PLEASE_WAIT
Doktor ve hasta arasındaki karşılıklı haklar İslam şeriatı esasınca açıklanabilir mi?
Bir açıdan ilahi hükümler iki kısma ayrılır. A. İmzasal hükümler; B. Tesise dayalı hükümler. İmzasal hükümler, İslam’dan önce geçmişi olan, ama İslam’ın bir takım ıslahatlar yaparak imzaladığı hükümlerdir. Birçok muamelat türü bu kabildendir. Tesise dayalı hükümler ise daha önce bir geçmişi olmayan, İslam’ın ibdası olan hükümlerdir; birçok ibadet bu türdendir. İnsanlar arasındaki karşılıklı haklar da sadece İslam’a özgü değildir, aksine tüm ilahi dinlerde ve hatta ilahi olmayan dinler arasında da mevcuttur. İnsanlar doğal olarak medeni ve sosyal olmaları hasebiyle, sosyal düzenin korunması için kanunların tedvin edilmesi, insanlar için bir takım hakların konulması ve bunlara uymak için tüm bireylerin sorumluluk taşıması gerekir. Bu iki taraflı haklar denilen şeydir. Doktor ve hasta arasındaki karşılıklı haklar hakkında da doktor ve hastanın her birinin diğerine yönelik aşağıdakine benzer haklar taşıdığını belirtmek gerekir:
1. Hasta doktora güvenmeli ve doktor da hastasına karşı emin olmalıdır; yani eğer bir hasta gizli olan ve hasta için sır sayılan bir hastalık veya kusur taşıyorsa, bunu başkalarına duyurmamalıdır.
2. Eğer hasta namahrem ise, bakmada ve dokunmada şerî hadlere riayet etmelidir.
3. Doktor hastalıkları tam ve kâmil anlama ve teşhis etmede çaba ve eforunun tümünü kullanmalı ve olasılık ve ihtimalle hastalarını tedavi etmemelidir.
4. İlaçları ihtiyaç ve zaruret ölçüsünde hastaya vermelidir…[1]
5. Doktor iş ve uzmanlığına ekonomik açıdan bakmamalı ve insanî misyon cihetinde hareket etmelidir. Hasta da bunun karşısında doktorun emek ücretine özen göstermelidir.
6. Hasta doktorun tavsiyelerine kulak vermeli, sıhhat ve tedavide ihtiyaç duyulan şeyleri kullanmalıdır.
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
----------
[1] Meclisi, Biharü’l-Envar, c. 75, s. 235, Müessesetü’l-Vefa Beyrut, - Lübnan, 1404 h.k, Ali’nin (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir: Her bölge ehli dünya ve ahiret işlerinde üç şeye ihtiyaç duymaktan müstağni değildir. Eğer onları kaybederlerse ahmaktırlar. Bunlar takvalı fakih ve bilgin, halkın itaat ettiği hayırsever emir ve güvenilir basiretli doktordur.