Ebuzer Helvacı |
|
Muhsin Farahmand |
|
Mehdi Samavati |
|
Rıza Taheri |
|
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا اَمِينَ اللَّهِ فِى اَرْضِهِ وَحُجَّتَهُ عَلَى عِبَادِهِ اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ يَا اَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ اَشْهَدُ اَنَّكَ جَاهَدْتَ فِى اللَّهِ حَقَّ جِهَادِهِ وَعَمِلْتَ بِكِتَابِهِ وَاتَّبَعْتَ سُنَنَ نَبِيِّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَآلِهِ حَتَّى دَعَاكَ اللَّهُ اِلَى جِوَارِهِ فَقَبَضَكَ اِلَيْهِ بِاخْتِيَارِهِ وَاَ لْزَمَ اَعْدَائَكَ الْحُجَّةَ مَعَ مَالَكَ مِنَ الْحُجَجِ الْبَالِغَةِ عَلَى جَمِيعِ خَلْقِهِ اَللَّهُمَّ فَاجْعَلْ نَفْسِى مُطْمَئِنَّةً بِقَدَرِكَ رَاضِيَةً بِقَضاَئِكَ مُولَعَةً بِذِكْرِكَ وَدُعاَئِكَ مُحِبَّةً لِصَفْوَةِ اَوْلِياَئِكَ مَحْبُوبَةً فِى اَرْضِكَ وَسَماَئِكَ صَابِرَةً عَلَى نُزُولِ بَلاَئِكَ شَاكِرَةً لِفَوَاضِلِ نَعْماَئِكَ ذَاكِرَةً لِسَوَابِغِ آلاَ ئِكَ مُشْتَاقَةً اِلَى فَرْحَةِ لِقاَئِكَ مُتَزَوِّدَةً التَّقْوَى لِيَوْمِ جَزاَئِكَ مُسْتَنَّةً بِسُنَنِ اَوْلِياَئِكَ مُفَارِقَةً لاَِخْلاَقِ اَعْدَائِكَ مَشْغُولَةً عَنِ الدُّنْيَا بِحَمْدِكَ وَثَناَئِكَ
Daha sonra İmam Zeynelabidin (a.s) yüzünü mezara bırakarak şöyle devam etti.
اَللَّهُمَّ اِنَّ قُلُوبَ الْمُخْبِتِينَ اِلَيْكَ والَِهَةٌ وَسُبُلَ الرَّاغِبِينَ اِلَيْكَ شَارِعَةٌ وَاَعْلاَمَ الْقَاصِدِينَ اِلَيْكَ وَاضِحَةٌ وَاَفْئِدَةَ الْعَارِفِينَ مِنْكَ فَازِعَةٌ وَاَصْوَاتَ الدَّاعِينَ اِلَيْكَ صَاعِدَةٌ وَاَبْوَابَ اْلاِجَابَةِ لَهُمْ مُفَتَّحَةٌ وَدَعْوَةَ مَنْ نَاجَاكَ مُسْتَجَابَةٌ وَتَوْبَةَ مَنْ اَنَابَ اِلَيْكَ مَقْبُولَةٌ وَعَبْرَةَ مَنْ بَكَى مِنْ خَوْفِكَ مَرْحُومَةٌ وَاْلاِغَاثَةَ لِمَنِ اسْتَغَاثَ بِكَ مَوْجُودَةٌ وَاْلاِعَانَةَ لِمَنِ اسْتَعَانَ بِكَ مَبْذُولَةٌ وَعِدَاتِكَ لِعِبَادِكَ مُنْجَزَةٌ وَزَلَلَ مَنِ اسْتَقَالَكَ مُقَالَةٌ وَاَعْمَالَ الْعَامِلِينَ لَدَيْكَ مَحْفُوظَةٌ وَاَرْزَاقَكَ اِلَى الْخَلاَئِقِ مِنْ لَدُنْكَ نَازِلَةٌ وَعَوَائِدَ الْمَزِيدِ اِلَيْهِمْ وَاصِلَةٌ وَذُنُوبَ الْمُسْتَغْفِرِينَ مَغْفُورَةٌ وَحَوَائِجَ خَلْقِكَ عِنْدَكَ مَقْضِيَّةٌ وَجَوَائِزَ السَّآئِلِينَ عِنْدَكَ مُوَفَّرَةٌ وَ عَوَائِدَ الْمَزِيدِ مُتَوَاتِرَةٌ وَمَوَائِدَ الْمُسْتَطْعِمِينَ مُعَدَّةٌ وَمَنَاهِلَ الظِّمَاءِ مُتْرَعَةٌ اَللَّهُمَّ فَاسْتَجِبْ دُعَائِى وَاقْبَلْ ثَنَائِى وَاجْمَعْ بَيْنىِ وَبَيْنَ اَوْلِيَائِى بِحَقِّ مُحَمَّدٍ وَعَلِىٍّ وَفَاطِمَةَ وَالْحَسَنِ وَالْحُسَيْنِ اِنَّكَ وَلِىُّ نَعْمَائِى وَمُنْتَهَى مُنَاىَ وَغَايَةُ رَجَائِى فِى مُنْقَلَبِى وَمَثْوَاىَ
Daha sonra şunlar ilave edilebilir;
اَنْتَ اِلَهِى وَسَيِّدِى وَمَوْلاَىَ اِغْفِرْ لاَِوْلِيَائِنَا وَكُفَّ عَنَّا اَعْدَائَنَا وَاشْغَلْهُمْ عَنْ اَذَانَا وَاَظْهِرْ كَلِمَةَ الْحَقِّ وَاجْعَلْهَا الْعُلْيَا وَاَدْحِضْ كَلِمَةَ الْبَاطِلَ وَاجْعَلْهَا السُّفْلَى اِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَىْ ءٍ قَدِيرٌ
Selam olsun Sana ey Allah’ın yeryüzündeki emini ve kullarına hücceti! Selam olsun Sana ey Emirul Mu’minin! Şehadet ederim ki Sen (Allah yolunda) hakkıyla cihad ettin, O’nun kitabı ile amel ettin, O’nun Peygamber (s.a.a) nin sünnetini izledin; nihayet Allah Seni kendi yanına çağırdı ve kendi iradesi ile kendisine doğru Senin ruhunu aldı ve Sende bütün mahlukatı için yeterli hüccet varken Senin düşmanlarına hücceti gerekli kıldı. Allah’ım! Beni Senin takdirine emin, kazana razı, zikrine hırslı kıl; seçkin evliyanı seven, yerinde ve göğünde sevilen, belanın inmesine sabreden, artan aşikar nimetlerine şükreden, gizli nimetlerini anan, Seni mülakat etmenin sevincine iştiyakı olan, kıyamet günü için takva azık edinen, evliyanın gidişatlarını gidişat edinen, düşmanlarının ahlaklarından ayrılan, dünyadan (koparak) Sana hamd ve sena ile meşgul olan bir kişi eyle.(Daha sonra İmam Zeynelabidin (a.s) yüzünü mezara bırakarak şöyle devam etti.) Allah’ım! Gerçekten huşu edinlerin kalbi Sana aşklarından dolayı şaşkındır, Sana rağbet edenlerin yolları Sana açıktır, Seni isteyenlerin nişaneleri açıktır, Sana ariflerin gönülleri korku içindedir, Sana dua edenlerin sesleri yükselmektedir, onların dualarına icabet kapısı açılmıştır, Seninle münacat edenlerin duası kabuldür, Sana dönenin tövbesi kabuldür, Senin korkundan ağlayanın gözyaşına rahmet edilmiştir, Senden medet umana yardımın hazırdır, Senden yardım isteyene yardımın bahşedilmiştir, kullarına vaadlerin gerçekleşmiştir, Sana yönelenin sürçmeleri bağışlanır, amel edenlerin amelleri Senin yanında mahfuzdur, yarattıklarına kendi yanından rızkları inmektedir, onlara artan bağışların ulaşmaktadır, bağışlanma dileyenlerin günahları bağışlanır, yarattıklarının hacetleri Senin yanında reva görür, isteyenlere kendi yanından bağışların boldur, bol ihsanın süreklidir, sofraların Senden ihsan isteyenlere hazırdır ve (lütuf) kaynaklarının (visaline) susuzlara suyu boldur. Allah’ım! Duama icabet et, övgümü kabul et, benimle evliyanı bir arada topla; Muhammed’in, Ali’nin, Fatima’nın, Hasan’ın ve Huseyn’in hürmetine dualarımı kabul et. Sen dünya ve ahirette nimetlerimin velisi, arzularımın amacı, ümitlerimin nihayetisin. ( Daha sonra şunlar ilave edilebilir) Sen benim ilahım, efendim ve Mewlamsın. Dostlarımızı bağışla, düşmanlarımızı bizden defet, onların bize eziyet etmesini önle, hakk sözü açığa çıkar ve onu yükselt, batıl sözün kökünü kazı ve onu alçalt; doğrusu Senin her şeye gücün yeter.