Hiç şüphe yok ki dünya, bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Geçici bir konak, imtihan edileceğimiz geçici bir mekândan başka bir şey değildir bu dünya hayatı. Her şey, asıl hedef, ahiret yurdumuz için imtihan soruları mesabesindedir. ‘Dünya ahiretin tarlasıdır’ buyuran Peygamberimiz, bu hadis-i şerifinde elbette, güzel şeyler ekin ki güzel şeyler biçesiniz demektedir.
Bir imtihan yurdu olan bu dünyada, imtihanı daha kuvvetli geçebilmenin en güçlü adresi şüphe yok ki ailelerdir. Bizler için ‘muhkem’ bir kale olan aile yuvaları, üzerinde en çok titizlik göstermemiz gereken yerlerdir. Zira aile kavramının çözüldüğü bir toplum çökecek, bu da ahiret yurdumuzu tehlikeye sokacaktır.
Aile kavramı yıkılmaya çalışılıyor!
Uzun yıllardır sistemli bir şekilde aile kavramı yıpratılmaya çalışılıyor. Özellikle televizyon dizileri aracılığıyla bu yıkımı artırarak sürdürüyorlar. Devlet tarafından aileden sorumlu bir devlet bakanlığı kurulmasına rağmen aile mefhumumun içini hızla boşaltılıp, toplumsal huzurun tek kalesi olan aileyi yıkmaya çalışıyorlar.
Elbette bu yıkımda hepimizin payı var. Yıllardır, ‘özgür kız’lardan söz edip durduk. Çağdaşlaşma adına, ahlak ve maneviyatın kökünü kuruttuk. Şimdi de ahlaksız yetişen nesilden, annesini döven çocuklardan yakınıp duruyoruz.
Eşlerin arasına kim giriyor?
Kitle iletişim araçları “mahrem” bir köşe bırakmadı. Önce eşler arasındaki eşitlikten söz ettik, sonra da hayatın müşterekliğinden. Allah’ın ne söylediğine kulağımızı kapattığımız için, kendi uydurduğumuz yalanlarla bu günlere geldik. Artık en ufak tartışmada boşanma ile sonuçlanan ‘naylon’ evlilikler yapılıyor.
Ahlak ve maneviyatı hızla çöken bir toplumda, tek korunak ve güven ortamı; ailedir. Bütün olumsuz gelişmelere rağmen, hala ahlak değerlerini korumak ve eski güzel günlere geri çevirmek mümkün… İslam, dünya ve ahiret saadeti için, yeni yuva kuracak gençlere ve yeni kurulmuş ailelere yapmaları gereken her şeyi anlatıyor. Peygamber Efendimiz (saa), Allah’ın sevdiği eşlerin özelliklerini bizlere öğretiyor.
‘Dindar olanı seç!’
Peygamber Efendimiz (saa) şöyle buyurdu:
“Bir kadınla dört özelliği için evlenilir; malı, soyu, güzelliği ve dini için… Siz dindar olanını seçin.”Bu sebeple olmalı ki, ailenin kuruluşundan itibaren dikkat edilecek ana konular Sevgili Peygamber’imizin mübarek hadis-i şeriflerinde açıklanmıştır. Bunlardan bir kaçına işaret etmek gerekiyor. Peygamberimizin hadisi; eş seçiminde dikkate alınan dört unsuru, vakıayı tespit çerçevesinde saymaktadır. “Vakıayı tespit” demek, insanlar arasında adet olanı, olduğu gibi dile getirmek demektir. Yoksa “siz de öyle yapın” anlamında değildir. Nitekim Efendimiz açıkça Müslümanlara, eş seçiminde “dindar olanı” tercih etmelerini tavsiye etmiştir.
Güzelliğin, zenginliğin ve soyluluğun hem geçici hem de olumsuz gelişmelere ve didişmelere gebe nitelikler olduğu binlerce kez tecrübe edilmiştir. Ancak “dindarlık”, bütün beşeri ve dünyevi özellik ve niteliklerin özünde ve ötesinde, her türlü şart altında faydası görülecek ve kendisiyle mutlu olunabilecek bir vasıftır. Dindar eş ve aile bazılarının sandığı gibi sadece sıkıntılı zamanlar için değil, mutlu ve sevinçli zamanlar için de aynı derecede gerekli ve geçerlidir.
‘Kim biriyle parası için evlenirse, Allah onu fakir kılar’
Peygamberimizin şu hadisine dikkat etmemiz gerekir; “Kim bir kadınla sadece soyu, şerefi ve itibarı için evlenirse, Allah o kimseyi zelil eder. Kim bir kadınla sadece malından dolayı evlenirse, Allah onu fakir kılar. Kim de gözünü haramdan korumak, ırz ve namusunu muhafaza etmek, akrabası ile ilişkilerini devam ettirmek için evlenirse, Allah bu evliliği iki taraf için de hayırlı ve uğurlu kılar.”
Eşi, kişi için göz aydınlığıdır
“Rabbimiz! Bize göz aydınlığı olacak eşler ve çocuklar ver” (Furkan Suresi 25/74) Ayetinde ‘göz aydınlığı’ diye nitelenenler öncelikle dindar eşlerdir. Huy güzelliği ‘dindarlık’ ile desteklenmesi halinde, sürekli mutluluk sebebi olur. Bu da göz aydınlığının ta kendisidir.
Müminlerin en olgunu
Tercihini ve seçimini dindar eşten yana kullanması istenen Müslüman erkeklere, Hz. Peygamber şu gerçeği de hatırlatmıştır; “Müminlerin en olgunu, ahlakı en güzel olanlardır. Sizin en hayırlılarınız kadınlarına karşı hayırlı olanlarınızdır.”
Eşitlik değil, sadakat ve itaat
Efendimiz (saa), ailedeki denge, huzur ve mutluluğu sağlamak için, rivayet edilen bir hadise hanımlara da şu gerçeği hatırlatmıştır: “Şayet ben bir insanın bir başkasına secde etmesini emredecek olsaydım, hanımın kocasına secde etmesini emrederdim”
Bu hadis üslup ve vurgu olarak ailedeki huzurun “sadakat ve itaat” noktasında toplandığını göstermektedir.
Ebedi kurum; aile yuvası
İnkâr edilemez bir gerçektir ki, herkes evinde rahat eder. Evler ve aileler birbirlerine tahammül etmesini bilen sadakat ve feragat sahibi eşler sayesinde huzur yuvası olabilir.
Bu sebeple “aile yuvasını” geçici hevesleri tatmin ocağı olarak değil, sonuçları itibariyle öteki dünyaya uzanan, oradaki hayatın şeklini tayin eden “ebedi bir kurum” olarak görmek gerekmektedir. Böylesi bir bakış açısına sahip eşlerden oluşan aileler, daha doğrusu “dindar aileler” dünya için olduğu kadar gerçek istikbal için de güven kaynağıdır.
Dünyada elde etmek için gayret gösterilecek üç kıymet
Sevgili Peygamberimiz (saa) bir hadisinde, dünyada elde edilmesi için gayret gösterilmeye değer bulduğu kıymetleri; “Şükreden gönül, zikreden dil ve ahiret işlerinde kocasına yardımcı olan dindar hanım” olarak bildirmiştir.
Tavsiye hem erkeklere hem kadınlara!
Şu önemli hususu belirtmekte fayda var ki dindar eş seçimini tavsiye eden hadisler, dindar kişileri de arkadaş edinmeyi öncelikle teşvik etmiş olmaktadır. Ayrıca burada erkeklere yönelik olarak söylenmiş olan ‘dindar olanı seç’ tavsiyesi, aslında ve doğal olarak, hanımlara da yöneliktir. Allah’ın Resulü, onlara da evlenecekleri erkeklerde öncelikle ‘dindarlık’ vasfını aramalarını tavsiye etmiştir.