Ehl-i Beyt Kelimesinin Türkçe anlamı nedir?

2014/05/24
Soru
Selam . Benim bir sorum var. Ehlibeyt kelimesinin turkce anlami nedir?

Ehli Beyt, Arapça ehl ve Beyt kelimelerinden oluşan bileşik bir kelimedir. Ragıp İsfahani Meşhur Kur’ani terimler sözcüğü olan Mufredat kitabında ehlin kişiyle soy, vb. yönlerden bir bağı olan şahıs anlamına geldiğini açıklamıştır. Ekreb’ul Mevarıd adlı tanınmış lügat kitabında da ehl kelimesinin kişinin akrabaları anlamına geldiği açıklanmıştır. Beyt kelimesinin ise asıl anlamı ev ve mesken olmakla birlikte şeref ve tazimi göstermek için kullanıldığı lugat bilginleri tarafından vurgulanmıştır. Bu bileşik kelimeden maksat Hz Muhammed’in (Allah’ın salatı ona ve temiz Ehli Beytine olsun) yakın akrabası olduğunda şüphe yoktur. Ancak burada üzerinde durulması gerekli olan bir husus Kur’an ve Hadis terminolojisinde Ehli Beyt kelimesinden maksadın kimler olduğudur. Kur’an’da Ahzap suresi ayet 33de geçmiş ve Allah’ın kendilerin her türlü kusuru temizlemeyi irade ettiği açıklanmıştır ve bir çok hadislerde Peygamber (Allah’ın salatı ona ve temiz Ehli Beytine olsun), Ehli Beyt hakkında önemli tavsiyelerde bulunmuştur. Örneğin sahih bir hadiste kendisinden sonra iki değerli emanet bıraktığını, bu iki emanetin Kur’an ve Ehli Beyti olduğunu açıklamış ve Müslümanların bu iki emanete birlikte sarıldığı müddetçe sapıklığa düşmeyeceğini bildirmiştir. Veya “Ehli Beytimden ayrı düşmeyin onlardan öne geçmeyin ve onlardan ayrılarak geride de kalmayın ve onlara bir şey öğretmeye kalkışmayın çünkü onlar sizden daha bilgilidir” buyurduğu sabittir. Yukarıdaki ayet ve bu konudaki yüzlerce hadis dikkate alınarak Ehli Beytin kimler olduğu sorusunun üzerinde önemle durulmaya şayan bir konu olduğu ortaya çıkar. Ehli Beyt Mektebinin alimleri Ehli Beyt’ten maksat Peygamber’in döneminde Hz. Muhammed’in kendisi Hz. Fatıma Hz. Ali, Hz. Hasan, ve Hz Hüseyin olduğunda ve Peygamber’den sonra ise Hz. Hüseyn’in soyundan olan dokuz imam olduğunda hiçbir kuşkuya kapılmamışlardır. Bu hususta en büyük delil Hz. Peygamberden nakledilen kesin hadislerdir. Örnek olarak bu hususu açıklayan yüzlerce sahih hadislerden bazılarını aşağıda zikrediyoruz: Ehli Beyt Mektebinin Büyük Muhaddislerden olan Saduk, Uyun-i Ahbarir-Riza kitabında İmam Cafer Sadık’tan o da babalarından şöyle nakleder Hz. Ali’den Peygamber’in ben aranızda iki emanet bırakıyorum hadisinde geçen yakın akrabalarından maksat kimlerdir diye sorulunca Hz. Ali: Ben, Hasan ve Hüseyin ve dokuz imamlardır ki onların dokuzuncusu Hz. Mehdi’dir. Bunlar Kur’an’dan Kur’an da bunlardan ayrılamaz...diye buyurmuştur. (bkz Uyun Ahbar Rıza c.1 s. 46) Hulefa mektebinin önde gelen muhaddislerinden olan Muslim Kendi Sahih’inde ve Tirmizi kendi süneninde naklederler ki “Gelin çağıralım...” ayeti indiğinde Peygamber Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i çağırarak şöyle dedi Allahım! İşte bunlar benim yakınlarımdır (Ehli Beytimdir.)” Bkz. Muslim c.4, 1871). Yine Tirmizi kendi Sünen’inde rivayet eder ki, “Allah siz Ehli Beyt’ten her türlü kusuru gidermek ve sizleri tertemiz kılmak ister ayeti Peygamber’in Değerli hanımlarından olan Ummu Sele’nin evinde nazil oldu; Bunun üzerine Peygamber Fatıma Hasan Hüseyin’i çağırdı. Hz. Ali de Peygamber’in kendi arkasında yer alacak şekilde onların üzerine bir örtü çekti ve şöyle dedi: Allah’ım! Bunlar benim Ehli Beytim’dir; bunlardan her türlü kusuru gider ve tertemiz kıl; Ummu Seleme: Ey Allah’ın Elçisi ben de onlarla bir arada olabilir miyim deyince, Peygamber: Sen kendi yerinde kal; senin sonun iyidir diye buyurdu. Suyuti’nin nakline göre hadisin sonu şöyledir: Ummu Seleme “Ben Örtüyü kaldırarak onların yanına katılmak istedim ama Peygamber örtüyü benim elimden çekti ve senin sonun iyidir, dedi. Ehli Beyt’ten maksadın sadece Peygamber, Ali, Fatime, Hasan ve Hüseyin olduğunu Ehli Sünnetin de bir çok büyük şahsiyeti de itiraf etmektedir. Ashaptan Aişe, Ummu Seleme Ebu Said el Hudri Enes b. Malik ve Vaile de bu görüşü teyit etmekteler. Bizce temel kaynaklara müracaat edebilen insaf sahibi bir insan için Ehli Beytten maksadın Peygamber, Ali, Fatime, Hasan ve Hüseyin olduğunda şüphesi kalmaz. Ama ne yazık ki bunun gibi kesin olan bir çok gerçek tarihte sürekli bazıları tarafından inkar edilmeye çalışılmıştır.

Yeni Makale ve Video öğeleri

Yeni Kitaplar