PLEASE_WAIT
Şiiler, Ebubekir’in putlara hizmet etmek için ömrünü tükettiğine ve puta taptığına inanmakta mıdır?
Aydınlatıcı bir cevaba ulaşmak için sorunuzu birkaç bölüme ayıracak ve ardında da inceleyeceğiz:
1. Böyle bir hadisin nakledildiği varsayılsa bile bu hadis senet açısından itibar taşır mı?
2. Şiiler esasen bu meseleye inanmakta mıdır?
3. Esasen halifeler putperest miydi?
Bu hadisleri bu şekilde hiçbir muteber Şii kitabında bulamadık! Böyle hadislerin bazı kitaplarda bulunduğu varsayılsa bile Şiilerin halifelere karşı tutumunun ölçü ve kriteri imamların ve özellikle de İmam Ali’nin (a.s) onlar ile olan ilişki tarzıdır ve bu sahih yol ve senetler ile bize ulaşmıştır. Bunun yolu zayıf ve makbul olmayan hadisler ve de olağan ve basbayağı şahısların sözleri değildir; çünkü gerçek Şiiler kendilerini masum imamların takipçi ve bağımlısı bilir. Ehlibeyt’i takip eden gerçek Şiiler, Ehlisünnet halifeleri ve Ebubekir hakkında kendi imamlarının taşıdığı inancı taşırlar ve onlar hakkında imamlarının buyurduğu sözleri söylerler; bu yüzden asla Şiiler halifeleri ve Ebubekir’in küfür ve putperestliğinden söz etmezler aksine onların tümünü Müslüman bilirler. Bizim inancımıza göre şehadeteyni (اشهد أن لا اله الاّ الله و اشهد أنّ محمداً رسول الله) söyleyen herkes Müslüman’dır. Elbette bu, Şiilerin halifelere yönelik bir eleştiri ve itirazlarının olmadığı ve onların tüm iş ve yöntemlerini kabul ettiği anlamında değildir. Bu hususta daha fazla bilgi edinmek için bu sitede 2983 sayılı “Ebubekir ve Ömer’in İslam’ı” başlıklı yanıta müracaat edebilirsiniz. Son olarak şu noktanın hatırlatılması gereksiz değildir: Ali (a.s) dışında – hatta bir göz kırpma müddetince bile müşrik olmamıştır-[1] kalan Ebubekir ve Ömer de dâhil olmak üzere Hz. Peygamberin (s.a.a) tüm sahabeleri bir müddet küfür içinde bulunmuş, puta tapmış[2], ölü eti yemiş ve bir takım çirkin işlere bulaşmışlardır. Neticede yüce Allah İslam peygamberini göndererek onları bu dalalet ve sapıklıktan kurtarmıştır.[3]
-------------
[1] El- Makrizi, Takiyu’d Din Ahmet bin Ali, İmtau’l Esmai bima li’n Nebi mine’l Ehvali ve’l Emvali ve’l Hafdeti ve’l Meta, El- Nemisi, Muhammed Abdu’l Hamid, c. 1, s. 33, Beyrut, Daru’l Kutubu’l İlmiye, çapı evvel, 1420/1999: و أما «علی بن أبی طالب بن عبد المطلب بن هاشم القرشی الهاشمی»، فلم یشرک باللَّه قط، و ذلک أن الله تعالى أراد به الخیر فجعله فی کفالة ابن عمه سید المرسلین محمد صلّى الله علیه و سلّم.
[2] El- Cezri, İzzu’d Din bin El- Esir ebu’l Hasan Ali bin Muhammed, Usdu’l Gabe fi Marifeti’s Sahabe, c. 2, s. 131, Beyrut, Daru’l Fikir, 1409/1989. و قال ابن إسحاق: إن علیا بعد خدیجة، ثم أسلم بعده زید، ثم أبو بکر؛ أبو محمد عبد الله بن مسلم ابن قتیبة، المعارف، متن، ثروت عکاشة، ص 168، القاهرة، الهیئة المصریة العامة للکتاب، ط الثانیة، 1992.ُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُُّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّّأوّل من اتبع رسول الله- صلّى الله علیه و سلم- و آمن به من أصحابه: علیّ بن أبى طالب- رضى الله عنه- و هو ابن تسع سنین، ثم «زید بن حارثة»، ثم «أبو بکر بن أبى قحافة»..
[3] Müsnedi Ahmet, c. 4, s. 173, جعفر بن أبی طالب قال له (النجاشی): «أیها الملک کنا قوما أهل جاهلیة نعبد الأصنام ، و نأکل المیتة ، و نأتی الفواحش ، و نقطع الأرحام ، و نسیء الجوار ، و یأکل القوی منا الضعیف ، فکنا على ذلک حتى بعث الله إلینا رسولا منا نعرف نسبه ، و صدقه ، و أمانته، و عفافه ، فدعانا إلى الله لتوحیده ، و لنعبده و نخلع ما کنا نعبد نحن و آباؤنا من دونه من الحجارة و الأوثان ، و أمرنا بصدق الحدیث ، و أداء الأمانة ، و صلة الرحم ، و حسن الجوار ، و الکف عن المحارم و الدماء ، و نهانا عن الفواحش ، و قول الزور ، و أکل مال الیتیم ، و قذف المحصنة، و أن نعبد الله لا نشرک به شیئا ، و أمرنا بالصلاة و الزکاة و الصیام ».