PLEASE_WAIT
Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ve de güneş ile yerin hareketi gibi konulara işaret etmesi bunların gerçekliğine ek olarak Allah’ın sonsuz kudretine, O’nu tanıma yolunu açmaya ve yaratılış hakkında düşünme ve irdelemenin altyapısını hazırlamaya matuftur. Aynı şekilde Kur’an’ın bazı ilmî konuları zaman ve tecrübî bilimlerin ispatına muhtaçtır. Eğer bilim Kur’an’a ait ilmî konular hakkında bir teori ileri sürmüyorsa, bu Kur’an’daki teorinin yanlış oluşuna delalet etmez.
Yedi gökten maksadın ne olduğu anlaşılması için birkaç noktayı açıklamamız lazımdır:
Birinci Nokta: Kur’an-ı Kerim’de yedi yerde direkt[1] ve iki yerde ise endirekt[2] olarak yedi gökten söz edilmiş ve bir yerde de görüldüğü kadarıyla yedi yerden bahsedilmiştir.[3]
İkinci Nokta: Sözlükte Semanın (Gök) Manası
Sema (gök) sözlükte (Arapça) “semev” kökünden türeyip yükseklik manasına gelmektedir.[4] Hatta bazı sözcükbilimciler her tavanın kendi tabanı karşısında gök ve her tabanın da kendi tavanı karşısında yer sayıldığını iddia etmiştir.[5]
Üçüncü Nokta: Kur’an’da Gök
“Sema” kelimesi ve türevleri Kur’an-ı Kerim’de üç yüz on defa kullanılmıştır.
A. Maddi Gök
Kur’an-ı Kerim birçok yerde gök kelimesini maddi anlamında kullanmıştır. Bundan değişik manalar kastedilmiştir. Bazıları şunlardır:
1.Göğün yukarı yön manasında kullanılışı: “(Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir.”[6]
2. Göğün yerin etrafını saran atmosfer manasında kullanılışı: “Gökten bereketli bir su indirdik.”[7]
3. Göğün gezegen ve yıldızların mekânı manasında kullanılışı: “Göğe burçlar yerleştiren, orada bir ışık kaynağı (güneş) ve aydınlatıcı bir ay yaratanın şanı çok yücedir.”[8]
B. Göğün Manevî Manası
Kur’an-ı Kerim birçok yerde gök kelimesini manevî manada kullanmıştır. Bundan değişik örnek ve anlamlar kastedilmiştir. Bazıları şunlardır:
1. Göğün evrendeki işlerin düzenlendiği bir mahal olarak yakınlık ve huzur makamı manasında kullanılışı:“Gökten yere her işi O evirip düzene koyar.”[9]
2. Göğün yüce ve gerçek bir mevcut[10] manasında kullanılışı: “Gökte rızkınız ve size vaad olunan şeyler vardır.”[11]
Dördüncü Nokta: Yediden Maksat Nedir?
Yedi kelimesi Arapçada iki şekilde kullanılmaktadır:
A. Yedinin belirgin ve muayyen bir adet manasıyla matematikte kullanılışı.
B. Çokluk sembolü manasıyla yedinin kullanılışı. Çünkü bazen Araplar yedi kelimesinden istifade ederken bundan çokluk manasını kastederler.
Beşinci Nokta: “Yedi Gök” Kavramından Kur’an’ın Güttüğü Gaye
Müfessirler “yedi kök” kavramı hakkında birçok ihtimal vermiştir.
A. Yedi gerçek bir adet olması durumunda şu ihtimaller akla gelmektedir:
1. Yedi göğün her biri yıldız ve gezegenler ile dolu olup tıpkı yeryüzü göğü gibidir.[12] Henüz keşfedilmemiş yedi benzer dünyanın var olma ihtimali mevcuttur.
2. Yedi yakınlık ve huzur makamı ve de manevî yüce varlık (yedi gök), tabiatın varlıksal ast yedi mertebesi karşısındadır.[13]
B. Yedi çokluk anlamında olması durumunda aşağıdaki ihtimaller akla gelmektedir:
1. Yüce Allah birçok gök (gezegen ve seyyare vb. mecmuası) yaratmıştır. Aynı şekilde birçok yer (dünyaya benzer toprak küreler) yaratmıştır. Bunların hepsi uzayda gezinmede ve muallâktır.
2. Yüce Allah birçok gök tabaka ve atmosferi ve hakeza birçok yerin iç tabakası veya yer ve yöre yaratmıştır.
3. Yüce Allah birçok yüce mertebe, yakınlık ve huzur makamı ve yüce varlıklar yaratmıştır.
Netice itibariyle, Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında yeterli bilgi ve malumatımızın olmayışı ve bilimsel açıdan gök ve galaksiler ile ilgili bulunan müphemlikler nedeniyle, bu hususta kesin bir görüş öne sürmek mümkün değildir. Tüm teoriler sadece ihtimal ve sanı düzeyinde dile getirilmektedir.[14] Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ve de güneş ile yerin hareketi gibi konulara işaret etmesi bunların gerçekliğine ek olarak Allah’ın sonsuz kudretine, O’nu tanıma yolunu açmaya ve yaratılış hakkında düşünme ve irdelemenin altyapısını hazırlamaya matuftur. Aynı şekilde Kur’an’ın bazı ilmî konuları zaman ve tecrübî bilimlerin ispatına muhtaçtır. Eğer bilim Kur’an’a ait ilmî konular hakkında bir teori ileri sürmüyorsa, bu Kur’an’daki teorinin yanlış oluşuna delalet etmez. Daha fazla bilgi için aşağıdaki kitaplara müracaat ediniz:
1. Peşuheş Der İcaz-ı ilmî Kur’an, Muhammed Ali Rızayı İsfahanî, c. 1, s. 134.
2. Maarif-i Kur’an, Muhammed Taki Misbah Yezdi, s. 234.
3. Tefsir-i Numune, Nasır Mekarim Şirazi, c. 1, s. 156.[15]
--------------
[1] Bakara, 29; İsra, 44; Muminun, 86; Fussilet, 12.
[2] Melek, 3; Nuh, 15.
[3] “Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah’ın emri bunlar arasından inip durmaktadır.” (Talak, 12.)
[4] et-Tahkik Fi Kelimati’l-Kur’an, Hasan Mustafavî, (İntişarat-i Vezaret-ı Feheng ve İslamî, ç. 1, Tahran, 1371 Ş) c. 5, s. 254.
[5] Müfredat, Rağıb İsfahanî, el-Mektebtu’l-Rezeviye, Tahran, 1332 Ş, Madde-i Sema.
[6] İbrahim, 24
[7] Kaf, 9.
[8] Furkan, 61.
[9] Secde, 5.
[10] Bkn: Maarif-i Kur’an, Üstat Misbah Yezdi, (İntişarat-i Der Rah-ı Hak, Kum, 1367 Ş), s. 234; Peşuheş Der İcaz-i İlmî Kur’an, Dr. Mukammed Ali Rızayi İsfahanî, İntişarat-i Mubin, Reşt, ç.1, s. 1380, c. 1, s. 134.
[11] Zariyat, 22.
[12] et-Tahkik Fi Kelimati’l-Kur’an, c. 1, s. 155; Müfredat, Rağıb İsfahanî, Madde-i Arz.
[13] Bkn: el-Mizan, Allame Tabatabî, Neşr-i İsra, Kum, c. 16, s. 247 ve c. 19, s. 327.
[14] Bkn: Tefsirü’l-Cevahir, Tantavî Cevherî, Daru’l-Fikir, c. 1, s. 46; Peşuheş Der İcaz-i İlmî Kur’an, Dr. Mukammed Ali Rızayi İsfahanî, c. 1, s. 126-142.
[15] Bkn: Sayt-ı Payıgah-ı Merkez-i Ferheng ve Maarif-i Kur’an.