PLEASE_WAIT
Ahzap suresinin 37. ayeti Peygamber’le (s.a.a) Cahş’ın kızı Zeynep’in evliliği hakkında olup şöyle buyuruyor: ‘An o zamanı ki Allah'ın, kendisine nimet verdiği ve senin de nimetler verdiğin kişiye ‘eşini bırakma ve çekin Allah'tan’ diyordun.’
Zeyd bin. Harise azad edilmiş bir köle olup, Peygamber (s.a.a) onu kendisine evlat edinmiş ve halasının kızı Zeynep binti Cahş’la evlendirmişti. Zeyd’le Zeyneb’in evliliklerinin üzerinden bir süre geçtikten sonra Peygamberin (s.a.a) huzuruna gelerek, Zeynep’ten boşanma konusunda meşveret etti ve uygun görürse boşanmak istediğini söyledi. Resulullah (s.a.a) ona engel oldu. Ama Zeyd sonunda karısını boşadı. Onun boşamasından sonra Peygamber (s.a.a) Zeynep’le evlendi.
Cahiliyet döneminde evlatlık diye alınan ve kendi evlatları olmayan erkek çocuklara ‘Dea’ ve ‘Tebenni’ denirdi. Bu, Araplara özgü bir adet değildi. O zamanın Rum ve Fars gibi gelişmiş ülkelerinde de bir çocuk evlatlık olarak alındığında onlara kendi evlatlarının ahkamı uygulanırdı. Yani kız idiyse onunla evlenmek haramdı, erkek idiyse onun karısıyla evlenmek caiz değildi. İslam bu ahkamı kaldırdı.[1] Allah-u Teala, Ahzap suresinin 4 ve 5. ayetlerinde evlatlığın insanın kendi çocuğu gibi görülmesini reddedetmiştir. Araplarda erkek evlatlığın en önemli hükümlerinden biri babalığın onun karısıyla evlenmesinin çok kötü sayılmasıydı. Kim bu adeti kaldırmak isteseydi büyük bir itirazla karşılaşırdı. Peygamber de İslamın ilerlemesi için kendisine bir evlatlık aldı. Allah-u Teala, erkek evlatlığın karısıyla evlenmenin haramlığının hükmünün geçersiz olduğunu bildirmek için Peygamberine onun boşadığı karısıyla evlenmesini emretti.[2] Ahzap suresinin 37. ayetinin tefsirinde bu konu ele alınmış ve nüzul sebebi zikredilmiştir. Tefsir-i Kummi, ‘Evlatlıklarınızı öz oğullarınız olarak halk etmedi’ ayetinin hakkında şöyle yazıyor: ‘Babam İbn-i Ebi Umeyr’den, o da Cemil’den, o da İmam Sadık’tan (a.s) İmamın (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Ayetin nüzul sebebi şuydu: Allah Resulü (s.a.a) Huveylid’in kızı Hatice ile evlendiğinde ticaret amacıyla Mekke’den Ukaz’a gitti. Orada Zeyd’in satıldığını gördü. Zeki ve ahlaklı biri olduğunu anlayınca onu satın aldı. Peygamber olunca Zeyd’i İslama davet etti, Zeyd’de Müslüman oldu. Babası Harise b. Şurahil Kelbi oğlundan haber alınca Mekke’ye geldi (oğlunu sahibinden satın alıp azad etsin diye). Harise muhterem ve saygın biriydi. Ebu Talib’in yanına gelerek dedi ki: ‘Ey Ebu Talib! Oğlum (bir olayda) esir oldu. Elden ele satılmış sonunda kardeşinin oğlu onu almıştır. (Senden ricam) Ona oğlumu satmasını veya yerine başka bir köle almasını veyahut azad etmesini önerdiğimi söyle.’ Ebu Talip, Resulullahla (s.a.a) konuştu. Resulullah (s.a.a) ‘Onu azad ettim, istediği yere gidebilir’ diye buyurdu. Harise oğlunun elinden tutarak dedi ki: ‘Kalk oğlum! Eski şeref, nesep ve haysiyetine dön.’ Zeyd dedi ki: ‘Asla! Yaşadığım sürece Allah Resulünden (s.a.a) ayrılmayacağım.’ Harise dedi ki: ‘Kendi şerafet ve ailenden vaz mı geçiyorsun? Kureyş’in kölesi mi olacaksın?’ Zeyd yine ‘Asla! Yaşadığım sürece Allah Resulünden (s.a.a) ayrılmayacağım.’ diyerek aynı sözü tekrarladı. Babası kızarak dedi ki: ‘Ey Kreyşliler şahid olun! Ben ondan beriyim ve o benim oğlum değil artık.’ Allah Resulü’de (s.a.a) orada olanlara hitap ederek ‘Şahid olun ki Zeyd benim oğlumdur. O benden miras alır, ben de ondan miras alırım.’ diye buyurdu. O günden sonra herkes Zeyd’e İbn-u Muhammed (Muhammed’in oğlu) diye hitap etmeye başladı. Allah Resulü’de (s.a.a) onu severdi ve adını ‘Muhabbetli Zeyd’ koymuştu. Allah Resulü (s.a.a) Medine’ye hicret ettiğinde Cahş’ın kızı Zeynebi Zeyd’le evlendirdi.[3] Zeyd bir süre sonra eşinden ayrılmak istedi. Peygamber (s.a.a) ona engel oldu.[4] Ama Zeyd sonunda onu boşadı. Zeyd, Zeynebi boşadıktan sonra Peygamber (s.a.a) Allah’ın emriyle ve cahiliyet adetini ortadan kaldırmak için Zeyneple evlenmeye karar verdi.
Ancak bu, büyük bir iş olduğundan Peygamber (s.a.a) halkın bunu kabul etmemesinden korkuyordu. Bunun üzerine Allah şöyle buyurdu: ‘İnsanlardan korkuyordun ve Allah'tan korkman daha doğruydu ve o, buna daha layıktı.’[5]
İslam peygamberi (s.a.a) sonunda Zeyneple evlenerek bu yanlış cahiliye sünneti ortadan kaldırdı. Allah ayetin devamında bu evliliğin hikmetinin başkalarının da sıkıntıya düşmemesi için bu cahiliyet sünnetinin tamamen ortadan kalkmasında olduğunu vurgulayarak şöyle buyuruyor: ‘Biz o kadını sana eş ettik, bu da, oğul edinilen kişiler, eşlerinden ayrıldıkları zaman onların bıraktıkları kadınları inananların almalarında bir beis olmadığını bildirmek içindi’
--------------------
[1]- Muhammed Hüseyin Tabatabai, el-Mizan (Farsçası), c.16, s.411.
[2]- ‘Onu sana nikahladık.’ cümlesinden bu mana çıkmaktadır.
[3]- el-Mizan (Farsçası), c.16, s.482.
[4]- Ahzap/37
[5]- Ahzap/37