PLEASE_WAIT
Selam, Babam annemin vefatından sonra evlendi, ama evi yok ve kirada oturmaktadır. Şu anda mali sıkıntısı var ve benle hanımım da çalışıyoruz, acaba ona ne ölçüde yardım etmemiz gerekmektedir?
Şia fıkhında bazı şahısların nafakasını[1] vermek insanın üzerine farzdır. Üç sebeple nafaka vacip olur: Evlilik[2], akrabalık ve mülkiyet.[3]
Nafakası insanın üzerine farz olan kimselerden birisi ebeveynlerdir. İnsanın nafakasını vermekle yükümlü olduğu hanım ve çocuklarının yanı sıra anne ve babası da insanın nafakasını vermekle yükümlü olduğu kimselerdendir. Bu konuda çeşitli rivayetler zikredilmiştir.[4] İmam Sadık (a.s) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: Şahsı ebeveyn, çocukları ve hanımının nafakalarını ödemeye mecbur edilebilir.[5]
Rivayetlerde olduğu gibi, taklit mercileri ebeveynin nafakasını farz bilmektedir. Netice itibarı ile eğer anne ya baba veya her ikisi kendi yaşamlarını idare etmeye güçleri olmazsa, evladın gücü olduğu müddetçe yetecek[6] kadar onların yaşamlarına yardım etmesi, üzerine farzdır.[7]
Nafaka vermek sadece erkek evlatların üzerine farz değildir; belki gücü yeterse ebeveynlerin nafakası kıza da farzdır. Eğer erkek evladın mali gücü yoksa oğlunun oğluna veya kızının oğluna ya da kızın çocuklarına (babanın kız tarafından torunları) nafaka vermeleri farz olur.[8]
Elbette ebeveynin nafakasını vermenin farz oluşu ebeveyn konusunda hakikidir; ama üzerinde hakkı olan ve kendisi için zahmet çekmiş insanlara ve usulen muhtaçlara ve mali imkanları olmayanlara yardım etmek Allah-u Teala’nın beğendiği ve sevdiği amellerdendir.
------------
[1] Nafakanın manasını
[2] Daha fazla bilgi için; Hanımın nafakasının farz olma şartları, Soru: 6895 (Site: 6981) müracaat ediniz.
[3] Necatu’l İbad (lil-İmami’l-Humeyni), Tahran: Müessesei tenzim ve neşri asar-ı İmam Humeyni, 1422, s. 382,.
[4] Amuli, Hurr’ü “Vesailu’ş-Şia”, Kum: Müesseseyi Âlu’l Beyt, c. 21 s. 525, Kum, 1409; Nafakalar ilgi şöyle bir unvanla “Bab-ı vucubi nafakat-il ebeveyn ve’l veled” (Ebeveynin nafakasının farz oluşu ve evlat) bir bap tahsis etmiştir.
[5] Vesailu’ş-Şia, c. 21 s. 525, Kum,
[6] La takdire fi nefakati’l ekarib, belil vacibu kadre’l kifaye minet taam ve’l idam ve’l kisve ve’l mesken mea mülahizetil hal ve’ş şe’n vez zaman ve’l mekan hesebe ma merre fi nafakati’z Zevce. (Akraba nafakasında belirlenmiş her hangi bir miktar yok. Vacip olan, yeme, katık, giyim ve meskende durum, zaman ve zevce nafakasında geçtiği gibi konuma göre yetecek kadardır.), Tahriru’l Vesile, c. 2, s. 321.
[7] İnsanın anne ve babası, dede ve büyük dedesi ve onların babalarının nafakalarını vermesi farzdır. Aynı şekilde erkek evlatları ve kızlarının ve onların çocuklarının ve torunlarının çocuklarının nafakasını vermesi de farzdır; ister Müslüman olsunlar ister kâfir. Necatu’l İbad (lil-İmami’l-Humeyni), s. 382,
[8] İmam Humeyni, Tahriru’l Vesile, c. 2, s. 322. Müessesesi daru’l ilm, Kum.