 1365 ş. c. 8, s. 23.

[2] Meclisi, MUHAMMED BAKIR, “ biharu’l-envar ”, Lübnan (Beyrüt): müesesetül-vefa, 1404, k, c. 101, s. 40.

[3] Şeyhi SADUK, “ men la yahduru’l-fakih ”, Kum: intişarat-i camia’ yi müderrisin, 1413, c. 4, s. 18, handis no: 4970.

Yeni Makale ve Video öğeleri

Yeni Kitaplar