PLEASE_WAIT
Cemaat imamının şartlarından biri de onun adil olmasıdır[1] ve bu adalet cemaat imamında görülmeli ve ispat edilmelidir.[2] "Adalet" insanı büyük günah işlemekten ve küçük günahı tekrarlamadan alıkoyan batındaki bir Allah'tan korkma haletidir. Herhangi biriyle bir irtibatımız olursa ve onun bir günah işlediğini görmezsek, bu adaletin varlığının göstergesidir. Buna batın melekesini yansıtan "zahir güzelliği" denir.[3] Adaletin ispatının ve tabi olmanın ölçü ve mizanı itminan hâsıl olması ve her ne kadar başkalarının tabi olması yoluyla elde edilse bile adaletin cemaat imamında olduğuna dair bir güvenin oluşmasıdır.[4] Bu yüzden bazı âlimlerin adaletin ispat yolları hakkındaki tabirlerinde şöyle denmiştir: Adalet iki adil şahsın çelişik olmamaları durumunda tanıklığıyla ispatlanır ve günahkârlık da iki adil şahsın veya bir adil şahsın tanıklığıyla kanıtlanır. Adil oldukları bilinmeyen bir topluluğun bir şahsın adil olduğuna dair sözleri itminan meydana getirirse tabi olmada yeterlidir. Hatta adil bir şahsın tanıklığı veya iki adil şahsın söz konusu şahsa tabi olması veyahut halleri bilinmeyen bir topluluğun ona tabi olması yoluyla itminan hâsıl olursa yeterlidir. Güven ve itminan her yoldan elde edilirse yeterlidir. Elbette itminan duyan şahsın bilen, uzman ve basiret sahibi biri olması ve şeriat meselelerine yönelik bilgi taşıması şartıyla bu geçerlidir; yoksa cehalet ve en küçük şeyden itminan elde eden kimseler yoluyla olmamalıdır.[5]
-----------
[1] Tevzihü'l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami'l-Humeyni), c. 1, s. 791, mesele. 1453.
[2] (Fazıl:) Cemaat imamının adaleti tabi olan kimse için ispat edilmiş olmalıdır ve adalet hakkında bir şüpheyle ona uyulamaz. a.g.e.
[3] (Mekarim:) mesele. 1268.
(Behçet:) mesele. 1171. Cemaat imamındaki muteber adalet zahir güzelliğidir; yani büyük günahlardan uzak durmaktır. Öyle ki şahsın zahirî halleri sanı düzeyinde onun günahı terk etmeyi esas aldığına delalet etmelidir; yoksa birkaç gün günahı terk etmesi yeterli değildir. Tabi olan şahıs bu zahir güzelliğini ispatlamalıdır ve küçük günahları işlemede ısrar etmek büyük günah mesabesindedir. a.g.e.
[4] el-Gayetu'l-Kusva Fi't-Tercümeti'l-Urveti'l-Vuska, c. 2, s. 63.
[5] el-Gayetu'l-Kusva Fi't-Tercümeti'l-Urveti'l-Vuska, c. 2, s. 63, mesele. 14-15.