Tacettin ULUÇ
Yüce Allah, Mümin Sûresi 51. ayette: “...Şahitlerin kalkacağı gün” buyuruyor. Bu şahitler nelerdir acaba?
Dünyada yaptıklarımıza şahit olup kıyamet günü tanıklık edecek birçok şahit vardır.
1. Şahit Allah
Her şeyi görüp gözetleyen yüce Allah, yaptıklarımıza da şahittir. Hac Sûresi 7. ayette: “Şüphesiz ki, Allah, her şeye şahittir.” Nisa Sûresi 1. ayette: “Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızı gözetleyendir” deniliyor.
2. Şahit Peygamberler
Kıyamet günü tanıklık edeceklerden biri de peygamberlerdir. Nisa Sûresi, 41. ayette: “Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onlara şahit getirdiğimiz zaman halleri nice olacak?” Nahl Sûresi 89. ayette ise: “O gün ki, her ümmetin içinden onlara, kendilerinden bir şahit getiririz. Ve seni de bunlara şahit ederiz.” deniliyor. Zümer Sûresi 69. ayette de: “Yer Rabbinin nuruyla parlar, kitap ortaya konulur, peygamberler ve şahitler getirilir. Aralarında onlara hiç zulmedilmeden hak üzere hükmedilir” deniliyor.
3. Şahit İmamlar
Peygamber efendimizin temiz nesli olan 12 İmamlar (Onlara selâm olsun) şahit olacaklar. Bakara Sûresi 143. ayette: “Ve böylece sizi, orta ümmet kıldık ki, insanlara şahit olasınız. Peygamber de size şahit olsun” deniliyor. Bu ayette İnsanlardan maksat Müslümanlar, Orta ümmetten maksat da Ehl-i Beyt İmamlarıdır.
Ehl-i Beyt İmamları, insanlara şahit olacaklar. Peygamber (s.a)’de onlara şahit olacaktır. Hz. Cafer Sadık (a.s) buyuruyor ki: “Her asırda, İnsanların yaptıklarına şahitlik edecek bir İmam ve önderin bulunması gerekir.” Nisa Sûresi 41. ayette: “Ve seni de, onlara şahit getireceğiz.” buyruğuna inanarak Resulullah (s.a.a)’in İslâm ümmetine şahit olacağına inandığımıza göre, onun ölümünden sonraki şahitler ise, onun hak hâlifesi Hz. Ali (a.s) ve 11 evladı olan 12 İmamlardır. Hz. İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: “Böylece sizi, orta ümmet kıldık ki, insanlara şahit olasınız.” ayetinde, insanlara şahit olacak ‘orta ümmet’ Resulullah (s.a.a)’in Ehl-i Beyti olan bizleriz. Biz, O’nun mahlukatına şahit olacağız ve biz yeryüzünde Allah’ın hüccetleriyiz.
Hakim Ebu’l Kasım Haskani “Şevahid-üt Tenzil ..” adlı eserinde, Salim b. Kays Hilali’den rivayet etmiştir. Salim de Hz. Ali (a.s)’dan rivayet etmiştir ki, Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu: Yüce Allah “İnsanlara şahit olasınız ..” buyruğunda, biz Ehl-i Beyte işaret etmiştir. Allah’ın Peygamberi (s.a.a) bize şahit olacaktır; biz Ehl-i Beyt de insanlara şahit olacağız.”
Yeryüzündeki Allah’ın hücceti, bizleriz. Bu nedenle yüce Allah, bizim hakkımızda: “Sizi orta ümmet karar kıldık...” buyurmuştur.
4. Şahit Melekler
Kıyamet günü olunca, insanların sorgulanmaları için onları, bir grup melek getirecektir. Diğer bir grup melek de, onlara tanıklık edecekler. Kaf Sûresi 21. ayette “Ve herkes beraberinde bir sevk eden ve bir şahit ile gelir” deniliyor. ‘Sa’ik’ insanların sorgulanmaları için onları getiren melektir. ‘Şahit’ ise insanların tavır ve davranışlarına şahit olacak meleğe denir. Hesap günü olunca, İnsanın inkarcı olması imkansızdır. Zira şahitler pek çoktur.
Bu dünyada yaptıklarımızı kaydeden iki meleğin de öteki dünyada şahit olmaları mümkündür. Bu iki melekten biri yaptığımız iyilikleri, diğeri ise kötülükleri kaydediyor...
İnsan yaptığı kötülüğü inkar edince, kendisine: ‘Sen gaflette idin’ denilecek. Zapt olunan amellerin tamamı insana iletilecek ve insanın inkar etmesi imkansız olacaktır.
5. Şahit Yer
Zilzal Sûresi 4. ayette: “O gün, yeryüzü haberlerini iletecektir” deniliyor. Yeryüzünde yapılan her şeye, yeryüzü şahit olacaktır. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a) ashabına: “Yeryüzünün haberlerini nasıl ileteceğini biliyor musunuz?” diye sorunca, ashap: Allah ve Resulü (s.a.a) daha iyisini bilir, dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Yeryüzü, insanların, üzerinde yaptıkları her şeye şahitlik edecektir. İnsanların yaptıklarının vaktini ve ne gibi bir iş olduğunu haber verecektir.”
Erenler Dergisi’nin sayın okuyucuları! Günümüz insanlarının, bu ve benzeri hadis veya ayetleri anlamalarının kolay olacağını sanıyorum. Zira Televizyon gibi bir cihazın, insanların konuşmalarını, yürümelerini, yemelerini, eğlenmelerini ve benzeri hâllerini göstermesi, bilgi ışığında gerçekleşmiştir. Her şeyi gören ve gözeten, her şeye kadir olan yüce Allah, yeryüzüne “Konuş” diye emir buyurursa niçin olmasın?
Hz. Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurdu: “Namazlarınızı değişik mekanlarda kılınız. Zira kıyamet günü, dünyada yaptıklarınıza mekanlar da şahitlik edeceklerdir.” Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in gittiği her mekanda iki Rekat namaz kıldığını ve: “Bu mekan, namaz kıldığımıza şahit olacaktır” buyurduğunu bir çok hadis kitaplarında okuyoruz.
6. Şahit Vicdan
Kıyamet günündeki şahitlerden biri de insanın vicdanıdır. O gün insan, yaptıklarına bakıp pişman olunca: “Keşke bunları yapmamış olsaydım ..” diyerek, kendi vicdanı ile suçlu olduğunu itiraf edecektir. Yüce Allah, İsra Sûresi 14. ayette şöyle buyuruyor: “Amel defterini oku. Bu gün senin vicdanın, muhasebe bakımından sana yeter.” İnkarcılar: “ Keşke .... Keşke.... Keşke.... diyerek suçlarını kabullenecekler.
7. Şahit Organlarımız
Yüce Allah, kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de, Nur Sûresi 24. ayette şöyle buyuruyor: “O gün, dilleri, elleri ve ayakları, onların aleyhine tanık olacaklar” Yasin Sûresi 65. ayette ise: “Bu gün, ağızlarını mühürleyeceğiz; elleri bizimle konuşacaktır. Yaptıklarına ise ayakları şahitlik edecektir.” deniliyor. Fussilet Sûresi 20, 21 ve 22. ayetlerde de: “Kulakları, gözleri ve derileri, onların aleyhine şahit olacaklar. (onlar) ciltlerine: “Niçin aleyhimize şahitlik ediyorsunuz?” deyince, “Her şeyi konuşturan Allah, bizleri de konuşturdu. Sizi ilk yaratan O’ idi, O’na da dönüyorsunuz” diyecekler.” deniliyor. İsra Sûresi 36. ayette ise: “Muhakkak ki, kulak, göz ve kalp, bunların tamamı (kıyamet günü) sorgulanacaktır” deniliyor.
8. Şahit Zaman
Nur-us Sakaleyn adlı kitabın 5. cilt 112. sayfasında Hz. Ali’den naklen şöyle buyuruyor: “Adem Oğlunun yaşadığı her gün, ona: “Ben yeni günüm. Bu gün yaptıklarına şahidim... kıyamet günü de yaptıklarına şahitlik edeceğim” diyor. Hz. İmam Zeynulabidin (a.s) Sahifet-üs Seccadiye Kitabı’nın altıncı duasında: “Bu gün, yeni gündür. İşte bu gün, kıyamet günü olunca, bu dünyada yaptıklarımıza şahitlik edecektir” buyuruyor.
9. Şahit Amellerimiz
Bu dünyadaki hâl ve hareketlerimizin tamamı, kıyamet günü değişik şekillere dönüşerek karşımıza çıkacaktır. Dünyada gıybet eden insanın dili, ahrette ağzından dışarı çıkacak; dili uzayarak yere düşecek; başkalarının ayakları altında kalacaktır. Tövbe Sûresi 35. ayette: “Altın ve Gümüşü biriktirip Allah yolunda harcamayanlara elemli azabı müjdele. O gün cehenneme atılacaklar, biriktirmiş oldukları altın ve gümüşler ısıtılarak alınlarına, yanlarına ve sırtlarına mühürlenecektir...” deniliyor. Hadis kitaplarında: “Dünya, ahretin tarlasıdır...” deniliyor. Âl-i İmran Sûresi 30. ayette: “O günde herkes yaptığı iyilikleri, karşısında hazır bulur, kötülükleri de; ister ki, kendisiyle o kötülükler arasında uzun bir mesafe olsun...” deniliyor. Kehf Sûresi 48. ayette: “Yaptıklarını görecekler...” deniliyor. Yasin Sûresi 54. ayette de: “Yaptıklarınızdan başkasıyla cezalandırılmazsınız.” deniliyor. En’am Sûresi 31. ayette ise: “Şüphesiz Allah ile karşılaşmayı inkar edenler kaybetmişlerdir; ansızın kıyamet kendilerine gelip çatınca da: “Yazıklar olsun bize, bu hususta çok kusurumuz var” derler. Yaptıkları günah yükünü de sırtlarında taşırlar. Taşıdıkları şey ne de kötüdür.” deniliyor.
Hz. İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Dünyada cimrilik yapılarak İslâmî vergileri (Zekatı, Humusu ve...) verilmeyen mallar, ahret günü olunca sâhibinin boynuna yılan şeklinde sarılacaktır. O yılanlar, sâhibini vurmaya devam edecektir.”
KIYAMET GÜNÜNDEKİ ŞİKAYETÇİLER
1. Şikayetçi Peygamber (s.a.a)
Kur’an-ı Kerim’in Furkan Sûresi 30. ayetinde, Peygamber efendimizin “Ya Rab! Benim ümmetim, bu Kur’an’ı terkedilmiş hâlde tuttular” diyerek, kıyamet günü şikayetçi olacağını okuyoruz. Ya Rab! Benim ümmetim bu Kur’an’ı terk ettiler: (ya okumadılar, ya anlamadılar, ya uygulamadılar veya başkalarına tebliğ etmediler.) Kur’an’ı gönüllerine değil, kağıtlara ve taşlara yazdılar. Dirilere okuyacaklarına, ölülere okudular. Yaşam ve kanun kitabı değil, süs ve and içme kitabı yaptılar. Bu kitaptan nur almaları gerekirken, bu kitabı okuyarak para kazandılar. Bu kitabı ezberlemeleri gerekirken, unuttular. Bu kitabı okuyarak birlik olmaları gerekirken, ayrı-ayrı gruplara bölündüler. Bu kitabın gölgesinde birlik olup Allah düşmanlarını korkutmaları gerekirken, Allah’ın düşmanından korktular ve....) diyerek şikayet etmeyecek mi? İyi düşünmemiz gerekir.
2. Şikayetçi Kur’an
Kıyamet günü, bizlerden şikayetçi olacaklardan birisi de Kur’anı Kerim’dir. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Kıyamet günü üç şey şikayetçi olacaktır. Mushaf (yâni Kur’an), Mescid ve Ehl-i Beytim.” (Bihar-ul Envar c. 7. s. 222)
KUR’AN’IN ŞİKAYETİ
Allahım! Kur’an’ın okunmasını emir buyurduğun hâlde, Müslümanların çoğu beni okumadılar. (Müzzemmil Sûresi 19. ayet) Allah’ım! Beni okuyanların bazısı, haklarıma riayet etmediler. Beni içlerini ve dışlarını temizlemeden, düşünmeden ve acele olarak okudular. Allah’ım! Beni okuyanların bazısı, anlamadılar ve anlamakta istemediler... Allah’ım! Beni anladıkları hâlde, bana uymadılar... Allah’ım! Beni tebliğ etmediler... Allah’ım! Beni sevdikleri hâlde, bana uymakta muhâliflerimden çok geri kaldılar... Allah’ım! Benim ayetlerimin bazısına uydular, bazısını da terk ettiler. Allah’ım! Beni anlamak için, senin Peygamberi’nin (s.a.a) Ehl-i Beyti’nin tefsirini bırakıp kendi tefsir ve yorumlarına uydular... Allah’ım! Bazıları, beni iyice anladıkları hâlde, haklarımı gizlediler ve görmezlik ettiler. (Bakara Sûresi 174. ayet) Allah’ım! Beni, yaşayan gönüllere okumaları gerekirken, ölülerin topraklarına okudular. (Fussilet Sûresi 3. ayet, Yusuf Sûresi 2. ayet) Allah’ım! Beni, insan yapısı sandılar. (Nahl Sûresi 103. ayet) Allah’ım! Okunmamı ve sesimin duyulmasını yasakladılar. (Fussilet Sûresi 26. ayet) Allah’ım! Beni falcılık, istihare ve benzeri şeyler için kullandılar... Allah’ım! Beni getiren Peygamberine (s.a.a) sihir, cinnet, kehanet ve yalancılık isnat ettiler. (Tarık Sûresi 13. ayet. El- Hakke Sûresi 41. ayet) Allah’ım! Beni duydukları hâlde, alay ediyorlardı ve bana inanmıyorlardı. (Sebe Sûresi 31. ayet) Allah’ım! Beni inkar etmek için her hangi bir sebep bulamayınca: “Bize başka kitap getir; bu kitabı değiştir” diyorlardı. (Yunus ûresi 15. ayet)
3. Şikayetçi Mescit
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a): “Kıyamet günü mescit: “Ya Rab! Beni terk ettiler; ve haklarımı çiğnediler” diyerek Müslüman’ları yüce Allah’a şikayet edecektir” buyurmuştur. (Vesail-uş Şia c. 3, s. 484) Peygamber efendimiz Hz. Muhammed: “Mescide gitmek için atılan her adıma, on sevap yazılır; on tane günah bağışlanır ve on derece merhamet ihsan edilir” buyurmuştur. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Mescitte, Allah dostlarıyla görüşülür; Allah’ın emirleriyle tanışma olur ve Allah’ın rahmetine ulaşma imkanı hasıl olur”.
Ne yazık ki, Allah’ın kutsal kıldığı ve Resulullah (s.a.a)’in çok değer verdiği mescitlerde, Resulullah (s.a.a)’in soyuna, yâni Hz. Ali ve evladına lânet okutarak, Allah dostlarının mescitlerden uzaklaşmalarına sebep oldular. Günümüzdeki mescitlerde ne Hz. Ali’den, ne de Hz. Ali’nin evlatları olan 12 İmamların faziletleri anlatılmıyor. Resulullah (s.a.a)’in ashabı içinde ilim şehrinin kapısı olan Hz. Ali’nin kerametleri, mucizeleri, irfanı, ahlâkı, cihadı, fetihleri ve diğer faziletleri anlatılmıyor. Mescitlerin dışında, hadis kitaplarında dahi Peygamber kızı olan Hz. Fatıma; Peygamber soyu olan Hasaneyn’lerden rivayet edilmiyor. Hep Ebu Hureyre vs.lerden bahsediliyor. Acaba Peygamber (s.a.a)’in kızı Hz. Fatıma ve Peygamber (s.a.a)’in torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, hiç mi O’nun konuşmalarını işitmediler?! Öyleyse neden hadis kitaplarında, hep Ebu Hureyrelerden bahsediliyor.? Bu günkü mescitlerin çoğunluğu, hidayetten uzaktırlar. Resulullah (s.a.a)’in soyu olan Ehl-i Beyt’in ne faziletlerini ne de musibetlerini, anlattıklarını gördünüz mü?.
MESCİTLERİN İPTAL EDİLEN HAKLARI
Mescitler: Müslümanların kutsal, temiz, birlik, barış, tanışma, dayanışma, istişare ve kongre mekanıdır. Mescitler: Kadın, erkek, dil, zengin, fakir, işçi, patron, renk ve benzeri ayrımları yapmadan her insanın, birlikte olabilecekleri mekandır. Mescitler: İslâm kültürünün yayılma merkezidir. Bu nedenle Müslümanların doğal olarak tanışma ve görüş alışveriş mekanıdır. Mescitler: Resulullah (s.a.a) Mekke’den, Medine’ye hicret ettiği zaman, ilk yaptığı kuruluştur. Bu kuruluşun adı ise: “Mescid-ün Nebi” dir. Mescitler: Allah aşıklarının, sevgi nişanesidir.
4. Şikayetçi İlahi Liderlerdir
Bir çok hadis kitaplarında, Resulullah (s.a.a)’in Ehl-i Beyti’nin: “Ya Rab! Bizi öldürdüler; bizi sürgün ettiler; ve bizi perişan ettiler” diyerek şikayetçi olacaklarını görüyoruz. Allah’ım! Bizim önderliğimizi kabul etmeleri gerekirken, israfçıların, fesatçıların ve zorbaların önderliğini kabul ettiler. Allah’ım! Peygamberlik nimetinin karşılığı olarak, Peygamberi’nin soyu olan biz Ehl-i Beyte sevgi beslemeleri gerekirken, yıllarca minberlerde ve de namazlarında, bize lânet okudular. Allah’ım! Peygamberi’nin tek hatırası olan kızı Fatıma’yı tokatladılar; malını gasp ettiler ve çocuklarını öldürdüler. Allah’ım! Resulullah (s.a.a)’in Ehl-i Beyti olan Ali (a.s)’ı kılıçladılar; Hasan (a.s)’ın suyuna zehir katıp tabutunu dahi okladılar; Hüseyin’in cesedini atların ayaklarının altında çiğnediler... Ailesini, çocuklarını zincirlere vurarak esir edip köy-köy, kasaba-kasaba gezdirdiler.
Ey güzellik ve ikram sâhibi Allah’ım! Muhammed ve Âl-i Muhammed’e selâm eyle, bizleri, Onların sevgisinden, ve yollarından ayırma, Onların bu dünyada ziyaretlerini, ahrette şefaatlerini, cümlemize nasip eyle, amin ya Rabb-el Alemin.