PLEASE_WAIT
Dini öğretilerimize göre Masum İmamların varlıkları iki yönlüdür. Biri nurani varlıkları, diğeri maddi varlıklarıdır. Nur varlıkları açısından onların hepsinin nuru birdir. Ama maddi ve cismi varlıkları açısından zaman ve mekan şartlarına göre her birinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin İmam Ali cesarette ve hitapta, İmam Hüseyin cihad ve şehadette, İmam Bakır ve İmam Sadık eğitim ve öğretimde, İmam Kazım zindana tahammülde gibi. Bu özellikler özel şartlardan dolayı Onlarda ortaya çıkmıştır. Yoksa ötekiler bunlardan yoksundur diye bir şey yoktur. Bu yüzden bir özellik İmamlardan sadece birine aittir, diğerlerinde yoktur diyemeyiz.
Belirtmek gerekir ki hadislerde İmamların dünyadaki rütbe ve konumları Onların sıralamasına göre gelmiştir.
Dini öğretilerimize göre Masum İmamların varlıkları iki yönlüdür. Biri nurani varlıkları, diğeri maddi varlıklarıdır. Nur varlıkları açısından onların hepsinin nuru birdir.[1] Ama maddi ve cismi varlıkları açısından zaman ve mekan şartlarına göre her birinin kendine has özellikleri vardır. Örneğin İmam Ali cesarette ve hitapta, İmam Hüseyin cihad ve şehadette, İmam Bakır ve İmam Sadık eğitim ve öğretimde, İmam Kazım zindana tahammülde gibi. Bu özellikler özel şartlardan dolayı Onlarda ortaya çıkmıştır. Yoksa ötekiler bunlardan yoksundur diye bir şey yoktur. Bu yüzden bir özellik İmamlardan sadece birine aittir, diğerlerinde yoktur diyemeyiz.
Belirtmek gerekir ki hadislerde İmamların dünyadaki rütbe ve konumları Onların sıralamasına göre gelmiştir.
Aşağıda bu konuyla ilgili birkaç hadise yer veriyoruz:
I) İmam Sadık (a.s) buyuruyor: ‘Kim Emirü’l Müminin’in ziyaretini terkederse Allah ona nazar etmez. Melekelerin ve Peygamberlerin ziyaret ettikleri kimseyi ziyaret etmek istemez misin? Şüphesiz Emirü’l Müminin (a.s) bütün İmamlardan üstündür.’[2]
II) Hişam b. Salim diyor ki: İmam Sadık’tan (a.s) ‘İmam Hasan mı (a.s) üstündür yoksa İmam Hüseyin mi (a.s)’ diye sorduğumda: ‘İmam Hasan, İmam Hüseyin’den üstündür.’ diye buyurdu Ben: ‘Öyleyse imamet neden İmam Hasan’dan sonra İmam Hüseyin’inin soyundan geldi?’ diye sorduğumda şöyle buyurdu: ‘Allah Tebareke ve Teala, Musa ve Harun’un (a.s) sünnetinin o ikisinde gerçekleşmesini istedi. Onlar nübüvette ortak idiler, İmam Hasan ve İmam Hüseyin de imamette. Her ne kadar Musa Harun’dan üstün olsa da Allah nübüvetti Musa’nın değil Harun’un soyuna verdi.
Ben şöyle arzettim: ‘Bir zamanda iki imam olabilir mi?’ Buyurdu ki: ‘Hayır. Ama biri susar ve diğerinin peşinden giderse ve diğeri de onun rehberi olursa olur. Her ikiside konuşur ve imametle görevlendirilirse bu olmaz.’[3]
III) A’maş şöyle diyor: Hz. Sadık’tan ‘Allah Resulünden sonra en üstün insan ve halifeliğine en layık olan kimdir?’ diye sorduğumda şöyle buyurdu: ‘Ali b. Ebi Talib, ondan sonra Allah Resulünün kızı ve kadınların en üstünün iki oğlu Hasan ve Hüseyin’dir. Sonra Ali b. Hüseyin, sonra Muhammed b. Ali’dir. Sonra Cafer b. Muhammed, ondan sonra hidayet olmuş ve hidayet eden imamlardır. Zira vera’, iffet, doğruluk, salah ve içtihat, iyiye ve kötüye emanetini vermek, uzun secde etmek, geceleri ibadetle geçirmek, haramdan uzak durmak, fereci beklemek, güzel davranış ve güzel komşuluk onlardadır.’[4]
Daha fazla bilgi için bkz:
-İmamların Beşeri ve Psikolojik Boyutlardaki Farklılıkları: Soru:12183 (Site:11944)
-İmam Hüseyin: Hidayet Meşalesi ve Kurtuluş Gemisi: Soru:10875 (Site:10731)
-Hz. Muhammed (s.a.a) ve Hz. Ali’nin (a.s) Vahdet-i Nuraniyetleri Soru:7840 (Site:8095)
------------
[1] -İmam Zeynu’l-Abidin (a.s) buyuruyor: ‘Allah’ın kudretine şaşırmayın: Ben Muhammedim Muhammed’de benim. Muhammed dedi ki: Ey insanlar! Allah’ın işine şaşımayın: Ben Aliyim Ali’de benim. Hepimiz biriz, bir nurdanız; ruhumuz Allah’ım emridir. Birincimiz Muhammed, ortamızdaki Muhammed, sonuncumuz Muhammeddir ve biz hepimiz Muhammediz.’ (Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c.26, s.18, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1404.)
[2] -Seyyid Razi, Hasasiusu’l-Eimme (a.s), s.40, Mecmau’l-Buhus-i Astan-ı Kuds-u Razavi, HK.1406
[3] -Biharu’l-Envar, c.25, s.249.
[4] -Deylemi, Hüseyin, İrşadu’l-Kulub İl’s-Savab, c.2, s.421, İntişarat-ı Şerif Raziy, HK.1412.