Ramazan Ayının Gece ve Gündüzlerine Ait Ameller

Cuma, 04 May 2012 11:40

Birinci Gecenin Amelleri

1- Ramazanın hilalini aramak. (Bazı müctehidler bunu farz bilmiş-lerdir.)

2- Ramazan ayının hilali göründüğü zaman ona işaret edilmez. Kıbleye dönülerek eller gökyüzüne kaldırılıp hilale hitaben şöyle söylenir:

رَبّي وَرَبُّكَ اللهُ رَبُّ الْعالَمينَ، اَللّـهُمَّ اَهِلَّهُ عَلَيْنا بِالأَمْنِ وَالاِيمانِ، وَالسَّلامَةِ وَالاِسْلامِ، وَالْمُسارَعَةِ اِلى ما تُحِبُّ وَتَرْضى، اَللّـهُمَّ بارِكْ لَنا في شَهْرِنا هذا، وَارْزُقْنا خَيْرَهُ وَعَوْنَهُ، وَاصْرِفْ عَنّا ضُرَّهُ وَشَرَّهُ وَبلاءَهُ وَفِتْنَتَهُ.

"Benim ve senin Rabbin, âlemlerin Rabbi olan Allah'tır. Allah'ım! Şu (hilali) bize emniyetle, imanla, sağlıkla, teslimiyetle, sevdiğin ve razı olduğun şeylere koşmakla birlikte (geçireceğimiz bir ayın) başlangıcı kıl. Allah'ım! Şu ayımızı bize bereketli kıl ve bize onun hayır ve yardımını nasip et; onda (olabilecek) zararı, şerri, belâ ve fitneyi bizden uzaklaştır."

Resul-i Ekrem'in de (s.a.a) ramazan ayının hilalini gördüğü vakit yüzünü kıbleye dönerek şu duayı okuduğu rivayet edilmiştir:

اَللّـهُمَّ اَهِلَّهُ عَلَيْنا بِالأَمْنِ والاِيمانِ، وَالسَّلامَةِ وَالاِسْلامِ، وَالْعافِيَةِ الُْمجَلَّلَةِ وَدِفاعِ الاَسْقامِ، وَالْعَوْنِ َعَلَى الصَّلاةِ وَالصِّيامِ وَالْقِيامِ وَتِلاوَةِ الْقُرآنِ، اَللّـهُمَّ سَلِّمْنا لِشَهْرِ رَمَضانَ وَتَسَلَّمْهُ مِّنا، وَسَلِّمْنا فيهِ حَتّى يَنْقَضِيَ عَنّا شَهْرُ رَمَضانَ وَقَدْ عَفَوْتَ عَنّا وَغَفَرْتَ لَنا وَرَحِمْتَنا.

"Allah'ım! Şu (hilali) bize emniyetle, imanla, sağlıkla, teslimiyetle, mükemmel bir afiyetle birlikte, tutulacağımız hastalıklardan uzak kalaca-ğımız, namaza, oruca, gece ibadetine ve Kur'ân okumaya (senin) yardımınla (güç bulacağımız bir ayın) başlangıcı kıl. Allah'ım! Ramazan ayını geçirinceye kadar bizi Ramazan ayı için sağlıklı kıl ve onu (kabul olmuş bir şekilde) bizden teslim al; bizi affetmiş, bağışlamış ve merhame-tine mazhar kılmış olarak sağlıklı tut."

Yine İmam Cafer Sâdık'tan (a.s) hilal göründüğü vakit şu duanın okunması rivayet edilmiştir:

اَللّـهُمَّ قَدْ حَضَرَ شَهْرُ رَمَضانَ، وَقَدِ افْتَرَضْتَ عَلَيْنا صِيامَهُ، وَاَنْزَلْتَ فيهِ الْقُرآنَ هُدىً لِلنّاسِ وَبَيِّناتٍ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ، اَللّـهُمَّ اَعِنّا عَلى صِيامِهِ وَتَقَبَّلْهُ مِنّا، وَسَلِّمْنا فيهِ، وَسَلِّمْنا مِنْهُ وَسَلِّمْهُ لَنا في يُسْرٍ مِنَكَ وَعافِيَةٍ اِنَّكَ عَلى كُلِّ شَيْءٍ قَديرٌ، يا رَحْمنُ يا رَحيمُ.

"Allah'ım! İşte Ramazan ayı girmiş bulunuyor; sen bu ayın orucunu bize farz kıldın. Halkı hidayet etmek, hidayet delillerini açıklamak ve hakkı batıldan ayırmak için onda Kur'ân'ı indirdin. Allah'ım! Onun orucunu tutmak için bize yardımcı ol; onu bizden kabul buyur; bizi onda ve ondan taraf sağlıklı kıl ve onu da bizim için kolaylık ve afiyetle birlikte selâmet eyle. Muhakkak senin her şeye gücün yeter, ey Rahman, ey Rahim!"

3- Hilal göründüğü vakit okunması müstehap olan dualardan birisi de İmam Zeynülabidin'in (a.s) "Sahife-i Seccâdiye" adlı kitabında top-lanan duaların kırk üçüncü duasıdır.

Evet Merhum Seyyid İbn Tâvûs'un nakline göre İmam Zeynüla-bidin (a.s) bir gün yoldan geçerken ramazan ayının hilaline bakarak şu duayı okudu:

اَيُّهَا الْخَلْقُ الْمُطيعُ الدّائِبُ السَّريعُ، الْمُتَرَدِّدُ في مَنازِلِ التَّقْديرِ، الْمُتَصَرِّفُ في فَلَكِ التَّدْبيرِ، آمَنْتُ بِمَنْ نَوَّرَ بِكَ الظُّلَمَ، وَاَوْضَحَ بِكَ الْبُهَمَ، وجَعَلَكَ آيَةً مِنْ آياتِ مُلْكِهِ، وَعَلامَةً مِنْ عَلاماتِ سُلْطانِهِ، فَحَدَّ بِكَ الزَّمانَ، وامْتَهَنَكَ بِالْكَمالِ وَالنُّقْصانِ، وَالطُّلُوعِ والاُفُولِ، وَالاِنارَةِ والْكُسُوفِ، في كُلِّ ذلِكَ اَنْتَ لَهُ مُطيعٌ، وَاِلَى اِرادَتِهِ سَريعٌ، سُبْحانَهُ ما اَعْجَبَ ما دَبَّرَ مِنْ اَمْرِكَ، وَاَلْطَفَ ما صَنَعَ في شَأنِكَ، جَعَلَك مِفْتاحَ شَهْرٍ حادِثٍ لاَمْرٍ حادِثٍ، فَاَسأَلُ اللهَ رَبِّي وَرَبَّكَ، وَخالِقي وَخالِقَكَ، وَمُقَدِّري وَمُقَدِّرَكَ، وَمُصَوِّري وَمُصَوِّرَكَ اَنْ يُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ يَجْعَاَلك هِلالَ بَرَكةٍ لا تَمْحَقُها الاَيّامُ، وَطَهارَةٍ لا تُدَنِّسُهَا الآثامُ، هِلالَ اَمْنٍ مِنَ الافاتِ، وَسَلامَةٍ مِنَ السَّيِّئاتِ، هِلالَ سَعْدٍ لا نَحْسَ فيهِ ويُمْنٍ لا نَكَدَ مَعَهُ، وَيُسْرٍ لا يُمازِجُهُ عُسْرٌ، وَخَيْرٍ لا يَشُوبُهُ شَرٌّ، هِلالَ اَمْنٍ وَايمانٍ وَنِعْمَةٍ وَاِحْسانٍ وَسَلامَةٍ وَاِسْلامٍ.
اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاجْعَلْنا مِنْ اَرْضى مَنْ طَلَعَ عَلَيْهِ، وَاَزْكى مَنْ نَظَرَ اِلَيْهِ، وَاَسْعَدَ مَنْ تَعَبَّدَ لَكَ فيهِ، وَوَفِّقْنَا اَللّـهُمَّ فيهِ لِلطّاعَةِ وَالتَّوْبَةِ، وَاعْصِمْنا فيهِ مِنَ الآثامِ وَالْحَوبَةِ، وَاَوْزِعْنا فيهِ شُكْرَ النِّعْمَةِ، واَلْبِسْنا فيهِ جُنَنَ الْعافِيَةِ، وَاَتْمِمْ عَلَيْنا بِاسْتِكْمالِ طاعَتِكَ فيهِ الْمِنَّةَ، اِنَّكَ اَنْتَ الْمَنّانُ الْحَميدُ، وَصَلَّى اللهُ عَلى مُحَمَّدٍ وآلِهِ الطَيِّبينَ، وَاجْعَلْ لَنا فيهِ عَوناً مِنْكَ عَلى ما نَدَبْتَنا اِلَيْهِ مِنْ مُفْتَرَضِ طاعَتِكَ، وَتَقَبَّلْها اِنَّكَ الاَكْرَمُ مِنْ كُلِّ كَريمٍ، وَالاَرْحَمُ مِنْ كُلِّ رَحيمٍ، آمينَ آمينَ رَبَّ الْعالَمينَ.

Ey belirlenen yörüngelerde hızla dolaşan itaatkâr mahlûk! Seninle karanlıkları aydınlatan, belirsizleri ortaya çıkaran, seni, mülkünün ayetlerinden bir ayet ve saltanatının alametlerinden bir alamet kılan, büyüyüp küçülmen, doğup batman, ışık vermen ve kararman ile seni hizmete alan kimseye inandım ben. Münezzehtir O! Seninle ilgili tedbiri ne kadar ilginçtir; hakkında öngördüğü düzen ne kadar incedir! O, seni yeni bir iş için, yeni bir ayın anahtarı kılmıştır. Benim ve senin Rabbimiz olan, beni ve seni yaratan, beni ve seni takdir edip yöneten, beni ve seni şekillendiren Allah'tan, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmesini ve seni, günlerin yok edemeyeceği bir bereket ve günahların kirleteme-yeceği bir temizlik hilali, içinde uğursuzluk bulunmayan bir mutluluk, beraberinde zahmet getirmeyen bir bolluk, zorlukla karışmamış kolaylık, şerre bulaşmamış hayır hilali, emniyet, iman, nimet, ihsan, sağlık ve telsi-miyet hilali kılmasını diliyorum. 

Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet eyle ve bizleri üzerlerine hilal doğan en hoşnut, hilale bakan en temiz ve bu ayda sana kulluk eden en mutlu kimselerden kıl. Ey Allah'ım! Bu ayda bizleri tövbeye muvaffak et; günahtan ve emirlerine karşı gelmekten koru; bizi nimetlerine şükretmeye alıştır; bizleri (günahlara karşı) bağışıklık kalkanlarıyla donat ve en mükemmel şekilde sana itaat etmeye muvaffak ederek nimetini bizlere tamamla. Şüphesiz sen, çok nimet verensin; övgüye layıksın. Allah, Muhammed'e ve onun pâk ve tertemiz Ehlibey-t'ine rahmet etsin. (Allah'ım!) Bu ayda, yapmamız için çağrıda bulundu-ğun farz itaatini yerine getirmemiz için bize yardımcı ol ve bunu bizden kabul buyur; kuşkusuz sen, bütün cömertlerden daha çok cömertsin; bütün merhametlilerden daha merhametlisin; âmin ey alemlerin Rabbi!"

4- Ramazan ayının ilk gecesinde müstehap olan bir diğer amel de, insanın kendi helaliyle cinsel münasebette bulunmasıdır. Bu sadece ramazan ayına mahsus bir şeydir. Yoksa diğer aylarda ayın ilk günün-de bu, mekruhtur.

5- Bu gecenin bir ameli de gusüldür; bazı hadislerde, ramazan ayının ilk gecesinde gusül yapan kimsenin gelecek ramazan ayına kadar vücudunda kaşıntı olmayacağı rivayet edilmiştir.

6- Akar suda gusletmek ve başına otuz avuç su dökmek; kim böyleyapacak olursa gelecek ramazan ayına kadar manevi taharet içerisinde olur.

7- Bu gecenin amellerinden birisi de İmam Hüseyin'i (a.s) ziyaret etmektir. Kim böyle yapacak olursa günahları dökülür ve o yılda hac ve umre yapanların sevabını alır.

8- Önceden de değindiğimiz bin rekâtlık namazı kılmak isteyenler, bu geceden itibaren başlamalıdırlar.

9- Bu gecenin bir diğer ameli ise iki rekât namazı, her rekâtta Fâtiha ve En'âm Surelerini okumak suretiyle kılmak ve ardından da Allah-u Teâlâ'dan kendisine yardımcı olmasını, korkulardan ve rahatsızlıklardan korumasını dilemektir.

10- Şaban ayının son gecesinin amelini açıklarken naklettiğimiz duayı bu gece de okumak sünnettir.

11- "el-İkbal" kitabında İmam Muhammed Taki'den (a.s), bu gecenin akşam namazından sonra elleri kaldırarak şu duanın okunması rivayet edilmiştir:

اَللّـهُمَّ يا مَنْ يَمْلِكُ التَّدْبيرَ وَهُوَ عَلى كُلِّ شَيءٍ قَديرٌ، يا مَنْ يَعْلَمُ خائِنَةَ الاَعْيُنِ وَما تُخْفِي الصُّدُورُ وَتُجِنُّ الضَّميرُ وَهُوَ اللَّطيفُ الْخَبيرُ، اَللّـهُمَّ اجْعَلْنا مِمَّنْ نَوى فَعَمِلَ، وَلا تَجْعَلْنا مِمَّنْ شَقِيَ فَكَسِلَ، وَلا مِمَّنْ هُوَ عَلى غَيْرِ عَمَلٍ يَتَّكِلُ، اَللّـهُمَّ صَحِّحْ اَبْدانَنا مِنَ الْعِلَلِ، وَاَعِنّا عَلى ما افْتَرَضْتَ عَلَيْنا مِنَ الْعَمَلِ، حَتّى يَنْقَضِيَ عَنّا شَهْرُكَ هذا وَقَدْ اَدَّيْنا مَفْرُوضَكَ فيهِ عَلَيْنا.
اَللّـهُمَّ اَعِنّا عَلى صِيامِهِ، وَوَفِّقْنا لِقِيامِهِ، وَنَشِّطْنا فيهِ لِلصَّلاةِ، وَلا تَحْجُبْنا مِنَ الْقِراءَةِ، وَسَهِّلْ لَنا فيهِ ايتاءَ الزَّكاةِ، اَللّـهُمَّ لا تُسَلِّطْ عَلَيْنا وَصَباً وَلا تَعَباً وَلا سَقَماً وَلا عَطَباً، اَللّـهُمَّ ارْزُقْنا الاِفْطارَ مِنْ رِزْقِكَ الْحلالِ، اَللّـهُمَّ سَهِّلْ لَنا فيهِ ما قَسَمْتَهُ مِنْ رِزْقِكَ، وَيَسِّرْ ما قَدَّرْتَهُ مِنْ اَمْرِكَ، وَاجْعَلْهُ حَلالاً طَيِّباً نَقِيّاً مِنَ الآثامِ خالِصاً مِنَ الآصارِ وَالاَجْرامِ.
اَللّـهُمَّ لا تُطْعِمْنا اِلاّ طَيِّباً غَيْرَ خَبيثٍ وَلا حَرامٍ، وَاجْعَلْ رِزْقَكَ لَنا حَلالاً لا يَشُوبُهُ دَنَسٌ وَلا اَسْقامٌ يا مَنْ عِلْمُهُ بِالسِّرِّ كَعِلْمِهِ باِلاِعْلانِ، يا مُتَفَضِّلاً عَلى عِبادِهِ بِالاِحْسانِ، يا مَنْ هُوَ عَلى كُلِّ شَيءٍ قَديرٌ وَبِكُلِّ شَيءٍ عَليمٌ خَبيرٌ، اَلْهِمْنا ذِكْرَكَ وَجَنِّبْنا عُسْرَكَ، وَاَنِلْنا يُسْرَكَ، وَاَهْدِنا لِلرَّشادِ، وَوَفِّقْنا لِلسَّدادِ، وَاعْصِمْنا مِنَ الْبَلايا، وَصُنّا مِنَ الاَوْزارِ وَالْخَطايا.
يا مَنْ لا يَغْفِرُ عَظيمَ الذُّنُوبِ غَيْرُهُ، وَلا يَكْشِفُ السُّوءَ إلاّ هُوَ، يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، وَاَكْرَمَ الاَكْرَمينَ، صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَاَهْلِ بَيْتِهِ الطَّيِّبينَ، وَاجْعَلْ صِيامَنا مَقْبُولاً، وَبِالْبِرِّ وَالتَّقْوى مَوْصُولاً، وَكَذلِكَ فَاجْعَلْ سَعْيَنا مَشْكُوراً وَقِيامَنا مَبْرُوراً، وَقُرْآنَنا مَرْفُوعاً، وَدُعاءَنا مَسْمُوعاً، وَاهْدِنا لِلْحُسْنى، وَجَنِّبْنَا الْعُسْرى، وَيَسِّرْنا لِلْيُسْرى، وَاَعِلْ لَنَا الدَّرَجاتِ، وَضاعِفْ لَنا الْحَسَناتِ، وَاقْبَلْ مِنَّا الصَّوْمَ وَالصَّلاةَ، واسْمَعْ مِنَّا الدَّعَواتِ، وَاغْفِرْ لَنَا الْخَطيئاتِ، وَتَجاوَزْ عَنَّا السَّيِّئاتِ، وَاجْعَلْنا مِنَ الْعامِلينَ الْفائِزينَ، وَلا تَجْعَلْنا مِنَ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضّالّينَ، حَتّى يَنْقَضِيَ شَهْرُ رَمَضانَ عَنّا وَقَدْ قَبِلْتَ فيهِ صِيامَنا وَقِيامَنا، وَزَكَّيْتَ فيهِ اَعْمالَنا، وَغَفَرْتَ فيهِ ذُنوبَنا، وَاَجْزَلْتَ فيهِ مِنْ كُلِّ خَيْرٍ نَصيبَنا، فَاِنَّكَ الاِلـٰهُ الُْمجيبُ، وَالرَّبُّ الْقَريبُ، وَاَنْتَ بِكُلِّ شَيْءٍ مُحيطٌ.

Allah'ım! Ey her şeye gücü yeten ve (âlemin) tedbir ve yönetimini elinde tutan; ey Latif ve her şeyden haberdar olan ve hain gözleri, sinelerin sakladığını ve batınların sırrını bilen Allah! Allah'ım! Bizi, niyet edip ardından amel eden kimselerden kıl; bedbaht olup tembelliğe duçar olan veya amelden başka şeye yaslanan kimselerden kılma. Allah'ım! Bu (ramazan) ayının bitiminde, üzerimizde olan farzlarını eda etmiş olmamız için bedenlerimizi hastalıklardan uzaklaştırıp sağlıklı tut; üzerimize farz kıldığın amelleri yerine getirmemiz için bize yardımcı ol.

Allah'ım! Bu ayın orucunu tutmak için bize yardım et; (geceleri) ibadet etmeye bizi muvaffak et; (hakkıyla) Kur'ân okumaktan bizi mahrum etme. Bu ayda zekât vermeyi bizlere kolaylaştır. Allah'ım! Ağrı, yorgunluk, hastalık ve bozgunluğu bize musallat kılma. Allah'ım! Helal rızkından iftar etmeyi bizlere nasip et. Allah'ım! Bu ayda bizim için ayırdığın rızkı elde etmeyi ve bizim için takdir buyurduğun emri (yerine getirmeği) kolaylaştır. Onu helal-tertemiz, günahlardan, engellerden ve hatalardan arınmış bir şekilde bize nasip buyur.

 Allah'ım! Bize ancak temiz şeylerden yedir; iğrenç ve haram olan şeylerden değil. Bize vereceğin rızkı, pisliğe ve hastalıklara karışmamış helal rızk eyle. Ey gizliyi de açık şeyler gibi bilen; ey kullarına iyilikle lütufta bulunan; ey her şeye gücü yeten, her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan (Yüce Allah)! Bize zikrini ilham et; bizi zor kıldığın şeylerden uzaklaştırıp kolay kıldığın şeylere ulaştır; bizi rüşt ve doğru-luğa hidayet et; doğruluklara muvaffak kıl; bizi belalardan koru; günah ve hatalardan muhafaza et.

 Ey büyük günahları kendisinden başkası bağışlamayan ve kötülüğü kendisinden başkası gidermeyen; ey merhametlilerin en merhametlisi ve yücelerin en yücesi! Muhammed ve tertemiz Ehlibeyt'ine rahmet eyle ve orucumuzu kabul buyur; bizi iyilik ve takvaya bağlı kıl. Çabamızı mükâfatlandır; ibadet ve namazımızı kabul eyle; okuduğumuz Kur'ân'ı dergâhına yücelt; duamızı dinleyip (kabul buyur); bizi iyiliğe hidayet eyle; zorluklardan uzaklaştırıp, kolaylıklara kolayca ulaşmamızı sağla; iyi amellerimizi kat kat artır; oruç ve namazımızı kabul eyle; dualarımızı dinleyip (kabul buyur); hatalarımızı bağışla; kötülüklerimizi affet; bizi kurtuluşa ermiş amel edenlerden kıl; kendilerine gazap ettiğin ve doğru yoldan sapanlardan değil. Nihayet ramazan ayı geçip gidinceye kadar orucumuzu, ibadet ve namazımızı kabul buyur; amellerimizi temizle, günahlarımızı bağışla ve her hayırdan nasibimizi artır. Kuşkusuz sen, duaları kabul eden ilâh ve (kullarına) yakın olan Rabsin. Sen her şeyi kuşatansın."

12- "el-İkbal" kitabında İmam Cafer Sadık'tan (a.s) rivayet edilen şu dualar da bu gecenin müstehap amellerinden birisidir:

 

اَللّـهُمَّ رَبَّ شَهْرِ رَمَضانَ، مُنَزِّلَ الْقُرْآنِ، هذا شَهْرُ رَمَضانَ الَّذي اَنْزَلْتَ فيهِ الْقُرْآنَ، وَاَنْزَلْتَ فيهِ آياتٍ بَيِّناتٍ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ، اَللّـهُمَّ ارْزُقْنا صِيامَهُ، وَاَعِنّا عَلى قِيامِهِ، اَللّـهُمَّ سَلِّمْهُ لَنا وَسَلِّمْنا فيهِ وَتَسَلَّمْهُ مِنّا في يُسْرٍ مِنَكَ وَمُعافاةٍ، وَاجْعَلْ فيـما تَقْضي وَتُقَدِّرُ مِنَ الاَمْرِ الَْمحْتُومِ وَفيـما تَفْرُقُ مِنَ الاَمْرِ الْحَكيمِ في لَيْلَةِ الْقَدْرِ مِنَ الْقَضاءِ الَّذي لا يُرَدُّ وَلا يُبَدَّلُ، اَنْ تَكْتُبَني مِنْ حُجّاجِ بَيْتِكَ الْحَرامِ الْمَبْرُورِ حَجُّهُمُ، الْمَشْكُورِ سَعْيُهُمُ، الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمُ، الْمُكَفَّرِ عَنْهُمْ سَيِّئاتُهُمْ، وَاجْعَلْ فيـما تَقْضي وَتُقَدِّرُ اَنْ تُطيلَ عُمْري وَتُوَسِّعَ عَليَّ مِنَ الرِّزْقِ الْحَلالِ .

"Allah'ım! Ey ramazan ayının Rabbi, ey Kur'ân'ı indiren; işte bu, Kur'ân'ı indirdiğin, onda, hidayeti beyan eden ve hakkı batıldan ayıran ayetleri nazil ettiğin ramazan ayıdır. Allah'ım! Bu ayın orucunu bizlere nasip et ve bu ayın (ibadet ve namazını) yerine getirmemize yardımcı ol. Allah'ım! Bu ayı bizim için selâmet kıl; bizi bu ayda sağlıklı et ve bu ayı kolaylık ve afiyet içinde bizden teslim al. Kadir gecesinde hükme bağladığın, takdir buyurduğun ve belirlediğin, kesin, dönüşü ve değişimi olmayan hikmetli hükümler arasında, beni de hacları kabul olan, çabaları mükâfatlandırılan, günahları bağışlanan ve kötülüklerinin üstü örtülen Beytü'l-Harâm'ının hacılarından yaz. Yine hükmettiğin ve takdir buyurdu-ğun şeyler arasında ömrümü uzatmayı ve bana bol helal rızk nasip etmeyi kararlaştır."

13- Sahife-i Seccadiyye'nin kırk dördüncü duasını okumak.

14- Seyyid İbn Tavus'un "el-İkbal" adlı eserine naklettiği şu uzun duayı okumak:

اَللّـهُمَّ اِنَّ هذا شَهْرُ رَمَضانَ...

15- Bir hadiste Resul-i Ekrem'in (s.a.a) ramazan ayı girdiğinde şu duayı okuduğu rivayet edilmiştir:

اَللّـهُمَّ اِنَّهُ قَدْ دَخَلَ شَهْرُ رَمَضانَ. اَللّـهُمَّ رَبَّ شَهْرِ رَمَضانَ، الَّذي اَنزَلْتَ فيهِ الْقُرْآنَ، وَجَعَلْتَهُ بَيِّناتٍ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ، اَللّـهُمَّ فَبارِكْ لَنا في شَهْرِ رَمَضانَ، وَاَعِنّا عَلى صِيامِهِ وَصَلَواتِهِ وَتَقَبَّلْهُ مِنّا.

"Allah'ım' Hiç şüphesiz ramazan ayı girmiş bulunuyor. Allah'ım! Ey ramazan ayının Rabbi! Öyle bir ay ki, onda Kur'ân'ı indirdin ve onda hidayeti beyan eden ve hakkı batıldan ayıran açıklamalarda bulundun. Allah'ım! Ramazan ayını bizim için bereketli kıl ve onun orucunu tutmada ve namazını kılmada bize yardımcı ol ve onu bizden kabul buyur."

16- Yine Resul-i Ekrem'in (s.a.a) ramazan ayının ilk gecesinde şöyle dua ettiği rivayet edilmiştir:

اَلْحَمْد للهِ الَّذي اَكْرَمَنا بِكَ اَيُّهَا الشَّهرُ الْمُبارَكُ، اَللّـهُمَّ فَقَوِّنا عَلى صِيامِنا وَقِيامِنا، وَثبِّتْ اَقْدامَنا وَانْصُرْنا عَلَى الْقَوْمِ الْكافِرينَ، اَللّـهُمَّ اَنْتَ الْواحِدُ فَلا وَلَدَ لَكَ، واَنْتَ الصَّمَدُ فلا شِبْهَ لَكَ، واَنْتَ الْعَزيزُ فَلا يُعِزُّكَ شَيْءٌ، وَاَنْتَ الْغَنِيُّ وَاَنَا الْفَقير، وَاَنْتَ الْمَوْلى وَاَنا الْعَبْدُ، واَنْتَ الْغُفورُ وَاَنا الْمُذْنِبُ، وَاَنْتَ الرَّحيمُ وَاَنَا الُْمخْطِئُ، وَاَنْتَ الْخالِقُ وَاَنَا الَْمخْلُوقُ، وَاَنْتَ الْحَيُّ وَاَنَا الْمَيِّتُ، اَسْأَلُكَ بِرَحْمَتِكَ اَنْ تَغْفِرَ لي وَتَرْحَمَني، وَتَتَجاوَزَ عَنّي اِنَّكَ عَلى كُلِّ شَيْءٍ قَديرٌ.

"Ey mübarek ay, seninle bizi yücelten Allah'a hamdolsun. Allah'ım! Oruç tutmamız (ve gece ibadetlerine) kalkmamız için bizi güçlendir; ayaklarımıza sebat ver ve bizi kâfirler topluluğuna karşı muzaffer eyle. Allah'ım! Sen teksin; evladın yoktur. Sen noksansız-ihtiyaçsızsın; benze-rin yoktur. Sensin aziz; başka bir şey sana izzet veremez. Sen zenginsin, ben ise fakir; sen mevlasın, ben ise kul; sen bağışlayansın, ben ise günahkâr; sen Rahim'sin, ben ise hatakâr; sen yaratansın, ben ise yaratılan; sen dirisin, ben ise ölü; rahmetin hakkına senden, beni bağışlamanı, bana merhamet etmeni ve beni affetmeni diliyorum. Muhakkak senin her şeye gücün yeter."

17- Birinci bölümde, ramazan ayının ilk gününde Cevşen-i Kebir duasını okumanın müstehap olduğu geçti.

18- Ramazan amellerinin başlarında zikrettiğimiz "Hac Duası"nın bu gecede okunması müstehaptır.

19- Önceden de zikrettiğimiz gibi bu ayın en faziletli amellerinden birisi de, çok Kur'ân okumaktır.

Rivayet edildiğine göre, İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'ân okumaya başlamadan önce şu duayı okurdu:

اَللّـهُمَّ اِنّي اَشْهَدُ اَنَّ هذا كِتابُكَ الْمُنْزَلُ مِنْ عِنْدِكَ عَلى رَسُولِكَ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِاللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وآلِهِ، وَكَلامُكَ النّاطِقُ عَلى لِسانِ نَبِيِّكَ، جَعَلْتَهُ هادِياً مِنْكَ اِلى خَلْقِكَ، وَحَبْلاً مُتَّصِلاً فيـما بَيْنَكَ وَبَيْنَ عِبادِكَ، اَللّـهُمَّ اِنّي نَشَرْتُ عَهْدَكَ وَكِتابَكَ، اَللّـهُمَّ فَاجْعَلْ نَظَري فيهِ عِبادَةً، وَقِراءَتي فيهِ فِكْراً، وَفِكْري فيهِ اعْتِباراً، وَاجْعَلْني مِمَّنْ اتَّعَظَ بِبَيانِ مَواعِظِكَ فيهِ، وَاجْتَنَبَ مَعاصيَكَ، وَلا تَطْبَعْ عِنْدَ قِراءَتي عَلى سَمْعي، وَلا تَجْعَلْ عَلى بَصَري غِشاوَةً، وَلا تَجْعَلْ قِراءَتي قِراءَةً لا تَدَبُّرَ فيها، بَلِ اجْعَلْني اَتَدَبَّرُ آياتِهِ وَاَحْكامَهُ، آخِذاً بِشَرايِعِ دينِكَ، وَلا تَجْعَلْ نَظَري فيهِ غَفْلَةً، وَلا قِراءَتي هَذَراً، اِنَّكَ اَنْتَ الرَّؤوفُ الرَّحيمُ.

"Allah'ım! Şehadet ederim ki bu, Resul'ün Muhammed ibn Abdul-lah'a (s.a.a) inen kitabın ve Peygamber'inin diline dökülen kelmındır. O, senin yaratıklarına (gönderdiğin) bir hidayet vesilesi ve seninle kulların arasına uzanan bir bağlantı ipidir. Allah'ım! Ben fermanın ve kitabın olan (Kur'ân'ı) açtım (yüzüme). Allah'ım! Ona bakışımı ibadet, onu okuyuşumu tefekkür ve tefekkürümü ibret vesilesi kıl. Beni, öğütlerinin beyanından öğüt alan ve günahlarından kaçınanlardan kıl. (Kur'ân) okurken kulağımı mühürleme; gözüme perde çekme. Okuyuşumu tefekkürsüz bir okuyuş kılma. (Kur'ân'ın) ayetleri ve ahkâmı üzerinde düşünüp, dinin kurallarını uygulamaya beni muvaffak kıl. (Kur'ân'a) bakışımı, gaflet bakışı ve okuyuşumu faydasız bir okuyuş kılma. Kuşkusuz sen çok şefkatli ve Rahim'sin."

Bitirdiği vakit ise şu duayı:

اَللّـهُمَّ اِنّي قَدْ قَرَأتُ ما قَضَيْتَ مِنْ كِتابِكَ الَّذي اَنْزَلْتَهُ عَلى نَبِيِّكَ الصّادِقِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَآلِهِ، فَلَكَ الْحَمْدُ رَبَّنا، اَللّـهُمَّ اجْعَلْني مِمَّنْ يُحِلُّ حَلالَهُ، وَيُحَرِّمُ حَرامَهُ، وَيُؤْمِنُ بِمُحْكَمِهِ وَمُتَشابِهِه، وَاجْعَلْهُ لي اُنْساً في قَبْري، وَاُنْساً في حَشْري، وَاجْعَلْني مِمَّنْ تُرْقيهِ بِكُلِّ آيَةٍ قَرَأها دَرَجَةً في اَعْلا عِلِّيّينَ، آمينَ رَبَّ الْعالَمينَ.

"Allah'ım! Ben, sadık Peygamber'ine (s.a.a) indirdiğin kitabından mu-kadder kıldığın kadar okudum. Hamd sana ey Rabbimiz. Allah'ım! Beni onun (Kur'ân'ın) helalini helal ve haramını haram bilen, muhkemine de müteşâbihine de iman eden kimselerden kıl. Kabirde ve haşredildiğim günde (Kur'ân'ı) bana arkadaş kıl. Beni, okuduğu her ayet karşılığında yüce makamlarda bir derece yücelttiğin kimselerden et. Âmin ey âlemlerin Rabbi!" 

Birinci Günün Amelleri

1- İmkân olursa, akarsuda gusledip, başa otuz avuç su dökmek; bunu yapan bir kimse o yılın rahatsızlık ve hastalıklarından emanda olur.

2- Bu günde yüzünü bir avuç gülsuyu ile yıkayan kimse, zillet ve perişanlıktan kurtulur. Biraz da başına döken kimse göğüs hastalığın-dan da emanda olmuş olur.

3- Her ayın başında olduğu gibi, bu ayın başında da iki rekât na-maz kılıp ardından da sadaka vermek sünnettir.

4- Bu günde iki rekât namazı, birinci rekâtta Fâtiha ve Fetih, ikincide ise Fâtiha ve istediği bir sureyi okumak suretiyle kılan kimse gelecek yıla kadar Allah'ın koruması altında olur.

5- Şafak söktüğü vakit şu duayı okumanın müstehap olduğunu rivayet etmişlerdir:

اَللّـهُمَّ قَدْ حَضَرَ شَهْرُ رَمَضانَ، وَقَدِ افْتَرَضْتَ عَلَيْنا صِيامَهُ، وَاَنْزَلْتَ فيهِ الْقُرآنَ هُدىً لِلنّاسِ وَبَيِّناتٍ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ، اَللّـهُمَّ اَعِنّا عَلى صِيامِهِ، وَتَقَبَّلْهُ مِنّا وَتَسَلَّمْهُ مِنّا وَسَلِّمْهُ لَنا في يُسْرٍ مِنَكَ وَعافِيَةٍ اِنَّكَ عَلى كُلِّ شَيْءٍ قَديرٌ.

"Allah'ım! (İşte) ramazan ayı girmiş bulunmaktadır; sen bu ayın orucunu bize farz kıldın; bu ayda hidayet etmek, hidayeti açıklamak ve hakkı batıldan ayırmak için insanlara Kur'ân'ı indirdin. Allah'ım! Onun (ramazan ayının) orucunu tutmak için bize yardımcı ol; onu bizden kabul buyurarak teslim al. Bu ayı kolaylık ve afiyet içerisinde bizim için selâmet tut. Muhakkak senin her şeye gücün yeter."

6- Sahif-i Seccadiye'nin 44. duasını bu günün akşamında okuma-mışsa bugün okumak.

7- Merhum Allâme Meclisî "Zâdü'l-Meâd" adlı kitabında şöyle diyor: "Merhum Kuleynî, Merhum Şeyh Tusî ve diğerleri sahih bir sened ile İmam Musa Kâzım'dan (a.s) şöyle rivayet etmişlerdir: "Ra-mazan ayının ilk gününde bu duayı okuyun. Kim fasit amaçlar gütme-den ve riya yapmadan Allah rızası için bu duayı okursa o yılda ona fitne, sapıklık, dinine veya bedenine zarar verecek bir afet ulaşmaz ve Allah Teala onu o yıl vuku bulacak olan belalardan korur; dua şöyl-edir:

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِإسْمِكَ الَّذي دانَ لَهُ كُلُّ شَيْءٍ، وَبِرَحْمَتِكَ الَّتي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ، وَبِعَظَمَتِكَ الَّتي تَواضَعَ لَها كُلُّ شَيْءٍ، وَبِعِزَّتِكَ الَّتي قَهَرَتْ كُلَّ شَيْءٍ، وَبِقُوَّتِكَ الَّتي خَضَعَ لَها كُلُّ شَيْءٍ، وَبِجَبَرُوتِكَ الَّتي غَلَبَتْ كُلَّ شَيْءٍ، وَبِعِلْمِكَ الَّذي اَحاطَ بِكُلِّ شَيْءٍ، يا نُورُ يا قُدُّوسُ، يا اَوَّلُ قبْلَ كُلِّ شَيْءٍ، وَيا باقِياً بَعْدَ كُلِّ شَيْءٍ، يا اَللهُ يا رَحْمنُ، صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتي تُغَيِّرُ النِّعَمَ، وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتي تُنْزِلُ النِّقَمَ، وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتي تَقْطَعُ الرَّجاءَ، وَاغْفِرْ ليَ الذُّنُوبَ الَّتي تُديلُ الاَعْداءَ، وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتى تَرُدُّ الدُّعاءَ، وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتي يُسْتَحَقُّ بِها نُزُولُ الْبَلاءِ وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتي تَحْبِسُ غَيْثَ السَّماءِ، وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتي تَكْشِفُ الْغِطاءَ، وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتي تُعَجِّلُ الْفَناءَ، وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتي تُورِثُ النَّدَمَ، وَاغْفِرْ لِيَ الذُّنُوبَ الَّتي تَهْتِكُ الْعِصَمَ، وَاَلْبِسْني دِرْعَكَ الْحَصينَةَ الَّتي لا تُرامُ، وَعافِني مِنْ شَرِّ ما اُحاذِرُ بِاللَّيْلِ وَالنَّهارِ في مُسْتَقْبَلِ سَنَتي هذِهِ.
اَللّـهُمَّ رَبَّ السَّماواتِ السَّبْعِ، وَرَبَّ الاَرَضينَ السَّبْعِ وَما فيهِنَّ وَما بَيْنَهُنَّ، وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظيمِ، وَرَبَّ السْبْعِ الْمَثاني، وَالْقُرْآنِ الْعَظيمِ، وَرَبَّ اِسْرافيلَ وَميكائيلَ وَجَبْرائيلَ، وَرَبَّ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَآلِهِ سَيِّدِ الْمُرْسَلينَ وَخاتَمِ النَّبِيّينَ، اَسْأَلُكَ بكَ وَبِما سَمَّيْتَ بهِ نَفْسَكَ يا عَظيمُ، اَنْتَ الَّذي تَمُنُّ بِالْعَظيمِ، وَتَدْفَعُ كُلَّ مَحْذُورٍ، وَتُعْطي كُلَّ جَزِيلٍ، وَتُضاعِفُ الْحَسَناتِ بِالْقَليلِ وَبِالْكَثيرِ، وَتَفْعَلُ ما تَشاءُ يا قَديرُ يا اَللهُ يا رَحْمنُ، صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَاَهْلِ بَيْتِهِ، وَاَلْبِسْني في مُسْتَقْبَلِ سَنَتي هذِهِ سِتْرَكَ، وَنَضِّرْ وَجْهي بِنُورِكَ، وَاَحِبَّني بِمَحبَّتِكَ، وَبَلِّغْني رِضْوانَكَ، وَشَريفَ كَرامَتِكَ، وَجَسيمَ عَطِيَّتِكَ، وَاَعْطِني مِنْ خَيْرِ ما عِنْدَكَ وَمِنْ خَيْرِ ما اَنْتَ مُعْطيهِ اَحَداً مِنْ خَلْقِكَ، وَاَلْبِسْني مَعَ ذلِكَ عافِيَتَكَ.
يا مَوْضِعَ كُلِّ شَكْوى، وَيا شاهِدَ كُلِّ نَجْوى، وَيا عالِمَ كُلِّ خَفِيَّةٍ، وَيا دافِعَ ما تَشاءُ مِنْ بَلِيَّةٍ، يا كَريمَ الْعَفْوِ، يا حَسَنَ التَّجاوُزِ، تَوَفَّني عَلى مِلَّةِ اِبْراهيمَ وَفِطْرَتِهِ، وَعَلى دينِ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وآلِهِ وَسُنَّتِهِ، وَعَلى خَيْرِ الْوَفاةِ، فَتَوَفَّني مُوالِياً لاَِولِيائِكَ، وَمُعادِياً لاَِعْدائِكَ.
اَللّـهُمَّ وَجَنِّبْني في هذِهِ السَّنَةِ كُلَّ عَمَلٍ اَوْ قَوْلٍ اَوْ فِعْلٍ يُباعِدُني مِنْكَ، وَاَجْلِبْني اِلَى كُلِّ عَمَلٍ اَوْ قَوْلٍ اَوْ فِعْلٍ يُقَرِّبُني مِنْكَ في هذِهِ السَّنَةِ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، وَامْنَعْني مِنْ كُلِّ عَمَل اَوْ قَوْل اَوْ فِعْل يَكُونُ مِنّي اَخافُ ضَرَرَ عاقِبَتهِ، وَاَخافُ مَقْتَكَ اِيّايَ عَلَيْهِ حِذارَ اَنْ تَصْرِفَ وَجْهَكَ الْكَريمَ عَنّي فَاَستَوجِبَ بِهِ نَقْصاً مِنْ حَظٍّ لي عِنْدَكَ يا رَؤوفُ يا رَحيمُ.
اَللّـهُمَّ اجْعَلْني في مُسْتَقْبَلِ سَنَتي هذِهِ في حِفْظِكَ َوفي جِوارِكَ وَفي كَنَفِكَ، وَجَلِّلْني سِتْرَ عافِيَتِكَ، وَهَبْ لي كَرامَتَكَ، عَزَّ جارُكَ وَجَلَّ ثَناؤُكَ وَلا اِلـٰهَ غَيْرُكَ، اَللّـهُمَّ اجْعَلني تابِعاً لِصالِحي مَنْ مَضى مِنْ اَوْلِيائِكَ، وَاَلْحِقْني بِهِمْ وَاَجْعَلْني مُسْلِماً لِمَنْ قالَ بِالصِّدْقِ عَلَيْكَ مِنْهُمْ، وَاَعُوذُ بِكَ اَللّـهُمَّ اَنْ تُحيطَ بي خَطيئَتي وَظُلْمي وَاِسْرافي عَلى نَفْسي، وَاتِّباعي لِهَوايَ، واشْتِغالي بِشَهَواتي، فَيَحُولُ ذلِكَ بَيْني وَبَيْنَ رَحْمَتِكَ وَرِضْوانِكَ فَاَكُونُ مَنْسِيّاً عِنْدَكَ، مُتَعَرِّضاً لِسَخَطِكَ وَنِقْمَتِكَ، اَللّـهُمَّ وَفِّقْني لِكُلِّ عَمَلٍ صالِحٍ تَرْضى بِهِ عَنّي، وَقَرِّبْني اِلَيْكَ زُلْفى.
اَللّـهُمَّ كَما كَفَيْتَ نَبيَّكَ مُحَمَّداً صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وآلِهِ هَوْلَ عَدُوِّهِ، وَفَرَّجْتَ هَمَّهُ، وَكَشَفْتَ غَمَّهُ، وَصَدَقْتَهُ وَعْدَكَ، وَاْنجَزْتَ لَهُ عَهْدَكَ، اَللّـهُمَّ فَبِذلِكَ فَاكْفِني هَوْلَ هذهِ السَّنَةِ وَآفاتِها وَاَسقامَها وَفِتْنَتَها وَشُرُورَها وَاَحزانَها وَضيقَ الْمَعاشِ فيها، وَبَلِّغْني بِرَحْمَتِكَ كَمالَ الْعافِيَةِ بِتَمامِ دَوامِ النِّعْمَةِ عِنْدي اِلى مُنْتَهى اَجَلَي، اَسْأَلُكَ سُؤالَ مَنْ اَساءَ وَظَلَمَ وَاسْتَكانَ وَاعْتَرَفَ، وَاَسْأَلكَ اَنْ تَغْفِرَ لي ما مَضى مِنَ الذُّنُوبِ الَّتي حَصْرَتَها حَفَظَتُكَ وَاَحْصَتْها كِرامُ مَلائِكَتِكَ عَلَيَّ، وَاَنْ تَعْصِمَني يا اِلهٰي مِنَ الذُّنُوبِ فيـما بَقِيَ مِنْ عمْري اِلى مُنْتَهى اَجَلي، يا اَللهُ يا رَحْمنُ يا رَحيمُ، صَلِّ عَلَى مُحمَّدٍ وَاَهْلِ بَيْتِ مُحَمَّدٍ، وَآتِني كُلَّ ما سَاَلْتُكَ وَرَغِبْتُ اِلَيْكَ فيهِ، فَاِنكَ اَمَرْتَني بِالدُّعاءِ وَتَكَفَّلْتَ لي بِالاِجابَةِ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ.

"Allah'ım! Her şeyin itaat ettiği ismin, her şeyi kaplayan rahmetin, karşısında her şeyin alçaldığı azametin, her şeye üstün gelen izzetin, karşısında her şeyin teslim olduğu kuvvetin, her şeye galip gelen ceberutun ve her şeyi kuşatan ilmin hakkına sana el açıyorum ben; ey Nur; ey Kuddüs; ey her şeyden önce ilk ve ey her şeyden sonra bâki olan! Ya Allah, ya Rahman! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet et ve nimetleri değiştiren günahlarımı bağışla; belaların inmesine yol açan günahlarımı bağışla; ümidi kesen günahlarımı bağışla; düşmanları başı-ma dolaştırıp duran günahlarımı bağışla; duanın kabulünü önleyen günahlarımı bağışla; belanın inmesini hak ettiren günahlarımı bağışla; gökten yağmurun inmesini önleyen günahlarımı bağışla; kötülüklerimin üzerini açan günahlarımı bağışla; fena ve yokluğumu çabuklaştıran günahlarımı bağışla; pişmanlığa yol açan günahlarımı bağışla; ismet per-delerini yırtan günahlarımı bağışla. (Düşmanın) nüfuz edemeyeceği sağ-lam zırhını bana giydir. Bu yılımın gelecek (günlerinde), gece ve gündüz çekindiğim şeylerin şerrinden beni koru.

 Allah'ım! Ey yedi göğün, yedi yerin, onların içinde ve arasında bulunanların Rabbi; ey büyük Arş'ın Rabbi; ey Fâtiha Suresi'nin ve büyük Kur'ân'ın Rabbi; ey İsrafil'in, Mikail'in ve Cebrail'in Rabbi; ey resullerin efendisi ve peygamberlerin sonuncusu Muhammed'in (sallallahu aleyhi ve alihi) Rabbi! Mukaddes zatın ve kendini adlandırdığın isimlerin hak-kına senden dileniyorum. Ey yüce! Sensin büyük nimet veren; korkulan-sakınılan şeyleri defeden; bol nimetleri veren; az olanın da karşılığında iyilikleri kat kat artırırsın, çok olanın da. Sen istediğin şeyi yaparsın; ey kudret sahibi; ey Allah; ey Rahman! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet eyle; bu yılımın gelecek (günlerinde kusurlarımı örtecek) örtünü bana giy-dir; nurunla yüzümü aydınlat; muhabbetinle beni sev; beni rızana (veya Rızvan cennetine), değerli lütuf ve keremine ve büyük bağışına ulaştır. Bana indinde olanın en iyisini ve yaratıklarından birisine verdiğinin en hayırlısını ver ve bana afiyet libası giydir.

Ey her şikâyetin (edileceği) yer; ey her gizli konuşmaya şahit olan; ey her gizliyi bilen; ey istediği belâyı uzaklaştıran; ey yüce affın sahibi; ey güzel bağışlayan! Ölümümü İbrahim'in (a.s) milleti, tevhid fıtratı ve Muhammed'in (s.a.a) dini ve sünneti üzere ve en iyi ölümle, dostlarına dost, düşmanlarına düşman olduğum hâlde gerçekleştir.

Allah'ım! Bu yıl içerisinde beni senden uzaklaştıracak amel, söz veya fiillerden beni uzak tut. Yine bu yılda beni sana yakınlaştıracak amel, söz veya fiillere sevk et; ey merhametlilerin en merhametlisi!

(Allah'ım!) Akıbetinden çekindiğim veya seni gazaplandırarak Kerim Vech'ini benden çevirmene ve böylece indinde olan bir nasibimi kaybet-meme vesile olmasından korktuğum amel, söz ve fiillerden beni alıkoy; ey çok şefkatli, ey Rahim!

Allah'ım! Bu yılımın gelecek (günlerinde) beni koru; beni kendi civa-rına ve himayene al; afiyet örtünle beni ört; lütuf ve keremini bana ihsan eyle. Senin civarında yer alan azizdir; senin medh u senan yücedir ve senden başka bir ilâh yoktur. Allah'ım! Beni geçmiş velilerinden olan salihlerin takipçisi kıl; beni onlara kavuştur; hakkında doğru konuşan (velilerine) teslimiyet arz edenlerden kıl. Allah'ım! Hatalarımın, nefsime ettiğim zulüm ve aşırılığın, heva ve hevesime uymamın ve şehvetlerime kapılmamın, beni kuşatıp da rahmet ve rızvanına ulaşmama engel olması ve böylece indinde unutulmama, gazap ve azabına duçar olmama sebep olmasından sana sığınırım. Allah'ım! Seni benden hoşnut edecek amellere beni muvaffak kıl ve beni kendine yakınlaştır.

 Allah'ım! Peygamber'in Muhammed'in (s.a.a) (içinden) düşmanları-nın korkusunu yok etmede, sıkıntısını gidermede, kederine son vermede yeterli olduğun ve ona verdiğin vaadi doğruladığın ve ahdini yerine getirdiğin gibi, bu yılın korku ve afetlerine, hastalıklarına, fitnesine, kötü-lüklerine, kederlerine ve dar geçimine karşı bana da yeterli ol; kendi rahmetinle beni ölünceye kadar sürekli ve eksiksiz nimet ile içice olan, kâmil bir afiyete ulaştır. Ben, kötülük yapmış, zulüm etmiş ve zelil bir şekilde günahını itiraf etmiş birisi gibi sana el açıyorum; senden, geçmiş-te yaptığım ve koruyucu meleklerinin kaydettiği ve değerli meleklerin saydığı günahlarımı bağışlamanı ve kalan ömrümde, beni günahlardan korumanı diliyorum, ey mabudum, ey Allah, ey Rahman, ey Rahim! Muhammed ve Muhammed'in Ehlibeyt'ine rahmet eyle ve senden dilediğim ve verilmesi için sana yöneldiğim şeyleri bana lütfeyle; çünkü sen bana dua etmemi emrettin ve dualarımın kabulüne kefil oldun; ey merhametlilerin en merhametlisi!"

Bu duayı Merhum Seyyid İbn Tâvûs ramazanın birinci gecesi için nakletmiştir.

Altıncı Gün

H.k. 201 yılında halk bu günde Hz. İmam Rıza'ya (a.s) biat etti. Seyyid İbn Tavus, bu nimetin şükrünü yerine getirmek için bu günde iki rekat namaz kılınmasını ve her rekatta Fatiha Suresinden sonra 25 defa İhlas Suresinin okunmasını rivayet etmiştir.

On Üçünçü Gece

Bu gece "Biyz" gecelerinin ilkidir. Bu gecede üç amel müstehap-tır:

1- Gusletmek.

2- Dört rekât namazı her rekâtta bir Fâtiha ve yirmi beş İhlâs Suresi'ni okumak suretiyle kılmak.

3- Recep ve şabanın on üçüncü gecelerinin amellerinde işaret ettiğimiz gibi her rekâtında Fâtiha'dan sonra, Yâsin, Tebâreke (Mülk) ve İhlâs Sureleri okunan iki rekâtlık namazı kılmak sünnettir.

On Dördüncü Gece

Bu gecede, on üçüncü gecede değindiğimiz namaz, ikişer ikişer dört rekât olarak kılınır. On üç, on dört ve on beşinci gecelerde yapıl-ması müstehap olan bir amel de "Mucîr" duasının okunmasıdır. Kim bu duayı okursa, günahları yağmur taneleri, ağaçların yaprakları ve çölün kumları kadar çok olsa bile bağışlanır.

On Beşinci Gece

Oldukça mübarek bir gece olan bu gecede şu ameller sünnettir:

1- Gusletmek.

2- İmam Hüseyin'in (a.s) ziyareti.

3- Altı rekât namaz kılmak. İkişer ikişer kılınan bu namazın her rekâtında Fâtiha, Yâsin, Tebâreke (Mülk) ve İhlâs Sureleri okunur.

4- Bu gecenin bir ameli de her rekâtında Fâtih'adan sonra on defa İhlâs Suresi'nin okunması suretiyle ikişer ikişer kılınan yüz rekât namazdır. Merhum Şeyh Müfid "el-Muknia" kitabında Emirü'l-Mu'minin Ali'den (a.s) bu konuda şöyle rivayet etmiştir: "Kim bu ameli yerine getirirse, Allah-u Teâlâ, cinlerden ve insanlardan olan düşmanlarına karşı onu koruyacak on meleği görevlendirir. Öleceği vakit ise onu ateşten koruyacak otuz melek görevlendirir."

5- Bir rivayette şöyle geçer: İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) "Ramazan ayını on beşinci gecesi İmam Hüseyin'in (a.s) kabrinin yanında olan kimse hakkında ne buyuruyorsunuz?" diye sordukları zaman İmam şöyle buyurdu: "Ramazan ayının on beşinci gecesi İmam Hüseyin'in (a.s) kabrinin yanında yatsı namazından sonra gece namazının nafilesi dışında on rekat namaz kılan ve her rekatta Fatiha Suresinden sonra on defa İhlas Suresini okuyan ve cehennem ateşinden Allah Tealaya sığınan kimseye ne mutlu. -Kim böyle yaparsa- Allah Teala onu cehennem ateşinden kurtulmuş diye yazar ve rüyada bir meleğin kendisine cenneti müjdelediğini ve bir meleğin de onu cehennem ateşinden güvende kıldığını görmedikçe dünyadan göçmez."

On Beşinci Gün

Bu günde Hicret'in ikinci yılında İmam Hasan Mücteba (a.s) dünyaya gelmiştir. Merhum Şeyh Müfid'in nakline göre, İmam Muhammed Taki'nin (a.s) doğumu da Hicret'in 195. yılında, bu günde gerçekleşmiştir. Ancak Meşhur görüş İmam Muhammed Takî'nin (a.s) recebin 10. gününde dünyaya geldiğidir. Her hâlükârda bu gün değerli bir gündür. Özellikle bu günde sadaka vermenin ve hayır işlemenin çok fazileti vardır.

On Yedinci Gece

Bu gece de çok mübarek ve değerli bir gecedir. Bu gecede Kureyş müşriklerinin hazırladığı orduyla, İslam ordusu karşı karşıya geldiler. Bu gecenin gündüzünde ise Bedir Savaşı gerçekleşmiştir. Bu savaşta Allah-u Teâlâ İslâm ordusuna müşriklere karşı büyük bir zafer nasip etmiş ve bu zafer İslam'ın en büyük fethi olmuştur. Onun için âlimlerimiz bugünde çok sadaka verip şükürde bulunmanın müstehap olduğunu söylemişlerdir. On yedinci gecede gusül ve ibadetin de çok büyük fazileti vardır.

Bir çok rivayette şöyle geçer: Bedir savaşı gecesi peygamber efendimizin (s.a.a), ashabına, "Kim bu gece gidip kuyudan bizim için su çekip getirebilir?" diye buyurdu. Ashap sustu ve kimse bu işe girişmedi. Emirulmüminin Hz. Ali (a.s) bir su kırbası alarak su getirmek için dışarı çıktı. O zifri karanlık gece çok soğuktu; rüzgar da esiyordu. Hz. Ali (a.s) su kuyusunun başına ulaştı. O kuyu çok derin ve karanlıktı. Hz. Ali (a.s) kuyudan su çekebilmek için bir kova bulamadı. Çaresiz, kendisi kuyuya indi; su kırbasını su ile doldurup dışarı çıktı. Geri dönmek için hareket edince şiddetli bir rüzgar esmeye başladı. Hazret rüzgar kesilinceye kadar oturup bekledi. Sonra kalkıp yeniden hareket edince yine şiddetli bir rüzgarla karşılaştı. Hazret yine oturup rüzgarın geçmesini bekledi. Üçüncü defa kalkıp hareket edince yine aynı olay yaşandı ve Hz. Ali (a.s) yine oturup bekledi. Rüzgar kesildikten sonra kalkıp kendisini peygamer efendimize ulaştırdı. Efendimiz (s.a.a), "Ey Ebe'l-Hasan! Neden geciktin?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. Ali (a.s), "Üç defa vücu-dumu titreten şiddetli bir rüzgarla karşılaştım. Ben bu rüzgarların kesilmesi için bekledim" diye arzetti. Efendimiz, "Ey Ali! O rüzgar-ların ne olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Ali (a.s), "Hayır" ceva-bını verdi. Efendimiz buyurdu ki: "Birinci rüzgar bin melekle birlikte seni selamlayan Cebrail'di. İkincisi bin melekle birlikte seni selamla-yan Mikail'di, üçüncüsü ise bin melekle birlikte seni selamlayan İsrafildi. Bu melekler bize yardım etmek için yere indiler."

"Emirulmüminin Ali'nin (a.s) bir gecede üç bin üç fazileti var" sözü de buna işarettir. Nitekim Seyyid Himyerî Hz. Ali'nin (a.s) med-hinde okuduğu şiirinde buna işaret etmektedir:

 

Andolsun Allah'a ve nimetlerine

Sorumludur söylediklerinden her insan

Gerçekten Ali b. Ebutalib

Takva ve hayırla donanmış bir insan

Başlayınca savaş mızraklarla

Kaçtılar cesaretli kişiler korkudan

Yürüyor düşman üzerine

Keskin kılıç var elinde her zaman

Avlanmak için yavrularını dışarı çıkaran aslanın

Yavruları arasında yürüyüşü gibi

Ve Ali öyle bir kişidir ki bir gecede

Selamladı onu Mikail ile Cebrail.

Mikail bin melekle, Cebrail bin melekle

Onların peşi sıra İsrafil bin melekle

Bedir gecesi yardım için geldiler

Ebabil kuşları gibi yere indiler.

On Dokuzuncu Gece

Bu gece kadir gecesi olma ihtimali olan üç gecenin ilkidir; diğer iki gece ise 21 ve 23. gecedir. Kadir gecesi öyle bir gecedir ki, onun fazilet ve değerine hiçbir gece ulaşamaz. O gecede yapılan amel, bin ayda yapılan amelden daha hayırlıdır. O gecede yılın mukadderatı takdir edilir. Melekler ve büyük Ruh, Allah'ın izniyle bu gecede yer-yüzüne iner ve zamanın hücceti ve velâyet sahibine inerek takdir edi-len şeyleri ona sunarlar.

Kadir gecelerinin amelleri iki kısımdır: Bir kısmı her üç gecede yapılan amellerdir; bir kısmı ise her gecenin kendisine ait amellerdir.

Kadir Gecelerinin Müşterek Amelleri

1- Gusül yapmak. Merhum Allâme Meclisî bu guslün güneş batacağı sırada yapılıp onunla akşam namazının kılınmasının daha efdal oldu-ğunu yazmıştır.

2- İki rekât namazı, her rekâtta Fâtiha'dan sonra yedi defa İhlâs Suresi'ni okuyarak kılmak; namazın ardından da yetmiş defa: "Esteğ-firullahe ve etûbu ileyh" söyleyerek Allah'tan mağfiret dilemek ve tövbe etmek. Resul-i Ekrem (s.a.a) kendisinden nakledilen bir hadiste şöyle buyurmaktadır. "Kim bu ameli yaparsa, yerinden kalkmadan önce Allah onu ve anne-babasını bağışlar."

3- Bir amel de şudur: Kur'ân-ı Kerim'i açıp önüne kor ve şu duayı okursun:

اَللّـهُمَّ اِنّي اَسْأَلُكَ بِكِتابِكَ وَما فيهِ وَفيهِ اسْمُكَ الاَكْبَرُ وَاَسْماؤُكَ الْحُسْنى، وَما يُخافُ وَيُرْجى اَنْ تَجْعَلَني مِنْ عُتَقائِكَ مِنَ النّارِ.

"Allah'ım, indirdiğin kitabın ve onda bulunan büyük ismin ve güzel isimlerin hürmetine ve kitabındaki korkutan veya ümit veren (ayetlerin) hürmetine, beni cehennem ateşinden azat ettiğin kimselerden kılmanı dilerim senden."

Ve bu duanın ardından da hacet ve dileklerinizi Hak Teâlâ'dan istersiniz.

4- Bu gecelerde yapılan bir amel de şöyledir: Kur'ân'ı alıp başınıza kor ve şöyle dua edersiniz:

اَللّـهُمَّ بِحَقِّ هذَا الْقُرْآنِ، وَبِحَقِّ مَنْ اَرْسَلْتَهُ بِهِ، وَبِحَقِّ كُلِّ مُؤْمِنٍ مَدَحْتَهُ فيهِ، وَبِحَقِّكَ عَلَيْهِمْ، فَلا اَحَدَ اَعْرَفُ بِحَقِّكَ مِنْكَ.

"Allah'ım! Bu Kur'ân ve onu gönderdiğin kimsenin ve onda methettiğin bütün müminlerin hakkına ve senden başka hiç kimsenin tanıyamayacağı onlar üzerindeki hakkına (sana yalvarıyorum)."

Sonra da on defa: Bike ya Ellah

On defa: Bi-Muhammedin

On defa: Bi- Eliyyin

On defa: Bi-Fatimete

On defa: Bil-Haseni

On defa: Bil-Hüseyni

On defa: Bi-Eliyyibnil Hüseyin

On defa: Bi-Muhammed İbn Eliyyin

On defa: Bi-Ce'fer İbn Muhammed

On defa: Bi-Musa İbn Ce'fer

On defa: Bi-Eliyyİbn Musa

On defa: Bi-Muhammed İbn Eliyyin

On defa: Bi-Eliyyİbn Muhammed

On defa: Bil-Hasen İbn Eliyyin

On defa: Bil-Hucceti

     

söyleyip hacetlerinizi istersiniz. Bu duada önce Allah-u Teâlâ'yı, Kur'-ân-ı Kerim'e ve O'nun gönderdiği Peygamber'ine (s.a.a) ve Kur'ân'ın methettiği müminlere sonra da Allah'u Teâlâ'yı kendi mukaddes zatına ve Ehlibeyt'ten olan On Dört Masum'un her birinin hürmetine ant vererek hacet ve dileklerinizi Hak Teâlâ'dan diliyorsunuz.

5- Bu gecenin bir ameli de imkânı olanlar için İmam Hüseyin'in (a.s) mukaddes türbesini ziyaret etmektir. Uzakta olanlar da uzaktan İmam'ı (a.s) selâmlayarak ziyaret edebilirler.

6- Bu üç gecede ihya tutmak (bu geceleri yatmadan sabahlamak) da müstehaptır. Bir hadis-i şerifte şöyle geçer: "Kadir gecesinde ihya tutan kimsenin günahlarını, Allah bağışlar."

7- Her üç gecede de yüz rekât namaz kılmanın çok fazileti vardır. Bu namazlarda her rekâtta Fâtiha'dan sonra on defa İhlâs Suresi okunursa, daha faziletli olur.

8- Şu duanın okunması da bu üç gecenin müşterek amelidir:

 

اَللّـهُمَّ اِنّي اَمْسَيْتُ لَكَ عَبْداً داخِراً لا اَمْلِكُ لِنَفْسي نَفْعاً وَلا ضَرّاً، وَلا اَصْرِفُ عَنْها سُوءاً، اَشْهَدُ بِذلِكَ عَلى نَفْسي، وَاَعْتَرِفُ لَكَ بِضَعْفِ قُوَّتي، وَقِلَّةِ حيلَتي، فَصَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْجِزْ لي ما وَعَدْتَني وَجَميعَ الْمُؤْمِنينَ وَالْمُؤْمِناتِ مِنَ الْمَغْفِرَةِ في هذِهِ اللَّيْلَةِ، وَاَتْمِمْ عَلَيَّ ما آتَيْتَني فَاِنّي عَبْدُكَ الْمِسْكينُ الْمُسْتَكينُ الضَّعيفُ الْفَقيرُ الْمَهينُ، اَللّـهُمَّ لا تَجْعَلْني ناسِياً لِذِكْرِكَ فيـما اَوْلَيْتَني، وَلا لاِِحْسانِكَ فيـما اَعْطَيْتَني، وَلا آيِساً مِنْ اِجابَتِكَ وَاِنْ اَبْطَأَتَ عَنّي، في سَرّاءٍ اَوْ ضَرّاءٍ، اَوْ شِدَّةٍ اَوْ رَخاءٍ، اَوْ عافِيَةٍ اَوْ بَلاءٍ، اَوْ بُؤْسٍ اَوْ نَعْماءٍ اِنَّكَ سَميعُ الدُّعاءِ.

"Allah'ım! Menfaat veya zararı elinde olmayan ve kö tülüğü kendi-sinden uzaklaştıramayan değersiz bir kulun olarak akşamladım. Ben kendi nefsime bunu şehadet ediyor, gücümün zayıflığı ve çaremin azlığını sana itiraf ediyorum. Şu hâlde Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet eyle ve bu gecede bana ve bütün mümin erkek ve kadınlara vaat ettiğin mağfireti gerçekleştir ve bana verdiğin (nimetlerini) tamamla. Çünkü ben senin, miskin, düşkün, zayıf, fakir ve aşağılık bir kulunum. Allah'ım! İster geciksin (ister gecikmesin), ister rahatlıkta olayım isterse sıkıntıda, ister zorlukta olayım, isterse kolaylıkta, ister afiyet içinde olayım, ister belada, ister yoksulluk içinde olayım isterse nimet (ve bollukta), lütfettiğin şeylerde zikrini bana unutturma; verdiğin (nimetlerde) iyiliğinden beni gafil etme ve icabetinden ümidimi kesme. Kuşkusuz sen duayı işiten (kabul eden)sin."

Bu duayı Merhum Kef'emî, İmam Zeynülabidin'den (a.s) nakletmiş ve şöyle demiştir:

"İmam (a.s) bu duayı, Kadir gecelerinde hem ayak üstü, hem otu-rarak, hem rükûda ve hem de secdede okurdu."

Merhum Meclisî bu gecelerin en değerli ve faziletli amellerini şöyle sıralamıştır:

İstiğfar etmek, zikir, kendimizin, anne-babamızın akraba ve mümin kardeşlerimizin dünya ve ahiretleri ile ilgili hacetlerini istemek, Resulullah (s.a.a) ve Ehlibeyt'ine mümkün olduğu kadar salât u selam etmek; bazı rivayetlere göre Cevşen-i Kebir duasının da bu üç gecede okunması müstehaptır.

Bir rivayette şöyle geçer:

"Resulullah'a (s.a.a) "Kadir gecesine girdiğimizde (o gecede), ne isteyelim Hak Teâlâ'dan?" diye sorulduğunda, Resulullah (s.a.a): "Afi-yet dileyin." buyurdu.

Kadir Gecelerinin Özel Amelleri

On Dokuzuncu Gece

1- Yüz defa:

اَسْتَغْفِرُ اللهَ رَبّي وَاَتُوبُ اِلَيْهِ.

(Rabbim olan Allah'tan mağfiret diler ve ona tövbe ederim.)

demek.

2- Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) Kufe mescidinin mihrabında İbn Mülcem tarafından vurulmasının bu geceye tekabül etmesi münasebe-tiyle yüz defa:

اَللّـهُمَّ الْعَنْ قَتَلَةَ اَميرِ الْمُؤمِنينَ .

(Allah'ım! Emirü'l-Müminin Ali'nin (a.s) katillerine lânet et.)

söylemek müstehaptır.

3- Önceden ramazan ayının gündüzleri için altıncı amel olarak zikrettiğimiz duayı, bu gece de okumak sünnettir.

4- Bu gecenin bir ameli de, şu duayı okumaktır:

اَللّـهُمَّ اْجْعَلْ فيـما تَقْضي وَتُقَدِّرُ مِنَ الاَمْرِ الَْمحْتُومِ، وَفيـما تَفْرُقُ مِنَ الاَمْرِ الحَكيمِ في لَيْلَةِ الْقَدْرِ، وَفِي الْقَضاءِ الَّذي لا يُرَدُّ وَلا يُبَدَّلْ، اَنْ تَكْتُبَني مِنْ حُجّاجِ بَيْتِكَ الْحَرامِ، الْمَبْرُورِ حَجُّهُمُ، الْمَشْكُورِ سَعْيُهُمُ، الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمُ الْمُكَفَّرِ عَنْهُمْ سَيِّئاتُهُمْ وَاجْعَلْ فيـما تَقْضي وَتُقَدِّرُ اَنْ تُطيلَ عُمْري وَتُوَسِّعَ عَلَيَّ في رِزْقي، وَتَفْعَلَ بي كَذا وَكَذا.

"Allah'ım! Kadir gecesinde hükmedip mukadder buyurduğun, hik-met üzere kararlaştırdığın, değişmeyen, dönüşü olmayan hükümlerin arasında beni de Beytü'l-Haram'ının, hacları kabul olan, çabalarının karşılığı verilen, günahları affedilen, kötülüklerinin üstü örtülen hacıların-dan yaz. Ömrümün uzamasını ve rızkımın çoğalmasını mukadder buyur. Ve benim şu, şu... hacetlerimi yerine getir."

Uyarı: "Keza ve keza" (Şu, şu hacetlerim…) cümlesi yerine hacet-ler zikredilir.

Yirmi Birinci Gece

Bu gece on dokuzuncu geceden daha faziletlidir. Bu gecede de üç gecenin müşterek amellerini yerine getirmekle birlikte bu gece ve yirmi üçüncü gecenin gusül, ihya ve ibadetine daha çok önem veril-mesi, hadislerde üstelenmiş ve Kadir gecesinin bu iki geceden birisi olduğu vurgulanmıştır.

Muhtelif hadislerde nakledildiğine göre, Ehlibeyt İmamları'ndan birisine, Kadir gecesinin bu iki geceden hangisi olduğu sorulduğunda, "İstediğini bu iki geceden birisinde (her iki gecenin amellerini yerine getirerek) bulman kolaydır." veya "Neden her iki gecede de hayır amel işlemeyesin?!" şeklindeki cevaplarla yetinmiş ve kesin belirle-memişlerdir.

Merhum Şeyh Sadûk'un: "Bu iki geceyi ilâhî olan ilmî müzakere-lerle geçirmek daha faziletlidir." dediği nakledilmiştir.

Bu geceden itibaren ramazanın son on günlerine ait duaların okun-masına da başlanılır. O dualardan birisi, Merhum Kuleynî'nin İmam Cafer Sadık'tan (a.s) naklettiği duadır. İmam (a.s) şöyle buyurmuştur: Ramazan ayının son on gününde, her gece şöyle söylersin:

اَعُوذُ بِجَلالِ وَجْهِكَ الْكَريمِ أنْ يَنْقِضيَ عَنّي شَهْرُ رَمَضانَ اَوْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ مِنْ لَيْلَتي هذِهِ وَلَكَ قِبَلي ذَنْبٌ اَوْ تَبِعَةٌ تُعَذِّبُني عَلَيْهِ.

"(Ey Rabbim!) Ramazan ayının bitmesi veya bu gecenin sabah olmasıyla henüz üzerimde azaba vesile olacak bir günahın kalması hâlinde, bundan Kerim Vech'inin yüceliğine sığınırım."

Merhum Kef'emî'nin "Beledu'l-Emin" adlı eserin haşiyesindeki nakline göre İmam Cafer Sadık (a.s), ramazan ayının son on gecesinde farz ve sünnet namazlardan sonra şöyle dua ederdi:

اَللّـهُمَّ اَدِّ عَنّا حَقَّ ما مَضى مِنْ شَهْرِ رَمَضانَ، وَاغْفِرْ لَنا تَقْصيرَنا فيهِ، وَتَسَلَّمْهُ مِنّا مَقْبُولاً وَلا تُؤاخِذْنا بِاِسْرافِنا عَلى اَنْفُسِنا، وَاجْعَلْنا مِنَ الْمَرْحُومينَ وَلا تَجْعَلْنا مِنَ الَْمحْرُومينَ.

"Allah'ım! Ramazan ayının geçmiş (günlerinin) hakkını bizden taraf eda et. Ona karşı yaptığımız kusur ve ihmali bağışla. Onu bizden kabul buyur. Nefsimize yaptığımız zulümden dolayı bizi cezalandırma. Bizi rahmetine mazhar olanlardan kıl; mahrum olanlardan değil."

İmam (a.s) şöyle buyurmuştur: "Kim bu duayı okursa, Allah bu aydaki geçmiş kusurlarını bağışlar ve geriye kalan günlerinde ise, onu günahtan korur."

Yine Seyyid İbn Tâvûs'un (r.a) "İkbal" kitabında İbn Ebi Umeyr'-den, Murazim'den nakline göre, İmam Sadık (a.s) ramazan ayının son on gününde, her gece şu duayı okurdu:

 

اَللّـهُمَّ اِنَّكَ قُلْتَ في كِتابِكَ الْمُنْزَلِ:(شَهْرُ رَمَضانَ الَّذي اُنْزِلَ فيهِ الْقُرْآنُ هُدىً لِلنّاسِ وَبَيِّناتٍ مِنَ الْهُدى وَالْفُرْقانِ) فَعظَّمْتَ حُرْمَةَ شَهْرِ رَمَضانَ بما اَنْزَلْتَ فيهِ مِنَ الْقُرآنِ، وَخَصَصْتَهُ بِلَيْلَةِ الْقَدْرِ وَجَعَلْتَها خَيْراً مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ، اَللّـهُمَّ وَهذِهِ اَيّامُ شَهْرِ رَمَضانَ قَدِ انْقَضَتْ، وَلَياليهِ قَدْ تَصَرَّمَتْ، وَقَدْ صِرْتُ يا اِلهٰي مِنْهُ اِلى ما اَنْتَ اَعْلَمُ بِهِ مِنّي وَاَحْصى لِعَدَدِهِ مِنَ الْخَلْقِ اَجْمَعينَ، فَاَسْأَلُكَ بِما سَأَلكَ بِهِ مَلائِكَتُكَ الْمُقَرَّبُونَ وَاَنْبِياؤُكَ الْمُرْسَلُونَ، وَعِبادُكَ الصّالِحُونَ، اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ وَأنَ تَفُكَّ رَقَبَتي مِنَ النّارِ، وَتُدْخِلَنِى الْجَنَّةَ بِرَحْمَتِكَ، وَاَنْ تَتَفَضَّلَ عَليَّ بِعَفْوِكَ وَكَرَمُكَ و تَتَقبَّل تَقَربي وَ تَسْتَجيْبَ دُعائي وتَمُنَّ عَليَّ بالأمنِ يومَ الخَوفِ مِنْ كُلِّ هَوْلٍ اَعْدَدْتَهُ لِيَومِ الْقِيامَةِ، اِلهٰي وَاَعُوذُ بِوَجْهِكَ الْكَريمِ وَبِجَلالِكَ الْعَظيمِ اَنْ يَنْقَضِيَ اَيّامُ شهْرِ رَمَضانَ وَلَياليهِ وَلكَ قِبَلي تَبِعَةٌ اَوْ ذَنْبٌ تُؤاخِذُني بِهِ اَوْ خَطيئَةٌ تُريدُ اَنْ تَقْتَصَّهَا مِنّي لَمْ َتَغْفِرْها لي سَيِّدي  سَيِّدي سَيِّدي أسألُك يا لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ اِذْ لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ اِنْ كُنْتَ رَضَيْتَ عَني في هذَا الشَّهْرِ فَاْزدَدْ عَنّي رِضاً، وَاِنْ لَمْ تَكُن رَضَيْتَ عنِّي فَمِنَ الآنَ فَارْضَ عَنّي يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، يا اَللهُ يا اَحَدُ يا صَمَدُ يا مَنْ لَمْ يَلِدْ وَلمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً اَحَدٌ.

Allah'ım! İndirilen kitabın (Kur'ân)'da şöyle buyurdun: "Ramazan ayı, ki insanlara yol gösterici, (hakkı batıldan) ayırt edip açıklayıcı olarak Kur'ân o ayda indirilmiştir..." Kur'ân'ı böylece ramazan ayında indirerek, Kadir gecesini bu aya has kılıp bu ayın hürmetini yücelttin.

Allah'ım! İşte ramazan ayının günleri bitmek ve gece leri geçmek üzeredir. Ey mabudum! (Bu günler ve gecelerde) ulaştığım durumu sen benden daha iyi bilirsin; sen (itaat veya günahlarımın) sayısına bütün yaratıklardan daha çok vakıfsın. Şu hâlde mukarreb meleklerinin, gönde-rilmiş peygamberlerinin ve salih kullarının senden dilerken vasıta kıldık-ları şeyleri, ben de vasıta kılarak senden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni, vücudumu (cehennem) ateşinden kurtarmanı, rahmetinle beni cennete yerleştirmeni, affın ve kereminle bana lütufta bulunmanı, (sana) yakınlaşmak için (yaptığım amelleri) kabul buyurmanı, duamı kabul etmeni ve korku günü olan Kıyamet günü için öngördüğün bütün korku ve dehşetlerden beni emniyete alarak minnetine mazhar kılmanı diliyorum.

Ey mabudum! Ramazan ayının gündüz ve geceleri geçer de üzerimde beni cezalandırmana sebep olacak bir suç ve günah veya benden kısasını alacağın bir yanlışım kalır ve onu bağışlamazsan, bundan (ancak) Kerim Vech'ine ve yüce celaline sığınırım. Ey efendim; ey efendim; ey efendim; ey (yüce Allah)! Senden başka ilâh yoktur; çünkü senden gayri bir mabut olamaz; sana yalvarıyorum; bu ayda benden razı olduysan, rızanı daha da artır ve eğer razı olmadıysan, şu anda benden razı ol; ey merhametlilerin en merhametlisi! Ey Allah, ey tek, ey noksansız-ihtiyaçsız, ey doğmayan ve doğurmayan ve hiçbir şey kendisine denk olmayan (Rabbim)!"

Peşinden şu duanın sık sık tekrarlanması tavsiye edilmiştir:

يا مُلَيِّنَ الْحَديدِ لِداوُدَ عَلَيْهِ السَّلامُ يا كاشِفَ الضَرّ والكُرَبِ العِظام عَن ايّوبَ (عليه السلام)، اَي مُفَرِّجَ هَمِّ يَعْقُوبَ عَلَيْهِ السَّلامُ، اَيْ مُنَفِّسَ غَمِّ يُوسُفَ عَلَيْهِ السَّلامُ صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ كَما اَنْتَ أَهْلهُ اَنْ تُصَلِّيَ عَلَيْهِمْ اَجْمَعينَ وَافْعَلْ بي ما اَنْتَ اَهْلُهُ وَلا تَفْعَلْ بي ما اَنَا اَهْلُهُ.

"Ey Davud aleyhisselâm için demiri yumuşatan; ey Eyyup aleyhis-selâm'ın büyük sıkıntı ve kederini gideren; ey Yakup aleyhisselâm'ın üzüntüsüne son veren; ey Yusuf Aleyhisselâm'ın gamını bertaraf eden (Yüce Allah)! Muhammed ve Ehlibeyt'inin hepsine, sana yakışır şekilde rahmet eyle; bana, kendine yakışır şekilde muamele et, benim hak ettiğim şekilde değil."

"el-Kâfî", "el-Muknia" ve "el-Misbâh" kitaplarında, yirmi birinci gece için şu dua nakledilmiştir:

يا مُولِجَ اللَّيْلِ فِي النَّهارِ، وَمُولِجَ النَّهارِ فِي اللَّيْلِ، وَمُخْرِجَ الْحَيِّ مِنَ الْمَيِّتِ، وَمُخْرِجَ الْمَيِّتِ مِنْ الْحَيِّ، يا رازِقَ مَنْ يَشاءُ بِغَيْرِ حِسابٍ، يا اَللهُ يا رَحْمـنُ، يا اَللهُ يا رَحيمُ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ لَكَ الاَسْماءُ الْحُسْنى، وَالاَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ، وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورَةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقينَاً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي، وَاِيماناً يُذْهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرْضِيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً، وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ، وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ وَالتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مُحَمَّداً وآلَ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمُ السَّلامُ.

"Ey geceyi gündüze ve gündüzü geceye dâhil eden; diriyi ölüden ve ölüyü diriden çıkaran; ey istediğine hesapsız rızk veren; ya Allah, ya Rahman; ya Allah, ya Rahim; ya Allah, ya Allah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, yücelik ve nimetler sana mahsustur. Senden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gecede benim ismimi saadetli insanların isimleri arasına, ruhumu ise şehidlerin ruhlarının yanına yerleştirmeni, iyiliğimi illiyyîn makamına (kabul derecesine) ulaştırmanı, kötülüğümü bağışlamanı diliyorum. Bana kalbimle bütünleşen (hiçbir zaman ayrılmayan) bir yakin; şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman lütfetmeni ve benim için kısmet ettiğin şeylere beni razı kılmanı diliyorum senden. (Allah'ım!) Dünyada da bize iyilik nasip et, âhirette de. Bizi, yakıcı ateşin azabından koru. Bu gecede bana zikrini, şükrünü, sana yönelmeyi, tövbe etmeyi nasip et ve Muhammed ve Ehlibeyt'ini (ona ve Ehlibeyt'ine selâm olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."

Yirmi İkinci Gecenin Duası

Şu dua bu gece için rivayet edilmiştir:

يا سالِخَ النَّهارِ مِنَ اللَّيْلِ فَاِذا نَحْنُ مُظْلِموُنَ وَمُجْرِيَ الشَّمْسِ لِمُسْتَقَرِّها بِتَقْديرِكَ، يا عَزيزُ يا عَليمُ، وَمُقَدِّرَ الْقَمَرِ مَنازِلَ حَتّى عادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَديمِ، يا نُورَ كُلِّ نُور، وَمُنْتَهى كُلِّ رَغْبَةٍ، وَوَلِيَّ كُلِّ نِعْمَةٍ، يا اَللهُ يا رَحْمـنُ، يا اَللهُ يا قُدُّوسُ، يا اَحَدُ يا واحِدُ، يا فَرْدُ يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ، لَكَ الاَسْماءُ الْحُسْنى، وَالاَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءِ، اَسْأَلكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَاَهْلِ بَيْتِهِ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ، وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورَةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي، وَايماناً يُذْهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرْضِيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغَبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ وَالتَّوفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مُحَمَّداً وآلَ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِمُ السَّلامُ.

"Ey gündüzü geceden söküp çıkaran ve aniden bizi karanlıkta bırakan; takdiriyle güneşi kendisi için (tespit ettiği) bir karar yerine doğru akıtıp götüren! Ey izzet ve ilim sahibi; ey ay için sonunda eski bir hurma dalı gibi (ilk menziline) dönünceye kadar, bir takım uğrak yerleri takdir eden. Ey nurun nuru; ey her arzunun son noktası ve her nimetin velisi! Ey Allah, ey Rahman, ey Allah, ey Kuddüs, ey tek, ey bir, ey eşsiz, ey Allah, ey Allah, ey Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, yücelik ve nimetler sana mahsustur. Senden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine salât etmeni ve bu gecede benim ismimi saadetlilerin ismiyle ve ruhumu şehitlerin (ruhuyla) birlikte kılmanı, iyiliğimi illiyyîn makamına (kabul derecesine) yüceltmeni, kötülüğümü bağışlamanı diliyorum. Bana kalbimle bütünleşen bir yakin, şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman nasip etmeni, benim için kısmet ettiğin şeye beni razı kılmanı istiyorum. (Allah'ım!) Dünyada da bize iyilik ver, ahirette de ve bizi yakıcı ateşin azabından koru. Bu (gecede) zikrini, şükrünü, iştiyakla sana yönelmeyi ve tövbe etmeği bize nasip et. Muhammed ve Ehlibeyt'ini (ona ve Ehlibeyt'ine selâm olsun) muvaffak kıldığın şeylere bizleri de muvaffak kıl."

Yirmi Üçünçü Gece

يا رَبَّ لَيْلَةِ الْقَدْر وَجاعِلَها خَيْراً مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ، وَرَبَّ اللَّيْلِ والنَّهارِ، وَالْجِبالِ والْبِحارِ، والظُّلَمِ والأَنْوارِ، وَالأَرْضِ وَالسَّماءِ، يا بارِئُ يا مُصَوِّرُ، يا حَنّانُ يا مَنّانُ، يا اَللهُ يا رَحْمنُ، يا اَللهُ يا بَديعُ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ، لَكَ الاَْسْماءُ الْحُسْنى، وَالأَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورَةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي وَاِيماناً يُذهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرْضِيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً، وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ والتَّوبَةَ والتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مُحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِمُ السَّلامُ.

"Ey Kadir gecesinin Rabbi ve onu bin aydan hayırlı ey gece ve gündüzün, dağların ve denizlerin, karanlıkların ve nurların, yerin ve gö-ğün Rabbi; ey yaratan; ey (varlıkları) şekillendiren; ey şefkatli; ey nimet verip ihsanda bulunan, ey Allah, ey Rahman; ey Allah, ey Kayyum (var-lıkları ayakta tutan); ey Allah, ey örneği olmadan yaratan; ya Allah, ya Al-lah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, kibriya ve nimetler sana mah-sustur. (Allah'ım!) Senden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gecede benim ismimi saadetli kimselerin isimleri arasına ve ruhumu şehitlerin ruhunun yanına yerleştirmeni, iyiliğimi illiyyîn makamına (kabul derecesine) ulaştırmanı ve kötülüğümü bağışlamanı diliyorum. Bana, kalbimle bütünleşecek (ondan hiçbir zaman ayrılmayacak) bir yakin, (her türlü) şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman ver ve bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kıl; dünyada da bize iyilik ver ahirette de ve bizi yakıcı ateşin azabından koru. Bu (gecede) zikrini, şükrünü, iştiyakla sana yönelmeyi, tövbe edip sana dönmeği bana nasip et ve Muhammed ve Ehlibeyt'ini (ona ve Ehlibeyt'ine selâm olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."

Muhammed b. İsa kendi senediyle Ehlibeyt İmamlarından -Allah'ın selamı onların üzerine olsun- şöyle nakletmiştir: Ramazan ayının yirmi üçüncü gecesi aşağıdaki duanın secdede, oturarak, ayakta ve kısacası ramazan ayı boyunca mümkün olduğu kadar çeşitli hallerde sık sık tekrarlanması iyidir. Allah Teala'ya hamd ve sena edip yücelttikten ve peygamber efendimize (s.a.a) salavat gönderdikten sonra şöyle de:

اَللّـهُمَّ كُنْ لِوَلِيِّكَ فلان بن فلان

 

"Fulan ibn fulan" yerine şöyle de:

 الْحُجَّةِ بْنِ الْحَسَنِ صَلَواتُكَ عَلَيْهِ وَعَلى آبائِهِ في هذِهِ السَّاعَةِ وَفي كُلِّ ساعَةٍ وَلِيّاً وَحافِظاً وَقائِداً وَناصِراً وَدَليلاً وَعَيْناً حَتّى تُسْكِنَهُ اَرْضَكَ طَوْعاً وَتُمَتِّعَهُ فيها طَويلاً.

"Allah'ım! Velin Hüccet ibn-il Hasan'ı (Hz. Mehdi'yi); salâvatın onun ve babalarının üzerine olsun, (insanların) teslimiyetiyle birlikte yeryüzüne yerleştirip (hâkim kılıp) uzun zaman orada faydalandırıncaya kadar, onun şimdi ve her zaman dostu, koruyucusu, rehberi, yardımcısı, kılavuzu ve gözü ol."

Ve yine şu duayı oku:

يا مُدَبِّرَ الاُمُورِ، يا باعِثَ مَنْ فِى الْقُبُورِ، يا مُجْرِيَ الْبُحُورِ، يا مُلَيِّنَ الْحَديدِ لِداوُدَ صَلِّ عَلى مُحَمَّدٍ وَآل مُحَمدٍ وافْعَلْ بي كَذ وَكَذا.

"Ey işleri tedbir eden, ey kabirdekileri dirilten, ey denizleri akıtan, ey demiri Davud'a yumşatan! Muhammed ve âl-i Muhammed'e salat eyle ve bana şöyle şöyle yap."

«كَذ وَكَذا» yerine hacetlerini iste. -sonra- şöyle de:
«اللَّيْلَةَ اللَّيْلَةَ»

Bu dua okunurken eller gökyüzüne kaldırılarak dua sonuna kadar okunur. Bu duanın bu gece rükû ve secde hâlinde, oturarak, ayakta ve kısacası çeşitli hallerde sık sık tekrarlanması iyidir. Bu duanın rama-zan ayının son gecesinde de okunması tavsiye edilmiştir.

Yirmi Dördüncü Gecenin Duası

يا فالِقَ الاِصْباحِ، وَجاعِلَ اللَّيْلِ سَكَناً، وَالشَّمْسَ وَالْقَمَرَ حُسْباناً، يا عَزيزُ يا عَليمُ، يا ذَا المَنِّ وَالطَّوْلِ، وَالْقُوَّةِ وَالْحَوْلِ، وَالْفَضْلِ والاِنْعامِ، وَالْجَلالِ وَالاِكْرامِ، يا اَللهُ يا رَحْمـنُ، يا اَللهُ يا فَرْدُ يا وِتْرُ، يا اَللهُ يا ظاهِرُ يا باطِنُ، يا حَيُّ لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ، لَكَ الأَسْماءُ الْحُسْنى، وَالأَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اِسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ، وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورَةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي، وَاِيماناً يَذْهَبُ بِالشَّكِّ عَنّي، وَرِضىً بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَهً، وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ، وَالاِنابَةَ وَالتَّوْبَهَ وَالتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مُحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّد صَلَواتُكَ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ.

"Ey sabahı yarıp çıkaran, geceyi huzur ve sükûnet vesilesi kılan, güneş ve ayı (belli) bir hesap üzere (cereyan) ettiren, ey izzet sahibi, ey (her şeyi) bilen, ey nimet ve bağış sahibi; ey kuvvet ve kudret sahibi; ey (kullarına) lütfedip nimet veren; ey celal ve yücelik sahibi; ey Allah, ey Rahman, ey Allah, ey eşsiz, ey tek, ey Allah, ey aşikâr ve gizli, ey diri olan! Senden başka bir ilâh yoktur. Güzel isimler, yüce örnekler, yücelik ve nimetler sana mahsustur. (Allah'ım!) Senden Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gecede benim ismimi mutlu insanların isimleri arasına ve ruhumu şehitlerin ruhları yanına yerleştirmeni, iyiliğimi illiyyîn makamına (kabul derecesine) yükseltmeni, kötülüğümü bağışlamanı, bana kalbimden (hiçbir zaman) ayrılmayacak bir yakin ve şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman vermeni, bana kısmet ettiğin şeye beni razı kılmanı diliyorum. Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi ateşin yakıcı azabından koru. Bu (gecede), zikrini, şükrünü, iştiyakla sana yöne-lmeyi, dönüp tövbe etmeği bana nasip et ve Muhammed ve Ehlibeyt'ini (ona ve Ehlibeyt'ine selâm olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."

Yirmi Beşinci Gecenin Duası

يا جاعِلَ اللَّيْلِ لِباساً، وَالنَّهارِ مَعاشاً، وَالأَرْضِ مِهاداً، وَالْجِبالِ اَوْتاداً، يا اَللهُ يا قاهِرُ، يا اَللهُ يا جَبّارُ، يا اَللهُ يا سَميعُ، يا اَللهُ يا قَريبُ، يا اَللهُ يا مُجيبُ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ، لَكَ الأَسْماءُ الْحُسْنى، وَالاَْمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ، وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي، وَاِيماناً يُذْهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَرِضىً بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ، حَسَنَةً وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ وَالتَّوْبَةَ والتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مَحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّدٍ عَلَيْهِمُ السَّلامُ .

"Ey geceyi bir örtü, gündüzü bir geçim zamanı, yeryüzünü beşik ve dağları birer kazık yapan; ey Allah, ey Kahir (her şeye galip gelen); ey Allah, ey Cabbâr; ey Allah, ey duyan; ey Allah, ey yakın; ey Allah, ey (duaları) kabul eden; ya Allah, ya Allah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, yücelik ve nimetler sana mahsustur. Senden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gecede benim ismimi saadetli kimse-lerin isimleri arasına ve ruhumu şehitlerin ruhlarının yanına yerleştirmeni, iyiliğimi illiyyîn makamına (kabul derecesine) ulaştırmanı ve kötülüğümü bağışlamanı diliyorum. Bana kalbimle bütünleşecek (hiçbir zaman ondan ayrılmayacak) bir yakin, şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman nasip etmeni ve bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kılmanı istiyorum. (Allah'ım!) Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi ateşin yakıcı azabından koru. Bana bu gecede zikrini, şükrünü, iştiyakla sana yönelmeyi, dönüp tövbe etmeği nasip eyle; Muhammed ve Ehlibeyt'ini (üzerlerine selâm olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."

Yirmi Altıncı Gecenin Duası

يا جاعِلَ اللَّيْلِ وَالنَّهارِ آيتَيْنِ، يا مَنْ مَحا آيَةَ اللَّيْلِ وَجَعَلَ آيَةَ النَّهارِ مُبْصِرَةً لِتَبْتَغُوا فَضْلاً مِنْهُ وَرِضْواناً، يا مُفَصِّلَ كُلِّ شَيْءٍ تَفْصيلاً، يا ماجِدُ يا وَهّابُ، يا اَللهُ يا جَوادُ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ، لَكَ الأَسْماءُ الْحُسْنى، وَالأَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورَةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي، وَاِيماناً يُذْهبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرضِيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً  وَفِي الآخِرَةِ حَسَنةً، وَقِنا عَذابَ النَّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ وَالتَّوْبَةَ وَالتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مُحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ.

Ey geceyle gündüzü iki âyet kılan, kendisinden fazl ve rızvan aranması için gece âyetini silip gündüz âyetini aydınlatıcı kılan; ey her şeyi en iyi şekilde açıklayan; ey şeref ve yücelik sahibi; ey karşılıksız lütufta bulunan; ey cömert; ya Allah, ya Allah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, ululuk ve nimetler sana mahsustur. (Allah'ım!) Senden Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gecede benim ismimi mutlu insanların isimleri arasına ve ruhumu şehitlerin ruhlarının yanına yerleştirmeni diliyorum. İyiliğimi illiyyîn makamına yüceltmeni ve kötülü-ğümü bağışlamanı senden istiyorum. (Allah'ım!) Bana, hiçbir zaman kalbimden ayrılmayacak bir yakin, (her türlü) şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman ver; bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kıl; bize dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi yakıcı ateşin azabından koru; bu (gecede) bana zikrini, şükrünü, iştiyakla sana yönelmeyi, dönüp tövbe etmeği nasip et; Muhammed ve Ehlibeyt'ini (Allah'ın salâtı onun ve onların üzerine olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."

Yirmi Yedinci Gecenin Duası

يا مادَّ الظِّلِّ وَلَوْ شِئْتَ لَجَعَلْتَهُ ساكِناً، وَجَعَلْتَ الشَّمْسَ عَلَيْهِ دَليلاً ثُمَّ قَبَضْتَهُ اِليْكَ قَبْضاً يَسيراً، يا ذَا الْجُودِ وَالطَّوْلِ وَالْكِبْرِياءِ وَالآلاءِ، لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ عالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهادَةِ الرَّحْمنُ الرَّحيمُ، لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ يا قُدُّوسُ يا سَلامُ يا مُؤْمِنُ يا مُهَيْمِنُ يا عَزيزُ ياجَبّارُ يا مُتَكبِّرُ يا اَللهُ يا خالِقُ يا بارِئُ يا مُصَوِّرُ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ، لَكَ الأَسْماءُ الْحُسْنى، وَالأَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ، وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي، وَاِيماناً يُذْهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرِْضيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ وَالتَّوْبَةَ والتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مَحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّدٍ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ.

Ey gölgeyi uzatan; eğer isteseydin onu durdururdun. Güneşi ona bir delil kıldın; sonra da onu tutup kendine ağır ağır çektin. Ey cömertlik, bağış, yücelik ve nimetmetlerin sahibi! Senden başka mabut yoktur; sen görüneni de bilirsin, görünmeyeni de; Rahman ve Rahim'sin; senden başka ilâh yoktur; ey çok mukaddes; ey Selâm (esenlik veren); ey Mu'min (güvenlik veren), ey gözetip koruyan, ey izzet sahibi, ey Cebbâr (istediğini zorla yaptırabilen); ey Mütekebbir (çok ulu); ey Allah, ey yaratan; ey var eden; ey (varlıkları) şekillendiren; ya Allah, ya Allah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, yücelik ve nimetler sana mahsustur. (Allah'ım!) Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gecede benim ismimi saadetli insanların isimleri arasına ve ruhumu şehitlerin ruhlarının yanına yerleştirmeni diliyorum senden; iyiliğimi illiyyîn makamına yükseltmeni ve kötülüğümü bağışlamanı istiyorum. Bana, kalbimle bütünleşecek (ondan asla ayrılmayacak) bir yakin, (her türlü) şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman ver. (Allah'ım!) Bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kıl; dünyada da bize iyilik ver, âhirette de ve bizi ateşin yakıcı azabından koru. Bu (gece) zikrini, şükrünü, iştiyakla sana yönelmeyi, dönüp tövbe etmeği bana nasip eyle; Muhammed ve Ehlibeyt'ini (Allah'ın salâtı onun ve onların üzerine olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."

Yirmi Sekizinci Gecenin Duası

يا خازِنَ اللَّيْلِ فِى الْهَواءِ، وَخازِنَ النُّورِ فِى السَّماءِ، وَمانِعَ السَّماءِ أَنْ تَقَعَ عَلَى الأَرْضِ إلاّ بِاِذْنِهِ وَحابِسَهُما اَنْ تَزُولا، يا عَليمُ يا عَظيمُ، يا غَفُورُ يا دائِمُ، يا اَللهُ يا وارِثُ، يا باعِثَ مَنْ فِي الْقُبُورِ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ، لَكَ الأَسْماءُ الْحُسْنى، وَالأَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ، وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي وَاِيماناً يُذْهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرِْضيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ وَالتَّوْبَةَ والتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مَحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّدٍ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ.

"Ey geceyi havada ve ışığı gökyüzünde tutan; izni olmadan gökyüzünün yere düşmesine engel olan ve yerle göğün yok olmasını önleyen; ey (her şeyi) bilen; ey azamet sahibi; ey bağışlayan; ey ebedi, ey Allah; ey (her şeyin ardından hayatına devam edip yaratıkların) vârisi olan; ey kabirlerde yatan (insan)ları (diriltip) ayağa kaldıran. Ya Allah, ya Allah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, kibriyalık ve nimetler sana mahsustur. (Allah'ım!) Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gecede benim ismimi mutlu insanların isimleri arasına ve ruhumu şehitlerin ruhlarının yanına yerleştirmeni, iyiliğimi illiyyîn makamına yük-seltmeni ve günahımı bağışlamanı diliyorum senden. (Allah'ım!) Bana, kalbimle bütünleşecek (ondan asla ayrılmayacak) bir yakin, (her türlü) şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman ver. Bana kısmet ettiğin şeylere razı kıl beni; bize dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi ateşin yakıcı azabından koru. Bu (gecede) bana zikrini, şükrünü, şevkle sana yönelmeği; dönüp tövbe etmeyi nasip eyle. Muhammed ve Ehlibeyt'ini (Allah'ın salâtı onun ve onların üzerine olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."

Yirmi Dokuzuncu Gecenin Duası

يا مُكَوِّرَ اللَّيْلِ عَلَى النَّهارِ، وَمُكَوِّرَ النَّهارِ عَلَى اللَّيْلِ، يا عَليمُ يا حَكيمُ يا رَبَّ الاَرْبابِ وَسَيِّدَ الساداتِ، لا اِلـٰهَ إلاّ اَنْتَ يا اَقْرَبَ اِلَيَّ مِنْ حَبْلِ الْوَريدِ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ، لَكَ الأَسْماءُ الْحُسْنى، وَالأَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَآلِ مُحَمَّدٍ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ، وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي، وَايماناً يُذْهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرِْضيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً، وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ وَالتَّوْبَةَ والتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مَحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّدٍ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ.

"Ey geceyi gündüzün üstüne, gündüzü de, gecenin üstüne sarıp örten; ey (her şeyi) bilen; ey hikmet sahibi; ey padişahlar padişahı; ey efendiler efendisi! Senden başka ilâh yoktur; ey şah damarımdan bana daha yakın olan. Ya Allah, ya Allah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnek-ler, yücelik ve nimetler sana mahsustur. (Allah'ım!) Senden, Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni, bu gecede benim ismimi mutlu insanların isimleri arasına ve ruhumu şehidlerin ruhlarının yanına yerleştirmeni diliyorum; iyiliğimi illiyyîn makamına ulaştırmanı ve kötülüğümü bağışla-manı istiyorum senden. (Allah'ım!) Bana, kalbimle bütünleşecek (asla ondan ayrılmayacak) bir yakin ve (her türlü) şüpheyi benden uzaklaştı-racak bir iman ver. (Allah'ım!) Bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kıl; bize dünyada da iyilik ver, ahirette de ve bizi ateşin yakıcı azabından koru. Bu (gece) de zikrini, şükrünü, şevkle sana yönelmeği; dönüş yapıp tövbe etmeği bana nasip eyle. Muhammed ve Ehlibeyt'ini (Allah'ın salâtı onun ve onların üzerine olsun) muvaffak kıldığın şeylere, beni de muvaf-fak kıl."

Otuzuncu Gecenin Duası

الْحَمْدُ للهِ لا شَريكَ لَهُ، الْحَمْدُ للهِ كَما يَنْبَغي لِكَرَمِ وَجْهِهِ وَعِزِّ جَلالِهِ وَكَما هُوَ اَهْلُهُ، يا قُدُّوسُ يا نُورُ يا نُورَ الْقُدْسِ، يا سُبُّوحُ يا مُنْتَهى التَّسْبيحِ، يا رَحْمـنُ يا فاعِلَ الرَّحْمَةِ، يا اللهُ يا عَليمُ يا كَبيرُ، يا اَللهُ يا لَطيفُ يا جَليلُ، يا اَللهُ يا سَميعُ يا بَصيرُ، يا اَللهُ يا اَللهُ يا اَللهُ، لَكَ الأَسْماءُ الْحُسْنى، وَالأَمْثالُ الْعُلْيا، وَالْكِبْرِياءُ وَالآلاءُ، اَسْأَلُكَ اَنْ تُصَلِّيَ عَلى مُحَمَّدٍ وَاَهْلِ بَيْتِهِ، وَاَنْ تَجْعَلَ اسْمي في هذِهِ اللَّيْلَةِ فِي السُّعَداءِ، وَرُوحي مَعَ الشُّهَداءِ، وَاِحْساني في عِلِّيّينَ، وَاِساءَتي مَغْفُورةً، وَاَنْ تَهَبَ لي يَقيناً تُباشِرُ بِهِ قَلْبي، وَايماناً يُذْهِبُ الشَّكَّ عَنّي، وَتُرِْضيَني بِما قَسَمْتَ لي، وَآتِنا فِي الدُّنْيا حَسَنَةً وَفِى الآخِرَةِ حَسَنَةً، وَقِنا عَذابَ النّارِ الْحَريقِ، وَارْزُقْني فيها ذِكْرَكَ وَشُكْرَكَ وَالرَّغْبَةَ اِلَيْكَ وَالاِنابَةَ وَالتَّوْبَةَ والتَّوْفيقَ لِما وَفَّقْتَ لَهُ مَحَمَّداً وَآلَ مُحَمَّدٍ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وَعَلَيْهِمْ .

"Hamd, ortağı olmayan Allah'a mahsustur. Kerim Vech'ine, izzetli celaline ve zat-ı mukaddesine yakışır şekilde Allah'a hamdolsun. Ey çok mukaddes, ey nur; ey kudsiyet nuru; ey (her kusurdan) münezzeh, ey tenzihin en son merhalesine layık, ey Rahman; ey rahmeti icat eden, ey Allah, ey (her şeyi) bilen; ey yüce, ey Allah; ey Latif; ey yüce; ey Allah; ey duyan; ey gören! Ya Allah, ya Allah, ya Allah! Güzel isimler, yüce örnekler, yücelik ve nimetler sana mahsustur. (Allah'ım!) Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet etmeni ve bu gece benim ismimi saadetli kimselerin isimleri arasına ve ruhumu şehitlerin ruhlarının yanına yerleştirmeni diliyorum senden. (Allah'ım!) İyiliğimi illiyyîn makamına ulaştırmanı, kötülüğümü bağışlamanı istiyorum senden. (Ya Rabbi!) Bana, kalbimle bütünleşecek (asla ondan ayrılmayacak) bir yakin; (her türlü) şüpheyi benden uzaklaştıracak bir iman ver. (Allah'ım!) Bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kıl; dünyada da bize iyilik ver, ahirette de ve bizi yakıcı ateşin azabından koru. Bu (gece) bana zikrini, şükrünü, şevkle sana yönelmeyi, dönüş yapıp tövbe etmeyi nasip eyle. Muhammed ve Ehlibeyt'ini (Allah'ın salâtı onun ve onların üzerine olsun) muvaffak kıldığın şeylere beni de muvaffak kıl."

Yirmi Birinci Gecenin Özel Amelleri

Merhum Kef'emî Seyyid İbn Bâkî'den naklen yirmi birinci gecede okunması için şu duayı da rivayet etmiştir:

اَللّـهُمَّ صَلِّ عَلى مُحَمَّد، وَآلِ مُحَمَّد وَاقْسِمْ لي حِلْماً يَسُدُّ عَنّي بابَ الْجَهْلِ، وَهُدىً تَمُنُّ بِهِ عَلَيَّ مِنْ كُلِّ ضَلالَةٍ، وَغِنىً تَسُدُّ بِهِ عَنّي بابَ كُلِّ فَقْرٍ، وَقُوَّةً تَرُدُّ بِها عَنّي كُلَّ ضَعْفٍ، وَعِزّاً تُكْرِمُني بِهِ عَنْ كُلِّ ذُلٍّ، وَرِفْعَةً تَرْفَعُني بِها عَنْ كُلِّ ضَعَةٍ، وَاَمْناً تَرُدُّ بِهِ عَنّي كُلَّ خَوْفٍ، وَعافِيَةً تَسْتُرُني بِها عَنْ كُلِّ بَلاءٍ، وَعِلْماً تَفْتَحُ لي بِهِ كُلَّ يَقينٍ، وَيَقيناً تُذْهِبُ بِهِ عَنّي كُلَّ شَكٍّ، وَدُعاءً تَبْسُطُ لي بِهِ الاِجابَةَ في هذِهِ اللَّيْلَةِ، وَفي هذِهِ السّاعَةِ، السّاعَةَ السّاعَةَ السّاعَةَ يا كَريمُ، وَخَوْفاً تَنْشُرُ لي بِهِ كُلَّ رَحْمَةٍ، وَعِصْمَةً تَحُولُ بِها بَيْني وَبَيْنَ الذُّنُوبِ، حَتّى اُفْلِحَ بِها عِنْدَ الْمَعْصُومُينَ عِنْدَكَ، بِرَحْمَتِكَ يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ.

"Allah'ım! Muhammed ve Ehlibeyt'ine rahmet eyle ve bana, cahilliğin kapısını (yüzüme) kapatacak hilim, beni her türlü sapıklıktan koruyacağın bir hidayet, yüzüme fakirliklerin kapısını kapatacağın bir zenginlik, benden güçsüzlükleri gidereceğin bir kuvvet, beni her türlü zilletten kurtarıp yücelteceğin bir izzet, beni her türlü aşağılıktan kurtaracağın bir üstünlük, benden her türlü korkuyu gidereceğin bir emniyet, beni her çeşit beladan alıkoyacağın bir afiyet, yüzüme her çeşit yakin (kapısını) açacağın bir ilim, benden her çeşit şüpheyi uzaklaş-tıracak bir yakin ver ve bana icabet (duaların kabul olması) (kapısını) açacak bir dua nasip et; bu gece, şu an, şimdi, şimdi, şimdi; ey kerem sahibi (Allah)! Yine bana katında masum olanların huzurunda kurtuluşa ermem için, hakkımda her rahmete vesile kılacağın bir korku ve günahla aramda engel kılacağın bir korunma nasip et. Rahmetin hakkına ey merhametlilerin en merhametlisi!"

Şöyle rivayet edilmiştir: Hammâd b. Osman ramazan ayının yirmi birinci gecesi İmam Cafer Sadık'ın (a.s) yanına gittiği zaman İmam (a.s), 'Ey Hammâd, gusül etmiş misin?' diye sordu. Hammad, 'Evet, canım sana feda!' diye cevap verdi. İmam (a.s) bir hasır istedi ve Ham-mad'ı yanına çağırarak namaza durdu. Böylece bir müddet İmam'la (a.s) birlikte namaz kıldılar. Ve bilahare namazlarımızı bitirdiler. Sonra İmam (a.s) dua etmeye başladı; Hammad da 'Amin!' diyordu. Bu durum şafak atıncaya kadar devam etti; sonra İmam (a.s) hizmetçi-lerinden bazılarını da çağırdı. İmam öne geçti; ezan ve kamet okudu ve birlikte sabah namazını kıldılar. Birinci rekâtta Fâtiha, Kadir, ikinci rekâtta ise Fâtiha ve İhlâs Surelerini okudu.

Hak Teâlâ'ya, tesbih, tahmid, takdis, sena ve Resulullah'a salât u selamdan ve bütün müminlere ve Müslümanlara dua ettikten sonra, İmam (a.s) uzun bir zaman secdeye kapandı ve ben onun nefesinden başka bir şey duyulmuyordu. Sonra "el-İkbal" kitabındaki şu duayı sonuna kadar okudu: "La ilahe illa ent; mukallibe'l-kulub-i ve'l-ebsar…"

Merhum Kuleynî'nin nakline göre İmam Bâkır (a.s) 21. ve 23. gece-ler olduğunda, gece yarısına kadar dua eder, ondan sonra da namaza dururdu. Ramazan ayının son on gününde her gece gusletmek müste-haptır. Resulullah'ın (s.a.a) ramazan ayının son on gününde her gece guslettiği rivayet edilmiştir. Bu on günde i'tikaf etmek müstehaptır ve çok fazileti vardır; i'tikaf için en faziletli günler bu günlerdir ve sevabının iki hac ve iki umreye bedel olduğu rivayet edilmiştir. Yine Resulullah'ın (s.a.a) bu on günde mescitte i'tikaf ettiği ve yatağını top-layıp ibadete meşgul olduğu rivayet edilmiştir.

Bu gecenin (21. gecenin) bir başka hususiyeti de, Emirü'l-Müminin Hz. Ali'nin (a.s) Hicret'in 40. yılında, ramazan ayının 19. gecesinde yaralanıp bu gecede şehadete erişmesidir. Rivayetlerde şöyle nakledilmiştir: "O gece, Hz. Hüseyin'in (a.s) şehadetinde olduğu gibi kaldırılan her taşın altında taze kan görüldü."

Evet, bu gecede Âl-i Muhammed'in (a.s) ve dostlarının hüzünleri yenilenmektedir. Bu yüzden Merhum Şeyh Müfid şöyle demiştir:

Muhammed ve Âl-i Muhammed'e çok salavât getirin ve Âl-i Mu-hammed'e zulmedenleri ve Emirü'l-Müminin'in (a.s) katilini lanetle-yin.

Ramazan ayının yirmi birinci günü Emirü'l-Müminin'in (a.s) şeha-det günü olduğu için Hz. Ali'yi (a.s) ziyaret etmek ve bugünde Hazreti ziyaret etme konumunda olan Hızır'ın (a.s) söylediği sözleri dile getirmek uygundur.

Yirmi Üçüncü Gecenin Özel Amelleri

"Hediyyetu'z-Zair" kitabında şöyle geçer: Bu gece diğer iki geceden (19. ve 21. gecelerden) daha faziletlidir. Birçok hadisten, bu gecenin Kadir gecesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu gecede bütün işler hikmete uygun olarak takdir edilir. Bu gecenin zikrettiğimiz müşterek amellerin yanı sıra birçok özel amelleri de vardır:

1- Ankebût ve Rûm surelerini okumak. İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Bu iki sureyi bu gecede okuyan kimse, cennet ehlinden olur."

2- Duhân Suresini okumak.

3- Bin defa Kadir Suresini okumak.

4- Bu gecede hatta her zaman Allah'a hamd u senadan sonra Hz. İmam Zaman (Mehdi a.s) hakkında nakledilen şu duayı okumak sünnettir:

اَللّـهُمَّ كُنْ لِوَلِيِّكَ...

Bu duayı, ramazan ayını son on gününün dualarını zikrederken, yirmi üçüncü günün duasından sonra kaydettik.

5- Şu duayı okumak:

اَللّـهُمَّ امْدُدْ لي في عُمْري، وَاَوْسِعْ لي في رِزْقي، وَاَصِحَّ لي جِسْمي، وَبَلِّغْني اَمَلي، وَاِنْ كُنْتُ مِنَ الأَشْقِياءِ فَاْمُحني مِنَ الأَشْقِياءِ، وَاْكتُبْني مِنَ السُّعَداءِ، فَاِنَّكَ قُلْتَ في كِتابِكَ الْمُنْزَلِ عَلى نَبِيِّكَ الْمُرْسَلِ صَلَوتُكَ عَلَيْهِ وَآلِهِ:(يَمْحُو اللهُ ما يَشاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ اُمُّ الْكِتابِ).

"Allah'ım! Ömrümü uzun ve rızkımı bol et. Cismimi sıhhatli tut; beni arzuma ulaştır. (Yaptığım amellerden dolayı) bedbaht insanlardan olmuş isem, beni bedbahtların arasından silip, mesut insanların arasına yaz. Şüphesiz sen gönderdiğin Peygamber'e (salâvatın onun ve Ehlibeyt'inin üzerine olsun) indirdiğin kitabında şöyle buyurmuşsun: Allah istediğini siler, istediğini sabit bırakır; ana kitap ise O'nun indindedir."

6- Ve şu duayı okumak:

اَللّـهُمَّ اجْعَلْ فيـما تَقْضي وَفيـما تُقَدِّرُ مِنَ الأَمْرِ الَْمحْتُومِ، وَفيـما تَفْرُقُ مِنَ الأَمْرِ الْحَكيمِ في لَيْلَةِ الْقَدْرِ، مِنَ الْقَضاءِ الَّذي لا يُردُّ وَلا يُبَدَّلُ اَنْ تَكْتُبَني مِنْ حُجّاجِ بَيْتِكَ الْحَرامِ في عامي هذا الْمَبْرُورِ حَجُّهُمْ الْمَشْكُورِ سَعْيُهُمُ، الْمَغْفُورِ ذُنُوبُهُمُ، الْمُكَفَّرِ عَنْهُمْ سَيِّئاتُهُمْ، وَاجْعَلْ فيـما تَقْضي وَتُقَدِّرُ اَنْ تُطيلَ عُمْري وَتُوَسِّعَ لي في رِزْقي.

 "Allah'ım! Kadir gecesinde hükmedip mukadder buyurduğun ve hikmet üzere kararlaştırdığın, değişmeyen, dönüşü olmayan hükümlerin arasında, beni de hacları kabul olan, çabalarının karşılığı verilen, günah-ları affedilen ve kötülüklerinin üstü örtülen, Beytü'l-Haram'ının hacıların-dan yaz. Ömrümün uzamasını ve rızkımın çoğalmasını mukadder buyur."

7- Merhum Seyyid'in "el-İkbâl" kitabında naklettiği şu dua da bu gecede okunur:

يا باطِناً في ظُهُورِهِ، وَيا ظاهِراً في بُطُونِهِ وَيا باطِناً لَيْسَ يَخْفى، وَيا ظاهِراً لَيْسَ يُرى، يا مَوْصُوفاً لا يَبْلُغُ بِكَيْنُونَتِهِ مَوْصُوفٌ وَلا حَدٌّ مَحْدُودٌ، وَيا غائِباً غَيْرَ مَفْقُود، وَيا شاهِداً غَيْرَ مَشْهُود، يُطْلَبُ فَيُصابُ، وَلَمْ يَخْلُ مِنْهُ السَّماواتُ وَالأَرْضِ وَمابَيْنَهُما طَرْفَةَ عَيْن، لا يُدْرَكُ بِكَيْفٍ وَلا يُؤَيَّنُ بِاَيْنٍ وَلا بِحَيْث، اَنْتَ نُورُ النُّورِ وَرَبَّ الأَرْبابِ، اَحَطْتَ بِجَميعِ الاُمُورِ، سُبْحانَ مَنْ لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَيْءٌ وَهُوَ السَّميعُ الْبَصيرُ سُبْحانَ مَنْ هُوَ هكَذا وَلا هكَذا غَيْرُهُ.

"Ey aşikâr olduğu hâlde gizli ve ey gizli olduğu hâlde aşikâr olan; ey görünmemesine rağmen gizli olmayan ve ey aşikâr olmasına rağmen görünmeyen; ey zatının künhüne hiçbir vasıfla, hiçbir tarif ve (medihle) varılamayan; ey gözden kayıp olduğu hâlde hazır bulunan; hazır olduğu hâlde görünmeyen; arandığında bulunan; göklerden, yerden ve (bu ikisinin) arasından bir an dahi kaybolmayan; belli bir keyfiyetle algılan-mayan ve herhangi bir mekânda veya yönde yer tutmayan (Rabbim)! Sen nurun nurusun; efendilerin efendisisin; her şeyi kuşatmışsın. Münez-zehtir misli olamayan, duyan ve gören (Allah)."

Duanın ardından da hacetlerinizi dileyin.

8- Gecenin başında olduğu gibi sonunda da gusletmek, bu geceye has bir ameldir.

Bu gecede gusletmek, bu gecede uyanık kalıp ibadetle geçirmek, İmam Hüseyin'i (a.s) ziyaret etmek ve yüz rekat namaz kılmak çok  faziletli olup önemle vurgulanmıştır.

Merhum Şeyh Tusî, "Tehzib" kitabında Ebu Basir'den şöyle rivayet etmiştir:

İmam Sadık (a.s) bana şöyle buyurdu: "Kadir gecesi olması ümit edilen (şu gecede) yüz rekât namaz kılarak her rekâtta Fâtiha'dan sonra on defa İhlâs Suresi'ni oku." Ben, "Canım sana feda olsun, bu namazları ayaküstü kılamaz isem ne yapayım?" dediğimde, "Oturarak kıl." buyurdu. "Buna da gücüm yetmez ise, ne yapayım?!" diye sordu-ğumda ise, "Yatağına uzandığın hâlde kılmaya çalış." buyurdu.

"Deâimü'l-İslâm" kitabında şöyle rivayet eder:

"Ramazan ayının son on günü olduğunda, Resulullah (s.a.a) yatağını dürer, ibadet için kemerini sıklardı. Yirmi üçüncü gece aile fertlerini uyandırır ve uyuyanların yüzüne su serperdi."

Hz. Fâtıma (a.s) bu gecede aile fertlerinin uyumasına izin vermezdi. Bunu da onlara az yemek vermek ve gündüzler uyumakla sağlamaya çalışır ve şöyle buyururdu: "Asıl mahrum ve yoksun kimse, bu gecenin hayrından yoksun kalan kimsedir."

Rivayet edildiğine göre İmam Cafer Sadık (a.s) bir ara şiddetli bir şekilde hastalanmıştı. Buna rağmen ramazan ayının 23. gecesi oldu-ğunda akrabalarından kendisini camiye götürmelerini istedi ve o gece sabaha kadar camide kaldı!

Merhum Allâme Meclisî şöyle demiştir: "Bu gecede Kur'ân'ı mümkün mertebe çok okumaya ve "Sahife-i Seccadiye"nin dualarını, özellikle "Mekarimu'l-Ahlak" duasını ve tövbe duasını okumaya ve amelleri yapmaya özen gösterin."

Hatırlatma: Kadir gecesinin gündüzü de gecesi gibi değerlidir ve o günde Kur'ân okumak, dua ve ibadetle meşgul olmak iyidir; çünkü hadislerde Kadir gecesinin gündüzünün de gecesi gibi faziletli olduğu geçmektedir.

Yirmi Yedinci Gecenin Özel Amelleri

Bu gece için özellikle gusül rivayet edilmiştir.

Yine bir rivayette İmam Zeynülabidin'in (a.s) bu gecenin başından sonuna kadar şu duayı sık sık okuduğu nakledilmiştir:

اَللّـهُمَّ ارْزُقْني التَّجافِيَ عَنْ دارِ الغُرُورِ، وَالاِنابَةَ اِلى دارِ الْخُلُودِ، وَالاسْتِعْدادَ لِلْمَوْتِ قَبْلَ حُلُولِ الْفَوْتِ.

"Ey Allah! Gurur ve aldatılış evinden (dünyadan, kalben) uzaklaş-mayı ve ebediyet evine yönelmeyi ve vakit geçmeden ölüme hazırlan-mayı bana nasip buyur."

Son Gecenin Amelleri

Çok mübarek olan bu gece için de birçok amel rivayet edilmiştir:

1- Gusletmek.

2- İmam Hüseyin'in (a.s) ziyareti.

3- En'am, Kehf ve Yasin surelerini okumak ve yüz defa: "Esteğ-firullahe rabbi ve etûbu ileyhi" söylemek.

4- Merhum Şeyh Kuleynî'nin İmam Cafer Sadıktan (a.s) naklettiği şu duayı okumak:

اَللّـهُمَّ هذا شَهْرُ رَمَضانَ الَّذي اَنْزَلْتَ فيهِ الْقُرْآنَ، وَقَدْ تَصَرَّمَ وَاَعُوذُ بِوَجْهِكَ الْكَريمِ يا رَبِّ أنْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ مِنْ لَيْلَتي هذِهِ، اَوْ يَتَصَرَّمَ شَهْرُ رَمَضانَ وَلَكَ قِبَلي تَبِعَةٌ اَوْ ذَنْبٌ تُريدُ اَنْ تُعَذِّبَني بِهِ يَوْمَ اَلْقاكَ.

"Allah'ım! İşte bu, Kur'ân'ı indirdiğin ramazan ayıdır. Ve bitmek üzeredir. Ya Rabbi, bu gecem sabah olur veya ramazan ayı biter de, henüz boynumda sana karşı bir vebal ve kıyamet gününde beni kendi-siyle azap edeceğin bir günah kalırsa, bundan Kerim Vech'ine sığınırım."

5- Ramazan ayını yirmi üçüncü gecesinin amellerinde geçen şu duayı okumak:

«يا مُدَبِّرَ الاُمُورِ...»

6- Şeyh Kuleynî, Şeyh Saduk, Şeyh Mufid, Şeyh Tusî ve Seyyid İbn Tavus'un (r.a) naklettikleri veda dualarını okuyarak ramazan ayı ile vedalaşmak. Bu duaların en iyisi "Sahife-i Seccadiye"nin 45. duasıdır. Seyyid İbn Tavus İmam Cafer Sadık'tan (a.s) ramazan ayının son gecesinde bu aya şu cümlelerle veda ettiğini rivayet etmiştir:

اَللّـهُمَّ لا تَجْعَلْهُ آخرَ الْعَهْدِ مِنْ صِيامي لِشَهْرِ رَمَضانَ وَاَعُوذُ بِكَ اَنْ يَطْلُعَ فَجرُ هذِهِ اللَّيْلَةِ إلاّ وَقَد غَفَرْتَ لي.

"Allah'ım! Bu orucumu, ramazan ayında tuttuğum son orucum kılma. (Ya Rabbi!) Bu gecem sabah oluncaya kadar beni bağışlamanı diler, (aksinin olmasından) sana sığınırım."

Kim ramazan ayının son gecesinde bu ay ile vedalaşarak şu duayı okursa Allah Teala, sabah olmadan onu bağışlar ve ona tövbe etmeyi nasip eder;

Merhum Seyyid İbn Tâvûs ve Şeyh Saduk, Cabir İbn Abdullah'tan şöyle rivayet etmişlerdir:

Rramazan ayının son cumasında Resul-i Ekrem'in (a.s.a) huzuruna gitmiştim. Hazret beni gördüğünde şöyle buyurdu: "Ey Cabir! İşte bu ramazanın son cumasıdır. O hâlde bu aya şu cümlelerle veda et:

اَللّـهُمَّ لا تَجْعَلْهُ اخرَ الْعَهْدِ مِنْ صِيامِنا اِيّاهُ فَاِنْ جَعَلْتَهُ فَاجْعَلْني مَرْحُوماً وَلا تَجْعَلني مَحْرُوماً.

"Allah'ım! Bu orucu, ramazan ayında tuttuğumuz son orucumuz kıl-ma; eğer böyle yapmayı (takdir etmiş isen) beni rahmetine kavuşanlar-dan kıl, mahrum kalanlardan değil."

Kim bu günde bu duayı okursa, gelecek ramazana ulaşır veya ölürse, Allah'ın mağfiret ve sonsuz rahmetine kavuşur."

Merhum Seyyid ve Kef'amî Resul-i Ekrem'den (s.a.a) şöyle rivayet etmişlerdir: "Kim ramazan ayının son gecesinde, her rekâtta bir Fâtiha, on İhlâs okumak suretiyle ikişer, ikişer on rekât namaz kılar, rükû ve secdelerde de on defa Tesbihât-ı Erbaa'yı (Subhanel-lahi vel-hamdulillahi, ve-la ilahe ilellahu vellahu ekber) okur ve namazları bitirdikten sonra da bin defa istiğfar eder ve istiğfardan sonra başını secdeye koyup şu zikri söylerse:

يا حِيُّ يا قَيُّومُ، يا ذَا الْجَلالِ وَالاِكْرام، يا رِحْمنَ الدُّنْيا وَالآخِرَةِ وَرَحيمَهُما، يا اَرْحَمَ الرّاحِمينَ، يا اِلـٰهَ الاَوَّلينَ وَالآخِرينَ، اِغْفِرْ لَنا ذُنُوبَنا، وَتَقَبَّلْ مِنّا صَلاتَنا وَصِيامَنا وَقِيامَنا.

Ey diri, ey (varlıkları) ayakta tutan; ey celal ve ke-rem sahibi; ey dünya ve âhirette Rahman ve Rahim olan; ey merhametlilerin en merhametlisi; ey ilklerin ve sonların (bütün insanların) ilâhı! Günah-larımızı bağışla; namazımızı, orucumuzu ve gece ibadetlerimizi kabul buyur.

başını secdeden kaldırmadan Allah onu bağışlar, ramazanını kabul eder ve günahlarını affeder. Beni hak olarak peygamberliğe seçen (Allah)a andolsun ki, bunu bana Cebrail (a.s) İsrafil'den (a.s) o da Hak Teâlâ'dan nakletti."

Aynı namaz bayram gecesi için de rivayet edilmiştir; ancak bayram gecesi ile ilgili rivayette ruku ve secdede, rukü ve secde zikirleri yerine tesbihat-ı erbaanın okunması bildirilmiştir. Ve "iğfir lena zunubena" cümlesinin yerine şu cümle geçmektedir: 

«اِغْفِرْ لي ذُنُوبي وَتَقَبَّلْ صَوْمي وَصَلاتي وَقِيامي»

Otuzuncu Gün

1- Merhum Seyyid İbn Tâvûs bugün için "Ella-humme inneke Erhemu'r-Rahimin…" cümleleriyle başlayan bir dua zikretmiştir ki isteyen "İkbal" kitabına müracaat edebilir.

2- Bu günde çoğu müminler genellikle Kur'ân hatmettikleri için hatim duası okunması sünnettir. Bunun en münasip duası, Sahife-i Seccâdiye kitabının 42. duasıdır. Dua çok uzun olduğu için nakletmi-yoruz. İsteyen o kitaba müracaat edebilir. Burada Merhum Şeyh Tusî'nin Emirü'l-Müminin Hz. Ali'den (a.s) naklettiği kısa duayı ver-mekle yetiniyoruz:

اَللّـهُمَّ اشْرَحْ بِالْقُرْآنِ صَدْري وَاسْتَعْمِلْ بِالْقُرآنِ بَدَني، وَنَوِّرْ بِالْقُرآنِ بَصَري، وَاَطْلِقْ بِالْقُرآنِ لِساني، وَاَعَنّي عَلَيْهِ ما اَبْقَيْتَني، فَاِنَّهُ لا حَوْلَ وَلا قُوَّةَ إلاّ بِكَ.

"Allah'ım! Kur'ân ile göğsümü genişlet; bedenimden Kur'ân'ın (gösterdiği istikamette) yararlanmamı sağla; gözümü Kur'ân ile nurlandır; dilimi Kur'ân ile konuştur ve Kur'ân'ı (okuyup amel etmede) ömrümün sonuna kadar bana yardımcı ol. Çünkü sana dayanmayan hiçbir hareket ve kuvvet yoktur."

3- Bugün Hz. Emirü'l-Müminin'den (a.s) nakledilen şu duayı okumak müstehaptır:

اَللّـهُمَّ اِنِّي اَسْأَلُكَ اِخْباتَ الُْمخْبِتينَ، وَاِخْلاصَ الْمُوقِنينَ، وَمُرافَقَةَ الأَبْرارِ، وَاسْتِحْقاقَ حَقائِقِ الاِيمانِ، وَالْغَنيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ، وَالسَّلامَةَ مِنْ كُلِّ اِثْمٍ، وَوُجُوبَ رَحْمَتِكَ، وَعَزائِمَ مَغْفِرَتِكَ، وَالْفَوْزَ بِالْجَنَّةِ وَالنَّجاةَ مِنَ النّارِ .

"Allah'ım! Senden temiz kalpli, mütevazı insanların tevazusunu, yakîn ehli olanların ihlasını, iyi insanların arkadaşlığını, iman hakikatle-rine ulaşmayı hak etmeyi, her iyilikten nasip almayı, bütün günahlardan selâmette kalmayı, rahmetini bana farz kılmanı, mağfiretini bana kesinleştirmeni, cenneti kazanmayı ve ateşten kurtulmayı diliyorum."