Kibir üç kısımdan ibarettir:
a) Allah"a karşı kibirli olmak:
Allah"a karşı kibirlenmek, O"na karşı durmak, Allah"lık iddiasında bulunmak veya ona isyan ve azgınlık ruhuyla karşı gelmek, emir ve nehiylerini reddetmektir. Firavunlar, Nemrutlar, Şeddatlar gibi.
Evet Allah"a karşı tekebbür, ya ilahlık iddiası yapmak, ya O"nun ibadet ve itaatinden, büyüklenerek çekinmek, hatta tekebbür ve büyüklük taslayarak Allah"a dua edip O"ndan hacet dilemeye dahi tenezzül etmemek, hatta bunu hurafe ve akılsızlık olarak nitelemek, Allah"a karşı tekebbürdür ve insanın küfrüne yol açar.
Evet en kötü ve korkunç tekebbür Allah"a karşı olan tekebbürdür. Bu konuda bir ayetin mealini vererek geçeceğiz; Mu"min suresinin 60. ayetinde şöyle buyuruyor:Rabbimiz dedi ki: Bana dua edin, size icâbet edeyim. Doğrusu bana ibadet etmekten büyüklenen (Müstekbirler) cehenneme boyun bükmüş kimseler olarak gireceklerdir.
b) Peygamberler ve İmamlar"a Karşı kibirlenmek:
Peygamberler ve İmamlar"a karşı kibirlenmek, kendini onlardan üstün veya onların haddinde görmek ve onların söz, emir ve nehiylerine boyun eğmemek, itaat etmemekten ibarettir. Peygamberler"e itaat etmeyen kafirler ve müşrikler, Onlar da bizim gibi beşer ve insandırlar ve bize bir üstünlükleri yoktur, biz neden onlara iman edelim itaat edelim? diyorlardı. Bazıları ise biz onlardan daha üstünüz bize neden melek nazil olmuyor? diyorlardı.
Bu gün de güya çağdaş geçinen, kendilerini medeni bilen zavallılar da Allah"ın dinin karşısına dikilip Allah"ın ahkamını ve Resulullah"ın buyruklarını çağdışı ve gericilik olarak nitelendiriyorlar. Bunların eski müşriklerle tek farkı, modern müşrikler oluşlarıdır.
Burada hatırlanması gereken bir nokta da şudur ki, gaybet zamanında imamların emriyle bizim, müctehid ve din mutahassısı âlimlere müracaat edip onlara taklit etmemiz ve dinimizin ahkamını onlardan öğrenmemiz gerekir. O halde müctehidlerin fetvalarına da karşı gelmek Allah ve Resulü"ne karşı gelmek ve onlara tekebbür etmek gibi olur. Allah cümlemizi Şeytan"ın vesveselerinden korusun. Mütekebbirlerin kafirliğinden ve ebedi olarak cehennemde kalacağından bahseden bazı ayet ve hadislerde de işte bu iki kısım kastedilmektedir. Ama sonra bahsedeceğimiz kısım, yani kullara karşı kibirlenmek büyük günah olmasına rağmen insanın küfrüne ve ebedi olarak cehennemde kalmasına sebep olmaz.
c) Allah"ın Kullarına Karşı Kibirlenmek:
Kullara karşı kibirlenmek, hem kalpte, hem dilde, hem de amelde kendini üstün sayıp onları küçümsemek, onlarla eşit sayılmaktan hoşlanmamak, yürürken her kesin önünde gitmek, meclislerde başta oturmayı sevmek, herkesten selam ve tevazu beklemek, birisinden bir nasihat dinlediğinde bozulmak ve bir türlü kabul etmemek, konuştuğu batıl ve yanlış bir söze itiraz edildiğinde öfkelenmek, birisine bir şey öğrettiğinde minnet etmek, başkalarından hizmet beklemek, cemaat namazında bile fakir ve aşağı sınıf insanlarla oturmamak, bilip bilmediği her konuda görüş bildirmeğe kalkışıp kendini göstermeye çalışmak vb. hareketlerle gerçekleşir. Bu kısım kullara karşı yapılan en kötü tekebbürdür.
Bazen ise kalpte ve amelde kibirli olması ve davranmasına rağmen bunu dilinde belirtmez. Bu kısım biraz daha hafiftir, fakat yine de kötü ve tehlikelidir. Bir başka kısım ise, kalbinde kibirli olmasına ve kendini üstün görmesine rağmen, bunu dile getirmeyip amelde de başkalarına karşı mütevazı davranmaya çalışmaktır. Bu kısım da yine kibir kavramına girmesine rağmen, öncekiler kadar kötü ve tehlikeli değil ve tedavisi daha kolaydır.