Kur’an’ın dualarında ‘Siz kendinize bakın.’ gibi ayetlerine göre önceliğin insanın kendisine sonra başkalarına verilmesi istenmişken, Hz. Zehra’nın (s.a) dualarında başkalarını kendinden öne geçirdiğini görmekteyiz. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz?

2014/02/12
Soru
Kur’an’ın dualarında ‘Siz kendinize bakın.’ gibi ayetlerine göre öncelik insanın kendisine sonra yakınlarına ve diğer müminlere verilmişken, kimi rivayetlerde Hz. Zehra’nın (s.a) önce başkalarına sonra kendisine dua ettiğini görmekteyiz. Çelişki gibi görünen bu meseleyi nasıl açıklayabilirsiniz? Biz hangi sıralamaya uyalım?

İnsan, nefsini tezkiye ve ıslah ederken kendisini başkalarından öne geçirmelidir. Bu, Kur’an’ın ve rivayetlerin açık emridir. Zira insan kendisini tezkiye etmeden başkalarını hidayet etmesi çok az görülmüştür. Ama dua edip Allah’tan dilek dilerken başkasına öncelik vermek en uygun olanıdır. Rivayetlerde bu konu üzerinde çok durulmuştur. Bu iş insanın dileğine ulaşmasını geciktirmediği gibi onun çabuk bir şekilde ve fazlasıyla gerçekleşmesine de neden olmaktadır.   

Ayrıntılı Cevap

Anlaşıldığı kadarıyla soruda nefis tezkiyesi ve günahtan uzak kalma makamıyla dua ve Allah’tan dilek dilemek makamı birbirine karıştırılmıştır. Zira birincisinde, yani nefsi ıslah etmek ve günahtan sakınmak konusunda ayet ve hadislerden anlaşılan şey insanın kendisine öncelik vermesidir. Kur’an, cehennem ateşinden korunmayı ve tezkiye ederek nefsi ahlaki rezaletlerden kurtarmayı tavsiye etmesinin yanı sıra şöyle buyuruyor: ‘Ey inananlar, siz kendinize bakın (kendinizi dalalet ve isyandan koruyun); doğru yolu buldunuzsa sapık kişi, size bir zarar veremez.’[1]

Bir başka ayette de şöyle buyuruyor: ‘Ey inananlar, kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.’[2](yani günah işleyerek kendinizi ateşe atmayın).

Görüldüğü üzere, burada söz konusu olan dua, niyaz vb. şeyler değil, nefsi ıslah etmek ve ahlaki rezaletlerden kurtulmaktır. Bu da insanın kendisini ve yakınlarını başkalarına tercih etmesini gerektirmektedir. Tabi bu, emr-i maruf ve nehy-i münkeri terketmek manasına gelmez. Zira farzları yerine getirmek nefsi ıslah etmenin yollarından olsa da ‘Nefsi ıslah ediyorum’ bahanesiyle onları terketmek olmaz.

Ancak dua ve dilek dileme aşamasında, rivayetlerden anlaşıldığı ve defalarca vurgu yapıldığı gibi durum tam tersidir. Çünkü, Masum İmamların (a.s) buyurdukları gibi burada en iyi olan başkalarını kendine tercih vermektir. İmam Hasan’ın (a.s) saygı değer anneleri Hz. Zehra’dan (s.a) naklettiği ve soruda da geldiği gibi Hz. Zehra (s.a), duası hakkında oğlu İmam Hasan’ın (a.s) sorusuna ‘Önce komşu, sonra kendimiz.’[3] diye cevap buyurmuştur.

İmam Seccad’da (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Şüphesiz melekler, müminin insanın başka bir mümin kardeşinin arkasından dua ettiğini veya hayırla yadettiğini gördüklerinde ona şöyle derler: ‘Ne kadar iyi bir kardeşsin sen! O senin yanında olmadan sen ona dua ediyor ve hayırla anıyorsun. Gerçekten Allah, onun için istediğinin iki katını sana verecektir...’[4]

Bu tür rivayetler çoktur. Vesailu’ş-Şia kitabında ‘Bab-u İstihbab-u İhtiyari’l-İnsan ed-Duae Li’l-Mümin Ala’d-Duai Li-Nefsihi’ (Kendisine Dua Etmeden Önce Başkalarına Dua Etmenin Müstehaplığı) diye bir bab vardır. Orada kendisine dua etmeden önce başkalarına dua etme hakkında birçok hadis gelmiştir.

 

Daha fazla bilgi için bkz: Dizin: Yolda Çıkan Eş ve Yakınlar için Dua: Soru:14979 (Site:14755).   

    

 
------------

[1] -Maide/105

[2] -Tahrim/6

[3] -Şeyh Hür Amuli, Vesailu’ş-Şia, c.7, s.112, Bab-u İstihbab-u İhtiyari’l-İnsan ed-Duae Li’l-Mümin Ala’d-Duai Li-Nefsihi, Müessese-i Alu’l-Beyt, Kum

[4] -a.g.e., s.111.

Yeni Makale ve Video öğeleri

Yeni Kitaplar