Acaba Rüşvet Yemek Haram mıdır?

2015/12/09
Soru
Acaba Rüşvet Yemek Haram mıdır? Acaba içinde yaşandığın yer ve topluma mı bağlı? Haram olduğu takdirde illetini açıklayınız?


 Rüşvet etimolojik olarak “r-ş-v” kökünden gelme ve Arapça bir kelimedir. Kelimede bulunan “r” harfı feth (e), dam (u) ve kesr (i) (yani reşeve, rüşeve ve rişeve) olmak üzere üç şekilde kullanılmıştır. Bu kelime müfrettir ve onun cemi “reşa” veya “rişa” şeklindedir. Farsçada mozd (el emeği)[1] anlamındadır.  Istılahta ise bir kimse kendi hedefine ulaşabilmesi için verdiği şeyler (par, mal) dir.[2]

Rüşvetin haram oluşunu açıklamak için fakihler; Kur’an, Sünnet, İcma ve Akıl olmak üzere dört delilden yararlanmışlar.[3]

Kur’a’nı Kerim:

Allah u Teala şöyle buyurmaktadır: “Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin”.[4] Allame Tabatabai bu ayetin tefsirinde şöyle yazıyor: “tedlu” mastarı olan “edilla” kelimesinin anlamı kuyudan su çekmek için kuyunun içine atılan kovadır. Şu mübarek ayetteki anlamı hâkimlere rüşvet vermektir. Buradaki “delv” kelimesinin kullanımı konuya latif ve güzel bir kinayedir ki rüşvet veren kimsenin göze almış olduğu şeyin hükmünü kuyunun dibinde yer almış olan sunun menzilesine koymuş ki rüşvet kovanıyla dışarıya çekilmeye çalışılıyor”.[5] Dolayısıyla rüşvet vermenin haram oluşunun gereğince rüşvetin alınması da haramdır.[6]

Rivayetler :

Birçok rivayetin içeriğince rüşvet alınmasını küfrün mısdaklarından sayılmaktadır. Şu rivayete dikkat ediniz: Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Rüşvetten uzak durun. Zira bu iş küfürdür. Rüşvet yiyen bir kimse cennet kokusunu alamıyor”. İmam Cafer Sadık bu bağlamda şöyle buyuruyor: “…amma rüşvete gelince ey Ammar! Hükümler noktasında Allah a ve Allah Resulüne küfretmek anlamındadır”.[7]

İcma :

Rüşvetin haram oluşu hakkında fakihlerce sunulmuş bir başka delil ehlisünnet ve Şia olmak üzere tüm İslam fırkalarının üzerinde ittifak emiş olmalarıdır ki buna icma denilmektedi. Dolayısıyla icma ile rüşvetin haram oluşu sabit kılınmıştı.[8]

Akıl :

Rüşvet camiaya çok zararlar varit ediyor. Bir kısım parayla (rüşvetle) kendi tüm maksatlarına ulaşırlarsa parasız olan ve her hangi bir nedenden dolayı rüşvet vermek istemeyenler kendi haklarına varmak için birçok sorunlarla karşılaşırlar. Sorumlular yapacakları işleri karşısında rüşvet almaya adet ederlerse rüşvet vermeyenlere karşı kendi vazifelerini gerektiği gibi ve doğru bir şekilde yerine getirmezler / getiremezler. Dolayısıyla idari sistem tamamen fesada bulaşır. Bu nedenle mukaddes-i ERDEBİLİ olmak üzer diğer âlimler rüşvetin haram oluşu hakkında beyan edilen “akli” delili müstakil bir delil olarak unvan etmişler. Yani rüşvetin haram oluşu aklen sabit kılınmıştır. “ Mecmau’l – Fevaide ve’l – Burhan ” adlı kitapta şöyle yazılmaktadır: “rüşvetin haram oluşunun nedeni akıl ve nakilden, kuran, Müslümanların icma’i ve sünnetten istifade edilebilinir”.[9]

Sonuç itibarıyla taklidi mercilerin fetvasını zikredeceğiz:

Behcet, Hamenei, Safi, Fazıl, Mekarım ve Nuri gibi büyük Ayetullahlar şöyle buyurmuşlardır: “Dairelere müracaat eden kimseler tarafından kurumlarda topluma hizmet vermekle görevli çalışanlara (memur) para veya herhangi bir mal vermek kurumları fesada bulaştırır ve şeran haramdır. (Veren kişi için haram olduğu gibi) alan kişi için de haramdır ve dolayısıyla bu doğrultuda malı elde kimse bu malda tasarruf etme hakkına sahip değildir.[10]

Tebrizi, Sistani ve Vahit gibi Ayetullahlar şöyle buyurmuşlardır: “Kaza (kazilik) babı dışında kendi hakkını almak için rüşvet vermek caizdir. Ama vazifesi çalışmak ve topluma hizmet etmek olan kimseler tarafından almak caiz değildir.[11]

 

 --------------

[1] “ Mecmau’l - Bahreyn ”, c. 1, s. 184.

[2] “ibni Esir, “ en - Nihaye ”, c. 2, s. 226.

[3] Huyi, “ Misbahu’l - Fekahe ”, c. 1, s. 256.

[4] Bakare, 188.

[5] “ el - mizan”, c. 2, s. 52. (bakara suresinin 188. Ayetin zeylinde).

[6] Huyi, “ Misbahu’l - Fekahe ”, c. 1, s. 234.

[7] “ Vesailu’ş - Şia ”, c. 12, s. 63, bap: 5, hadis no: 1.

[8] NECEFİ, “ Cevahiru’l - kelam Fi Şerhi Şerai’i’l – İslam ”, c. 22, s. 145; Huyi, “ Misbahu’l - Fekahe ”, c. 1, s. 263.  

[9] Mukaddes Erdebili, “ Mecmaul Fevaid Ve’l - Burhan Fi Şerhi İrşad’i’l - Ezhan ”, Kum: defteri intişarati İslami, 1403, hicri kameri, c. 12, s. 49.

[10] İmam, “tahriruvesile”, c. 2, kitab-i kada, mesele: 6; Ayetullah fazıl: “camiul meseil”, c. 1, sual: 972; Ayetullah Mekarım-i Şirazi, “istiftaat”, c. 2, sual: 664  ve 665; Ayetullah Safi; “ Camiu’l - Ahakam ”, c. 2, sual: 1540; Ayetullah Hmenei, “ Ecvibetu’l - İstiftaat ”, sual; 1246 ve 1247; Ayetullah Behcet: “ Tevziu’l - Mesail ”, Muteferkat, mesele no: 16.

[11] Ayetullah Tabrizi, “ İstiftaat ”, sual 999; Ayetullah Vehit, “ Minhacu’s - Salihin ”, c. 3, mesele no: 32; Ayetullah Sistani, “ sistani.org ”, rüşve baistifade ez nermefzar-i pursiman, (sd.).

Yeni Makale ve Video öğeleri

Yeni Kitaplar